0.6: Siolaria

292 301 0
                                    

Milly sıradaki gideceği grubun Siolaria olduğunu öğrendiğinde ilk gün ki gibi heyecanlandı. Bu grupta görünmezlik ve geleceği görme dersleri vardı. Milly şu ana kadar en çok bu grubu beğenmişti. Bu grubun koridorları beyazdı ve saatler ile doluydu. Görünmezlik dersine Profesör Adeleina giriyordu. Milly her zaman olduğu gibi en arka sıraya oturdu. Önüne ise sarı, kıvırcık, kısa saçlı ve mavi gözlü bir erkek oturdu. Dersin öğretmeni birden karşılarında belirince herkes biraz korktu. Sonra bunun normal olabileceği akıllarına geldi. Profesör Adeleina tüylü fötr şapkası ile dikkatleri üzerine çekiyordu. Çok sevimli birine benziyordu.

"Herkese yeniden merhaba. Öncelikle Milly yeni sınıfına hoş geldin. Evet, şimdi derse geçebiliriz. Görünmezlik ustalık gerektiren bir iştir. Ama işin mantığını kavradığınız da kolayca yapabilirsiniz." derken birden olduğu yerden gözler önünde kayboldu. Sesi geliyordu ancak kendisi yoktu. Herkes buna hayran kalmıştı. "Bir gönüllü istiyorum." Milly'nin önünde oturan çocuk ayağa kalktı ve kendinden emin bir şekilde Profesörün yanına gitti. Profesör Adeleina da onun bu cesaretini çok beğenmişti. Profesör önce çocuğun ismini sordu. "Riley" dedi çocuk.

"Cesaretini sevdim Riley. Umarım bunu derste soru cevaplarken de kullanırsın. Şimdi senden zihnini boşaltmanı ve sadece görünmez olmayı düşünmeni istiyorum."

Riley denen çocuk gözlerini kapatıp parmaklarını havada birleştiğinde Profesör ona "Ne yapıyorsun? "diye sordu. "Meditasyon yapmıyor muyuz hocam? Hani onlar da böyle yaparlar ya. "

Sınıftakiler gülmeye başlayınca Profesör de onlara katıldı.

"Bana biri daha lazım. Ama lütfen bu kişi aklı başında biri olsun." Riley Milly'i işaret ederek "Bu kız çok cesur birine benziyor Profesör. Bu gelsin mi?"

"Biz insanlara 'bu' diye mi sesleniyoruz?"

"E ismini bilmiyorum ki hocam ne diye çağırıyım?"

Hoca Riley'i takmadan Milly'e döndü ve "Riley haklı sanırım sen gelir misin?" Milly eliyle kendini göstererek "Ben mi?" dedi. Riley o sırada Milly'nin yanına geldi ve elinden tutarak tahtaya çekti. Milly bir şey diyemeden Profesör Adeleina'in yanında buldu kendini.

"İsmin sanırım Milly'di. Tanımayan kalmamıştır sanırım Riley dışında."

"Aa, sen o kızdın dimi ya. Ben de seni nerden tanıyorum diye düşünüyordum."

"Evet, ben Milly. O kız değil Milly"

"Şimdi Milly zihnini boşalt ve görünmez olduğunu düşün. Elini Riley'in omzuna koy."

Milly gözlerini kapatıp sadece görünmez olmayı ve sanki kimsenin onu görmediği bir diyara gitmiş gibi düşündü. Başkalarının onu görüp görmediğini bilmiyordu. Birden sınıftan "Wow" sesi çıkınca Milly sakince gözlerini açtı.

"Bizi duyabiliyor musun Milly? "

"Evet, çok net geliyor sesiniz. Görünmez mi oldum?"

"Evet, şuan sanki bir ruh omzuma dokunuyormuş gibi hissediyorum. Lütfen elini çek ya da buraya geri dön. Bu çok korkunç bir his. "

"Tamam Milly. Geri dönebilirsin. Yaptığının tam tersini yaparsan dönmüş olursun."

Milly Profesörün dediklerini yaptı. Riley gözlerinin içine bakınca geri döndüğünü anladı.

"Doğru kişiyi seçmişiz Riley"

"Evet, efendim çok doğru kişiyi seçmişiz."

