6. BÖLÜM

1.3K 49 7
                                    

Saat gece 2'ye gelirken birbirimize iyi geceler dileyerek odalarımıza dağıldık.

Kendimi yatağıma bırakıp öylece tavanı izlemeye başladım.

Çoğunu sevmiştim. Tatlı bir sohbetti benim için. Uzun zaman sonra bu kadar keyif almıştım ben. Bunca yaşadıklarımdan sonra mutluluğu en derinlerde hissetmek hoştu.

Tavandaki bakışlarım tıklanan kapıyla buluştuğunda gir diye seslendim kapıyı çalan isme.

Kapı açılıp nemli saçları ve pijamalarıyla içeri giren aleynayı görünce kahkahalara boğuldum.

"Noluyor?"

Diyerek bana merakla baktığında bir kere daha güldüm.

"5 yaşında uyumak istemeyen çocuklara benziyorsun."

Bu kez sonu gelmez kahkahalarıma oda eşlik etti. En sonunda gülmeyi kesip yatağın yanındaki küçük koltuğa oturduğunda ne oldu dercesine kafamı salladım.

"Sıkıldım o yüzden."

"Aferin sana."

Gülümseyip telefonunu aldı eline.

Hayır madem sıkıldığın için geldin niye odamda telefonunla oynuyorsun ki yani?

Telefonunu elinden çekip bir kenara bıraktığımda şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.

"Telefonunla odandada oynayabilirdin küçük hanım."

"Haklısın."

Bir süre sadece birbirimizin gözlerine baktık.

Bakışlarını kaçırıp elleriyle oynamaya başladı.

"Ailenle bugün sanki 1 Yıldır görüşmemiş gibiydiniz. Bir sorun mu var?"

Derin bir nefes aldım. Bu aile meselesinden bıkmıştım artık ama son kez anlatacağım dedim kendi kendime.

"Ailem bodrumda yaşıyor. Yaşadığım hiçbirşeyi bilmiyorlar. Anlatamadım."

"Poyraz yaşadıkların ayıp şeyler değil ki. Bu kadar içine atmasaydın şuan daha iyiydin emin ol."

Yavaşça eğilip omuzlarımı tuttu.

"Birdaha hiçbirşeyi içine atma. Yoksa yine erirsin."

Gülümseyerek kafamı salladım.

Serçe parmağımı ona uzattım.

"Söz"

Serçe parmağıyla benimkini birleştirip yanaklarında ortaya çıkan yeni farkettiğim gamzeleriyle gülümsedi.

"Söz"

Içimdeki garip his tekrar yerini belli ederken ağzımın kuruduğunu hissedip küçük buzdolabından 2 şişe su alıp birini aleynaya uzattım.

Yatağa oturup bağdaş kurarken bir yandada elimdeki suyu yudumluyordum.

En sonunda şişenin kapağını kapatıp komidine bıraktım. 

"Ben çok sıkıldım bahçeye falan mı çıksak?"

"Aleynacığım saat 3."

"Olsun hadi."

"İyi peki madem."

Birlikte odadan çıkıp beyaz cam görünümlü merdiven basamaklarından indik.

Emin büyük 3 Kişilik koltuklardan birinde sadece başını ovuyordu.

Aleynayla bir süre bahçede oyalandıktan sonra onun yanına gideceğimi aklımın bir köşesine not ettim.

Aleyna bahçeye açılan cam kapıyı açıp dışarı çıkarken peşindende ben adımladım.

Kapıyı kapatıp bahçedeki havuzun kenarındaki şezlonglardan birine yerleşirken aleyna bakışlarını eminde kilitledi.

"Poyraz sence o nasıl biri?"

"Içine kapanık olduğu kesin."

Hafifçe başını sallayıp oturduğu şezlongtan kalkıp çiçeklerin olduğu yere gitti.

Peşinden sadece onu izlerken birkaç çiçeğe parmak uçlarıyla dokunup yavaşça burnunu yaklaştırdı.

Bakışlarım aleynadan ayrılıp bahçenin tümünde gezinirken arka tarafta sohbet eden yunus emre ve reşatı farkettim.

Her yerde karşımıza çıkıyorlar yeter bee.

Gözlerimi devirip bune dercesine elimi salladım.

Hava hafifçe serinlerken aleynaya içeri gidiyorum dercesine içeriyi gösterdim.

Tamam diyerek kafa salladığında oturduğum yerden kalkıp villaya geri girdim.

Koltukta öylece oturan eminin yanına yaklaşıp oturduğumda yeşil gözlerini aralayıp yorgun bakışlarını üzerimde gezdirdi.

"İyi misin sen?"

"Başım ağrıyor biraz."

"Şurada ilaç dolabı var git ilaç al böyle olmaz."

"Niye geldin?"

"Çünkü kötü gözüküyorsun."

"Sen hep böyle kapalı kutu musundur?"

"Kendiliğinden oluyor hatta sonra bir anda düzeliyor. "

"Hmm. Anladım. Ama sen git ilacını al ve uyu yarın akşam gidiyoruz adaya."

"Tamamdır sana iyi geceler o zaman."

Eyvallah dercesine göğsüme vurduğumda bitkin bir kahkaha atıp gözden kayboldu.

Derin bir nefes alıp odama çıktım tekrar.

Telefonumda gezinmemin ardından aklımı ve beynimi biraz dinlendirmeye karar verip kendimi uykuya teslim ettim.

Sabah kapımın dan dun çalınması ile ayaklandım yatağımdan. Uykulu gözlerle kapıyı açarken karşımda emin'i görmek beni şaşırtmıştı. Gülen yüzüyle aşağı katı işaret etti.

"Günaydın haydi  kahvaltıya gel."

DÜN GECE- PoyAlDonde viven las historias. Descúbrelo ahora