HYDRA OR AVENGERS?

Hydra Or Avengers 4. Bölüm

      Peter gözlerini açtığında yerde değil birisinin kucağında olduğunu anladı. Kafasını kaldırdığında kendisini sarmalayan kişiye baktı. Tony Stark!? Rüya gördüğünü sanmıştı. Ne yani ona kabus gördüğünü mü söylemişti? Ama rahattı. Buradan ayrılmak istemiyordu. Geri uyusa uykuya dalar mıydı? Tony'e çaktırmadan tekrar uykuya daldı.

       Tony gözlerini açtı. Kucağındaki uyuyan çocuğa baktı. Bu yaşta bunları nasıl kaldırabiliyor diye düşünmeden edememişti. Uyurken çok masum görünüyordu. Kalkmak istemesede kalktı ve çocuğu da yanında getirdi. Yavaşça yere koydu ve başı, dizinin üzerine koydu. Zıhrını kontrol etmeye, tamir edebildiği şeyleri tamir etmeye başladı.

       Çocuğun inlemesiyle Tony işini bırakıp çocuğa baktı. Ağlıyor ve yalvarıyordu. Ben yapmadım diye sayıklıyordu. Tony bir anda hatırladı ve çocuğu uyandırmaya çalıştı. Yanlış yapıyordu sarsarak ve seslenerk değil, saçını okşuyarak uyandırmalıydı. Çocuk hızlıca gözlerini açtı ve Tony'e vurdu. Kendine gelince ne yaptığını anladı.

P : Ben... Ben çok özür dilerim. Ciddiyim. Yanlışlıkla oldu.

T: Hey tamam. Sakin ol. Sorun yok. Ben iyiyim. Bana yardım et ve şu zırhı çalıştıralım.

P: Tamam.

    İkisi de zırh ile ilgilenmeye başladılar. Aralıksız çalıştılar.

T: Bana abilerinden bahsetmek ister misin?

Peter omuz silkti "Normal insan. Tabi bir diğeri tanrı da."

T: Wanda, abinin metal kolu olduğunu söylemişti.

P: Hıhı. Bir görevde kolunu kaybetti.

T: O kolu çok merak ettim.

P: Baya havalı.

T: Peki geçmişiniz Peter?

Peter biraz durakladı "Şey... geçmiş derken?"

T: Geçmişinizde neler oldu?

P: Ben... bilmiyorum. Kendimi bildim bileli Hydra'nın yanındayım. Abim bana hiç anlatmadı.

T: Merak etmiyor musun?

P: Ediyorum tabiki ama abim anlatmıyorsa bir bildiği vardır.

T: Peki.

P: Bay Stark telefon tamir edilemez mi?

T: Hayır.

       İkisi iki saat daha uğraşmışlar ama nafile. En sonunda ikisi de yorgun düşmüştü. Zırh hurdadan başka birşey değildi.

T: O zaman yürücez. Şu tarafa doğru.

P: Imm peki. Ama eminsin değil mi?

T: Aslında hayır. Kafam iyice karıştı.

P: O zaman bakalım.

T: Nasıl?

P: Gelmek ister misin?

T: Hıhı.

Peter atağa kalktı ve Tony'e sarıldı. Tony karşılık verdi. Peter bir elini kaldırdı ve uzun bir ağaca ağ attı ve oraya doğru havalandı. Herşey güzel ilerliyordu... Tony'nin çığlıklarını saymazsak. Ağacın en üst dalında durdular.

T: Sakın bir daha bunu yapma.

Peter omuz silkti.

P: Bak şu tarafa doğru gitmemiz gerekiyor. Aslında fazla uzun sürmez. Tabi... ağ atmadan ilerlersek değişir.