Milly gülümsedi ve teşekkür etti sonrasında yerine oturdu. Ders bittikten sonra Milly odasına doğru gidiyordu ki yanına Riley geldi ve eline bir not tutuşturup koşarak uzaklaştı. Milly odasına gidince kitaplarını masasına koydu ve notu okudu. Notta "Kitaplarını koy ve sonra bahçeye in!" yazıyordu. Milly bu çocuğun emretmeden bir şey söyleyebileceğini düşünmüyordu. Milly bahçeye indiğinde Riley bir ağacın altında çimenlerin üstünde oturuyordu. Milly yanına gitti; "Eğer bir dahakine daha nazik davet etmezsen gelmem!" diyerek yanına oturdu. Riley yüzüne şaşırmış gibi bakınca Milly "Şaka yapıyorum. Aslında bu konuşma tarzın hoşuma gitti." diye açıklama yaptı.

"Ben de senin cesaretine ve asilliğine hayran kaldım."

"Ama ben cesaret içeren herhangi bir şey yapmadım ki." "Olsun, ben bunu sana bakınca bile anlayabiliyorum. İçinde var bunlar. Ayrıca komik kızsın da."

"Ben mi komiğim? Senin bu umursamaz tavrın bile insanları güldürmeye yetiyor. Sırrın ne söyle de ben de komik olayım." "Sır mı? Bilmem, gelişine bırakıyorum ve gerçekleri söylüyorum insanlar buna gülüyor."

Yüzü birden düştü.

"Niye yüzünü astın şimdi? Bana anlatabilirsin içindekileri. Dinleme konusunda iyiyimdir."

"Yok, bir şey." dedi ilk önce. Biraz duraksadıktan sonra sözüne devam etti; "Aslında var. İnsanlar sadece eğlenceli bir kişiliğe sahip olduğum için benimle arkadaş olmak istiyor. Biraz içimi dökünce hemen ortadan kayboluyorlar hatta bazıları dinlemiyor bile. Belki sende öylesin bilmiyorum." "Beni tanımadan bunu bilemezsin değil mi?"

" Aslında evet. Ama insanlara güvenim kalmadı. Yinede sana bir şans vermek istiyorum. Nedenini bilmiyorum."

"Merak etme. O şansı iyi değerlendireceğim. Bana güvenebilirsin."

"Tamam, o zaman bana biraz kendinden bahset."

"Merhaba ben Milly Flores."

Aralarında güldükten sonra Milly lafına devam etti.

"Flores boyutundan geliyorum. Annem ve babam ben doğmadan öldüler. Annem beni doğururken ölmüş sanırım. Tam bilmiyorum. Biri beni büyüttü ve bu yaşa geldim. Bu kadarı şimdilik yeterli sanırım. Sıra sende."

"Ailen için üzüldüm. Teselli konusunda hiç iyi değilimdir o yüzden bir şey söyleyemeyeceğim. Ben de UpperWorld yani bu boyutta yaşıyorum. Farklı bir boyutta yaşadığına göre seni büyüten kişi zengin olmalı."

"Bilmem, belki öyledir."

"Niye onu tanımıyormuş gibi konuştun?"

"Kendisi pek konuşkan değildir. Bana kendisi hakkında çok fazla bahsetmez."

"Biraz garip geldi ama neyse ben devam edeyim. Ailem yaşıyor ama ablam öldü. Herkesin bahsettiği kötü kişi tarafından."

"Kötü kişi mi? Hiç duymamıştım. O ki-" derken yanlarına Stefan geldi.

"Herkes sınıfına gitsin. Dersler başlamak üzere. Sen bekle Milly."

Riley ne olduğunu anlamadan sınıfına doğru yol aldı.

"Kim o çocuk? Bir şeyler anlatıyor gibiydin. Sanırım eve geri dönmek istiyorsun."

"Ne! Hayır, eve dönmek istemiyorum. Bir şey anlatmadım ayrıca. Arkadaş edinmeye çalışıyorum. Buna bari karışma." diyerek Milly sınıfına doğru yol aldı. Stefan'a çok kızmıştı. Arkadaş edinmek istiyordu. Ama bunu hayatını anlatmadan nasıl yapacağını bilmiyordu. Milly sınıfına döndü. Ve diğer dersle devam ettiler. Milly bu grupta olan haftasınıda geçirdikten sonra Riley ile biraz daha yakın arkadaş olma yolunda ilerlemişlerdi. 

Milly Flores: Siyah TaçWhere stories live. Discover now