0.1: Severalmights

439 332 456
                                    


Gökyüzüne bağışlanan bir dileğin yeryüzünde neler inşa edeceğinden habersiz bir mum daha üflendi. Bir meleğin nefesinin ateşi söndürdüğü yerde, dileği onu ebedi esarete mahkûm bıraktı. Milly'nin 15. doğum günüydü. Normalde doğum gününü kutlamazdı. Ama o gün kutlamak istedi. Çünkü onun için özel bir gündü. Stefan onun bu isteğini kırmayıp UpperWorld boyutuna giderek ona pasta aldı. Stefan eve döndüğünde kapıyı Gale açtı. Gale, ev işlerine yardım eden kısa boylu bir tür yaratık ve Milly'nin tek arkadaşıydı. Milly koşarak kapıya geldi. Kapının önünde duran Stefan'ın elinden pastayı kaptığı gibi arka bahçeye doğru koşmaya başladı. Onun arkasından Gale de koşarak geldi. Stefan paltosunu çıkardı ve içerdeki koltuğun üstüne bıraktı. O da ağır adımlarla arka bahçeye doğru yürüdü. Milly pastayı masaya koymuş ve başına oturmuştu bile. Gale de hemen onun yanında oturuyordu. Stefan ayakta onları izliyordu. Genç kız asla çıkarmadığı siyah beresinin içindeki kısa siyah saçlarını düzeltti sonra iri yeşil gözlerini huzurla kapatarak düşündüğünde bile içini kıpır kıpır eden o dileği diledi ve ciğerlerine hapsettiği nefesi hevesle üfleyerek mumları söndürdü. Gale "Ne dilek diledin?" diye sordu.

"Bu yıl Severalmights'a gidebilmeyi diledim. Annem ve babam bununla gurur duyardı."

Stefan "O okula gidebileceğini kim söyledi sana? Tehlikeli!" diyerek eve geri döndü. Milly arkasından giderek "Senelerce tehlikeli diye bu boyuttan dışarı çıkmadım zaten. Tehlike ne onu bile söylemiyorsun. Belki de ortada bir tehlike bile yok. Okula gitmek istiyorum. Benim de arkadaşlarım olsun istiyorum." dedi.

Stefan "Tehlike gerçek. Sana ne diyorsam o. Daha fazla ısrar etme." diyerek oradan ayrıldı. Gale Milly'nin yanına geldi ve onu teselli etti. Milly Gale'yi dinlemeden sinirli bir şekilde odasına giderek kapıyı sertçe kapattı. Siyah yorganın altına girerek kulaklığını taktı. Ve müzik dinlemeye başladı.

Stefan siyah kısa düz saçlı, mavi gözlü uzun biriydi. Yüzünde her zaman ciddi bakışları olan sert biriydi. Ama yinede Milly'i seviyordu. Bunu hiç söylemese bile biraz tanıyınca anlaşılırdı. Milly'e doğduğundan beri o bakıyordu. Milly'nin ailesi ölmüştü ama nasıl öldüklerini ona hiçbir zaman söylemiyordu. Stefan bir boyut satın almıştı ve orada yaşamaya başlamışlardı. Boyutlarına Flores boyutu ismini vermişlerdi. Bu ismi Milly seçmişti. Çünkü annesinin kızlık soyadını anmak istiyordu. Severalmights ise güçleri olan kişilerin eğitildiği okuldu. Sıradan ve güçleri olmayan insanlara Lagom deniyordu. Güçleri olan insanlar ise Lagomlardan uzak olan boyutlarda yaşamlarını sürdürüyorlardı. Zengin kısım kendilerine bir boyut satın alabiliyordu. Ortak boyutun adı ise 'UpperWorld' idi. Okul ve diğer gerekli eşyaların satın alınabileceği mağazalar, dükkanlar orada bulunuyordu. Milly hayatı boyunca Flores boyutundan dışarıya adımını bile atmamıştı. Stefan ona sürekli 'Tehlikeli!' diyor ve göndermiyordu. Tehlikenin ne olduğunu da bir türlü söylemiyordu. Milly'nin hayatı sakin ve her gün aynı gibi geçiyordu. Stefan sabahları evden çıkıyor ve akşamları geliyordu. Hatta bazı akşamlar gelmiyordu bile. Stefan çok konuşmayı sevmeyen biriydi. Milly ile de çok konuşmazdı. Ona olayların sadece bilmesi gerektiği kısmını anlatırdı ve susardı. Milly üstüne giderse bazen konuşurdu. Ama bu da çok sık yaşanan bir şey değildi. Ailesinin nasıl öldüğü ve dışarıdaki tehlikeden asla bahsetmezdi.

Milly'nin annesi Elisa çok güzel bir kadınmış. Pembe yanaklarına kadar uzanan kısa, sarı, düz saçlara ve hayat dolu yeşil gözlere sahipti. Babası Charles ise siyah, kıvırcık, kısa saçlara ve kahverengi gözlere sahipti. Milly'nin doğum gününü kutlamama nedeni ailesinin öldüğü gün ile aynı olmasıydı. Annesi anladığı kadarıyla onu doğururken öldü. Babasının nasıl öldüğünü hâlâ çözememişti. Stefan'ın onu nerede bulduğunu ve neden sahiplendiğini de hâlâ bulamamıştı.

Milly Flores: Siyah TaçWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu