5. BÖLÜM: "Kötüler ve Kurbanlar"

469 92 56
                                    


Öfke, sakinliği azar azar tüketen en etkili ilaçtır; dozunun dengesini kuran ise en yetkin yöneticidir.

💊

Kulağımıza ulaşan ses, çaresizlik duygusunu en dipte yaşamış, kendini kötülerin ördüğü ağların çıkmazından kurtarmaya çalışan, aklını kaçırmış çaresizliğin sesiydi ve diline pelesenk olmuş sözler, gözlerimin acıya doymasına yetmişti. Onlar bir kişiyi daha delirtmeyi başarmışlardı ve bu kişinin de eli kanlı katili olmuşlardı. Bizim de katilimiz olacaklardı.


"Meral," diyen Mete'yle, titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Onun için geç kaldık, elimizden bir şey gelmez artık. Sana söz veriyorum, onu da buradan çıkaracağız, Meral." Sesi titriyordu, o da abisinin kurbanıydı ama o caniyi yenebilecek tek insan da Mete İzbeyli'ydi. Hissettiğim buram buram acıma duygusu, dilerim bir gün kötülere sunulan bir duygu olmazdı. Günü geldiğinde, siz hesap verirken ben kollarımı yarattığınız enkazlara sarmış olacağım. Yaraları siz olmuştunuz, onların intikamını alacak insanlar da biz olacaktık. Kabusunuz olacağız, tıpkı sizin bizim kabusumuz olduğunuz gibi.


Bir meşale gökyüzündeki karanlığı yardığında, işte o zaman, anlayın ki iyiler zaferini gösterişli bir şekilde kutluyor olacaktı. Yalvaracaksınız ama bu sefer, zaman özgürlüğe doğru aktığı için, hançerlenen sizin sırtınız olacaktı. Ve Tanrı, yerkabuğunun derisine sinmiş sizin gibi kötü insanları, kendi terazisinde hizaya sokacaktı.


Elleriyle kulaklarını kapatan, en az on yedi yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim siyah saçlı kıza doğru yaklaştığımda, adımlarımı takip eden Mete, içimdeki cesareti besliyordu.

"Meral, nasıl bir tepki vereceğini bilmiyoruz, lütfen dikkatli ol," dediğinde onaylarcasına başımı salladım. Eski püskü ranzaya yaklaştığımda yutkundum.


"Kaçın! Kaçın kurtarın kendinizi! Burası çok kötü, inanlar çok kötü," dediğinde ağlayarak, yutkundum ve gözlerimi yumdum ardından büyük bir kaygıyla ruhumu olacaklara hazırladım.

"Umut yeryüzü, özgürlük gökyüzü! Kaçın!"

Elimi korkuyla kaldırdığımda, Mete'nin güç veren parmaklarının dokunuşunu omuzumda hissettim.

Siyah saçlı kızın omuzuna dokunduğumda, irkildi ve başını korkakça kaldırmaya çalıştı. Nefeslenen heyecanımla kaldırdığı yüzünü taradı gözlerim. Gördüğüm yüz; bir çocuğun küllerini, gençliğinin yok oluşunu, en çok da yeşil ormanlara ulaşan ateşlerin titreyişini yansıtıyordu. Ay teninin üzerindeki kanlı çiziklere baktım, bunlar; çaresizliğine yenik düşünce, kendine zarar vermesinden doğan yaralardı sanırım.


"San..a yar..dım ede..ceğiz biz," dediğimde, bedenini yatağın gerisine yaslayıp titremeye başladı ve kafasını iki yana salladı.

''insanlar çok kötü! İstemiyorum, uzak durun! Zarar vereceksiniz onlara. Uzak durun," dediğinde anlamsızca gözlerimi kırpıştırdım ve gözlerimi Mete'ye çevirdim.

DELİLERİN MÜZİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin