1. Bölüm-Kayran'a Hoşgeldin!

1.4K 58 86
                                    

Karanlık...Yavaşça yukarı kaldırdığım gözkapaklarımda kirpiklerimin arasında gördüğüm tek şeydi karanlık. İçimde hissettiğim boşluğun karşılığıydı karanlık. Karanlık her yerdeydi... Maddi ve manevi olarak her yerdeydi karanlık. Ve korku... İçime tohumlarını atmış filizlenmeyi bekleyen şeydi korku. Karanlık ve korku... Birbirlerini kovalayan ve yan yana gelince birbirlerini tamamlayan iki kavramdılar. Ve şuan birbirlerine eşlik ediyorlardı.

Gözkapaklarımı yorgunca aralamaya çalışırken gördüğüm şey aydınlık değildi. Zifiri koyu karanlık, son sürat yukarı çıkan ve beni taşıyan asansör olduğunu varsaydığım şeyin çıkardığı korkutucu yüksek ses ve içinde yere serilmiş bir şekilde yatan ben baş başaydık. Ağzımdan çıkan ufak ve sürekli iniltiler bu yüksek ve korkutucu sese eşlik ederken bir yandan gözkapaklarımı açma ve doğrulma zaferini elde etmek istiyordum. Gittikçe daha da fazla inip çıkan göğüs kafesimi ve düzensiz nefeslerimi yok sayarak elde ettiğim gözlerimi açma zaferini bir süre sonra kazandığımda geriye kalan tek şeyin doğrulmak ve ayağa kalkmak kanaatinde olduğunu karar vermiştim. Lakin başımda hissettiğim ince ve keskin sızı buna hiç yardımcı olmuyor aksine işimi daha çok zorlaştırıyordu. İçimden üçe kadar saydım ve vücudumu başımla birlikte aynı anda yukarı doğru itmeye zorladım. Her başarısız denememden sonra ağzımdan çıkan küçük ve neredeyse küçük ve sessiz iniltiler, gittikçe volümünü arttırıyor neredeyse birer koca çığlığa dönüşüyordu. En sonunda başardığımda başımın içindeki keskin ve ince sızı büyük bir ağrı ve zonklamaya dönüştüğünde ellerimle başımın iki yanından sıkıca tuttum ve atabildiğim en yüksek perdeden çığlığımı attım. Elimde hissettiğim ılık sıvıyla birlikte eş zamanlı olarak çığlığımı kestim ve gayriihtiyari bir şekilde ellerime baktım. Zifiri koyu karanlıkta görmem mümkün değildi ama burnuma gelen keskin demirimsi bir kokuyla bunun kan olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Elimi tekrar kan akan yere yönlendirdiğimde biraz keşiften sonra çokta büyük olmayan bir kesik olduğunu anladığımda içime biraz rahatlamayla karışık bir nefes çektim.

''Kimdim ben? Neredeydim? Beni kim buraya koydu?'' gibi sorularla doluyken beynim aynı zamanda birinin beni duyması umuduyla bağırıyordum. ''YARDIM EDİN! KİMSE YOK MU?'' Asansör varsaydığım şey büyük bir hızla yukarı çıkmasından ve başımın dönmesinden ötürü ayakta durmakta zorlanıyordum. İçimde milyonlarca cevapsız soru ve boşluk duygusu, hissettiğim korku ve panik, düzensiz nefes alıp verişlerim ve başımdaki ağrıyla birlikte dengede zar zor kalmak bir mucizeydi zaten. Midemin bulandığını hissediyordum ama bir yandan da kusmak istemiyordum. Ağzımda ve boğazımdaki yakıcı tadı engellemek istermiş gibi bir elimle dudaklarımın üstünü sıkıca örterken diğer elimle de gırtlağımın altını bastırmaya başladım. Ama maalesef bir süre sonra verdiğim savaşı kaybettim ve yere yığılırcasına çömelerek bir köşeye içimdeki zehri atmak istermiş gibi kusmaya başladım.

Yaklaşık yarım dakika sonra çömeldiğim yerden çuval olduğunu tahmin ettiğim cisimlere tutunmaya çalışarak tekrar ayağa kalkmaya çalıştım. Acı şuanda hissettiğim maddi ve manevi olarak hissettiğim tek şeydi. Üzerine hiçbir şey hatırlamamanın verdiği boşluk duygusu da üstüne binince içimden deli gibi ağlama isteği geliyordu. ''S-Sakin ol. Elbet bunun bir sonu vardır. El-Elbet birazdan ışığı göreceksin. Dayan. Lütfen...''

Ortalığı yavaşça kaplayan kırmızı ışığı hissedince bakışlarımı paniğin verdiği hızlılıkla yukarıya doğru çevirdim. Ama gözlerim karanlığın koyu siyahlığına o kadar alışmıştı ki ani ışığın verdiği etkiyle gözlerimi sıkıca yumdum. On saniye gibi çok kısa bir süre sonra tavana büyük bir hızla çarpan asansörün çıkardığı asansörün korkutucu ses ve çarpmanın etkisiyle oluşan sarsıntıyla ilk pozisyonuma -sırt üstü yere uzanmaya- geri döndüm.

ℬℰ𝒞𝒜𝒰𝒮ℰ ℐ'ℳ ℋ𝒰ℳ𝒜𝒩\ Newt Fanfic.- Newt İle Hayal EtWhere stories live. Discover now