0.9: Kolye

293 287 0
                                    

•Bölümler elimde hazır olduğu için her gün yayınlamaya çalışıyorum. Umarım sizde bu durumdan mutlusunuzdur. Vote ve yorum yapmayı unutmayalım!🐉

Son derece kararlı ve ciddi bir şekilde lavabodan ayrıldı. Ortak salona gitti. Kapıları tam kapatıyorlardı ki eliyle ittirerek içeri girdi. Herkes bir anda ona döndü. Milly kaşları çatık ve başı dik bir şekilde merdivenlerden yukarıya çıktı. Neredeyse herkes onun ağlayarak geleceğini düşünmüştü. Ama o asla kendini ezdirmezdi.

Milly tekrar test olacak ve sonunda gerçek grubuna yerleşecekti. Profesör Dorothy ismini söylediğinde aşağıya indi ve  aşağıdaki masada ilk günkü gibi test oldu. Sorular aynı idi. Bir değişiklik yapılmamıştı. 3 dakika sonra testi Profesöre teslim etti. Sonuç için çok heyecanlıydı. Profesör Dorothy zarfı açtı ve sonucu okumaya başladı. Milly'nin kalbi yerinden çıkacaktı.

"Yine mi! Her gruptan eşit şekilde seçilmişsin. Bu durumda kendi grubunu kendin seçeceksin. Yemek yerken sen düşün. Yemek sonrası kürsüde bize duyurursun. Şimdi yerine geçebilirsin." 

Milly şaşkındı. Sonuç nasıl aynı kalmıştı? Bu olay okul tarihinde de ilk kez yaşanıyordu. O az da olsa değişiklik bekliyordu. Kendisinin kararına bırakılması belki de daha iyi olmuştu. Milly bugünkü olaya kadar annesi gibi Siolaria grubunu seçmeyi planlıyordu. Ama bu olay bakış açısını tamamen değiştirdi. Herkes Milly'nin seçeceği grubu merak ediyordu. Sorsalar da Milly söylemiyordu. Yemek süresi dolduğunda aşağıya kendinden emin adımlarla indi ve kürsüye çıktı. 

"Karar verdin mi Milly?"

Milly gülümsedi ve; 

"Blackaurora'yı seçiyorum."dedi. Başını yukarıya kaldırdı ve Stefan'a baktı. Stefan onu onaylarmış gibi başını hafifçe salladı. Stefan Milly'nin kararlarına karışmaz ve saygı duyardı. Milly Blackaurora’yı seçtiğinde kendini göstereceğini anlamıştı. Biraz da olsa gerçek insanları tanımaya başladığı için mutluydu. Herkes şaşırmıştı. Önce gerçek olmadığını düşündüler. Biraz daha sessizlik hâkimiyetini sürdürdükten sonra Stefan'ın alkışlarıyla diğerleri de işin ciddiyetini anladı ve onlarda alkışladı. Milly kalktığı masaya geri döndü.

Aslında aklında hiç kimsenin gelmek istemediği bu grup yoktu. Ama Luther ve Steven ona bu şekilde davrandıktan sonra fikrini değiştirdi. Eğer onlar daha da üstüne gelirlerse o da karşılık verecek ve sessiz kalmayacaktı. Milly yerine oturduktan sonra Profesör Campbell kürsüye indi.

“Yatakhane düzenleriniz değiştirildi. Gruplarınızın koridorlarında listeyi bulabilirsiniz. Herkese iyi akşamlar diliyorum. Odalarınıza gidebilirsiniz.”

 Herkes dağılmaya başladı. Milly koşar adımlarla aşağıya indi. Önce odasına çıkıp yastığının altından kolyesimi aldı. Hızlı yürürken insanlara çarpıyordu. Ama aklı sadece kolyedeydi. Kütüphaneye doğru yol aldı. Herkes odalarında eşyalarını toplamakla meşguldü. O yüzden kütüphane bomboştu. Kırılan eşyaları düzeltmek için bir kitap arıyordu. Biraz aradıktan sonra kitabı buldu. Masaya oturdu ve okumaya başladı.

Normalde güçleri zihin yoluyla yapıyorlardı ama daha öğrenme aşamasında olduğu için bu tür şeyleri yapmayı bilmiyordu. Gerekli kelimelerle yapabiliyordu ancak. Çünkü güçleri daha tam olarak gelişmemişti. Kitaba biraz bakındıktan sonra gerekli kelimeleri buldu. Kolyesini cebinden çıkardı, masaya koydu, elini uzattı ve "Renier Falus" dedi. Hiçbir şey olmayınca bir şeyleri yanlış yaptığını düşündü. Kelimeleri kontrol etti ama onlar doğruydu. Arka sayfayı çevirdiğinde "Kırılan eşyayı onarmak için tüm parçalarının bir arada olması gereklidir."yazıyordu.  Milly kolyeye bakarken üstündeki bir taşın olmadığını fark etti. Birden ayağa fırladı. Yanına kolyeyi alarak olayın olduğu alana doğru gitti. Yere çömelerek kolyenin kayıp parçasını arıyordu ki karşısında biri belirdi.

Milly Flores: Siyah TaçWhere stories live. Discover now