Görüşlerinizi bildirmeyi ve oy vermeyi unutmayın aşklarım, görüşleriniz benim için çok kıymetli😿. Keyifli okumalarr
**
"Eveet beyler, bugün sizinle benim oyuncularını izlemekten çok büyük keyif aldığım bir oyun oynayacağız."
Bir yandan elimdeki altıpatlara üç kurşun yerleştirirken diğer yandan suratımdaki artık alışılmış olan sırıtışımla karşımdaki sandalyelerde oturan üç adamın korku dolu bakışlarına alayla bakıyordum.
İş teklifini kabul ettiğim adamın isteği üzerine üç adamı yakalamıştım, avucumun içindeydiler işte.
Üçünün bir araya gelip takılacakları güne kadar onları takip etmiştim.
Daha sonra ise planım kusursuz bir şekilde işlemiş ve onların alışveriş merkezine girmelerini fırsat bilerek gizlice arabalarına sızmıştım.
Hiçbir şeyden habersiz güle eğlene arabaya bindiklerinde ise hop bingo!
Elimde tuttuğum iki silahla saklandığım yerden çıkıp sürücü koltuğunda oturan adama arabayı sürmesini ve onu yönlendireceğimi söylemiştim. Yol boyu o kadar gerginlerdi ve korkmuşlardı ki işte bu işin en sevdiğim kısmı olabilirdi. İnsanlardaki korkuyu görmek ve hissetmek...
Araba şehrin dışındaki ıssız bir yerde bulunan depomun önünde durduğunda, kaçmaya çalışmamalarını, buranın benim mekanım olduğunu ve sürprizlerle dolu olduğunu söylemiştim. Blöf yapıyordum etrafta herhangi bir sürpriz yoktu tabii ki. Ama bunu o kadar ciddi ve otoriter bir şekilde söylemiştim ki uslu bir şekilde başlarını sallamışlardı. Daha sonra onlar önde ben arkada depoya girmiştik.
Kurşunları yerleştirdikten sonra altıpatların topunu çevirdim ve orta sandalyede oturan adama doğru uzattım.
Gözünden bir iki damla yaş firar ettiğinde titreyen eliyle elimdeki silahı almıştı. Aman ne kadar da dokunaklı bir sahne, gözlerim yaşardı doğrusu.
Belimden iki silahı da çıkarıp sağ ve sol sandalyelerde oturan adamlara doğrulttum.
"Şimdi, oynayacağımız oyunun ismini biliyorsunuzdur muhtemelen. Ama ben yine de söyleme zevkini yaşamak istiyorum. Evet beyler şanslı gününüzdesiniz. Sizi sıradan bir ölümle cehenneme yollamayacağım."
Sağ sandalyede oturan adamın dudaklarından bir hıçkırık koptuğunda kahkaha attım. Park Jimin oldukça eğleniyordu. Jimin ise şu an çok çok uzaklardaydı.
"Rus Ruleti, çok severim. Ya siz?"
Cevap vermelerini beklemeden devam ettim.
"Bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim. Sırayla silahı şakaklarınıza dayacaksınız ve tetiği çekeceksiniz. Her ne kadar rus ruleti ile öleceğiniz için şanslı olsanız da bu oyunda hayatta kalamayacak kadar şanssızsınız."
Omzumu silkip devam ettim.
"Yani hepiniz öleceksiniz. O halde vakit kaybetmeden başlayalım."
Silahı verdiğim adama başlaması için başımla işaret verdim. Ağlıyordu.
"Lütfen...Lütfen acı. Çocuklarım var. Hem neden bizi öldürmek istiyorsun?" Bir hıçkırık koptu.
"Ne yaptık sana? Lütfen acı bize."
