[42]

10.1K 499 617
                                    

Özel Bölüm | Part 2

Yazım hatalarım varsa şimdiden özür dilerim. Ve uyarmaktan asla çekinmeyin, iyi okumalar!

*

"Evet, nereye gidiyoruz?" Yerimde kıpırdanarak ona döndüğümde dudağıma küçük bir buse kondurduğunda utanmıştım.

Yaklaşık 2.5 yıldır beraberdik ama hâlâ beni öpmesine alışamamıştım. Hiç beklemediğim bir anda sarılıyor, öpüyor ve dokunuşlarıyla aklımı kaybetmeme sebep oluyordu. Ve ben buna hâlâ alışamamıştım sanki hiç alışamazmışım gibi hissediyordum.

Önüme döndüğümde elimdeki kitapları torpido gözünün üstüne bırakmış ve derin bir nefes alarak rahat bir pozisyon aldım.

"Sürpriz olduğunu söylemiştim." dediklerine tekrar göz devirdiğimde ona dönmüş ve kaşlarımı çatmıştım.

"Lütfen söyle," sağ kolunu çekiştirerek dudaklarımı büzmüş ve köpek yavrusu bakışları atmaya başlamıştım.

"Hayır dediğimi hatırlıyorum." Bana bakmadan arabayı süremeye devam ettiğinde biraz daha mızmızlandım.

"Lüüüttfenn, hadi söyle söz bilmemezlikten gelirim. Pikniğe mi gideceğiz? Ya da şehir dışına falan mı çıkacağız? Hadi söyle meraktan ölücem şimdi." Kolunu çekiştirmeye devam ederken şirin olduğumu düşündüğüm yüz ifademi takınmış ve kafamı sallıyordum.

"Hayır, güzelim geldik zaten birazcık sabretmelisin." dedikleriyle yola baktığımda eve gitmediğimizi fark ettiğimde kaşlarım çatılmıştı.

"Neden havaalanına giden yoldayız?" Şaşkınlıkla yola bakmış ve ona geri döndüğümde omuz silkmişti.

"Sen, beni yurt dışına mı çıkaracaksın? Taehyung doğru mu anladım? Ama benim pasaportum falan yok ki?" Hızlı hızlı konuşmamla Taehyung kahkaha attığında omzuna hafifçe vurmuştum.

"Tanrım Jungkook çok tatlısın hayatım, bunu daha önce de söylemiş miydim?" Tek kaşını kaldırarak sorduğu soruyla kalbim teklediğinde neye uğradığımı şaşırmıştım. Panikle oturuşumu düzelttiğimde ne diyeceğimi bilememiştim. Diyorum ya, hâlâ alışamamıştım. Üzerinden yıllar geçse bile hâlâ aynı şeyleri hissetmek istiyordum. Bu his öyle güzeldi ki hiç peşimi bırakmasın istiyordum. Ona dönmüş ve bir süre bakıştığımızda gülümsedim.

"Seni seviyorum." Gözlerine bakarak istemsizce dudaklarımdan dökülen kelimelerle utandığımda dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

"Bir anda nereden çıktı bu?" Şaşkınca söylediği şeyle gülümsememi büyüttüğümde o da gülümsemiş ve omuz silkmiştim. Önüme döndüğümde önümdeki kocaman havaalanını görmemle içim çoktan kıpır kıpır olmuştu bile.

"Bir şey diyeceğim, ben bir şey hazırlamadım ki!.. Sevgilim eve dönmeliyiz." Endişeyle mırıldandığımda Taehyung'un kıkırtısını duymamla ona dönmüştüm tekrar. Beni umursamadan durdurduğu arabadan inerek bagaja ilerlediğinde bende inmiş ve yanına ilerlemiştim.

"Bebeğim benim sence benim bunu düşünmeme olasılığım kaç?" sorduğu soruyla arabadan 2 büyük bavul ve bir tane de el çantası çıkardığında bavulların birini elime tutuşturmuştu. Bagajı kapattıktan sonra dudaklarıma eğilerek küçük bir buse kondurduğunda sağ elimle omzuna vurmuştum.

Nothing Like Us | таэкөөк ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin