Bölüm 33, "Senin için iyi olurum."

1.4K 135 138
                                    


Çookk çok yorum yapıp mutlu edin beni olur mu? 1K'lık bölüme ne kadar yorum yapabilirsiniz bilmiyorum ama olsun...
Tek tek okuyorum yorumlarınızııı
İyi okumalar dilerim

 Tek tek okuyorum yorumlarınızıııİyi okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Daha önce hiç böyle bir şey olmamıştı, gerçekten."

Duyduğum ses yüzümü ekşitmeme neden olmuş, suratıma tutulan ışıkla irkilerek aralamıştım gözlerimi. Yoongi'yi görmeyi bekledim uyanır uyanmaz, ama onu görmek yerine karşımda hiç tanımadığım birisi duruyordu. Elindeki fenerle gözüme bakmaya çalışmıştı, benim birden irkilmem ve hafifçe doğrulmam sonucu bu amaca ulaşamamıştı. Birden dikildiğim için gözümün önünde renkli noktalar vardı ve hiçbir şey göremiyordum zaten.

"Jimin." dedi Yoongi'ye ait olan ses. Ufak yumruklarım gözlerime ulaşmış, yavaşça kaşımıştım bir süre. O sırada da Yoongi'nin elleri benim omuzlarıma yerleşmişti. Kemikli parmaklar omuzlarımı sertçe kavrarken  ben de yumruk yaptığım ellerimi indirdim aşağı. Kollarım boynuna sımsıkı sarılırken o da beni sarıp sarmalamıştı anında. Hafif bir sigara kokusu arasındaki kendi kokusu burnumu doldururken ceketini avuçlarımın arasında büzüştürmüş, burnumu sürtmüştüm bembeyaz boynuna.

"Beni çok korkuttun." dedi geri çekilirken. Elleri yanaklarımı bulduğunda ben de onun ellerinin üstüne ellerimi koydum ufak ellerimi. Alnı benimkine yaslandığında gözlerim kapanmış, yanaklarımı okşadığını hissetmiştim ama hareketleri çok naifti. Sanki bir porselenmişim gibi hissettiriyordu bana. Dokunsa kırılacak bir porselenmişim de bana dokunmaya korkuyor gibiydi.

Öpmek istemiştim onu.

Yapacaktım aslında. Bir saniye bile düşünmeden kapanacaktım dudaklarına ama olmadı.

Kapı büyük bir gürültüyle açılmış, Jungkook girmişti görüş açıma. Neredeydim bilmiyordum, dikkat bile etmemiştim uyandığımdan beri. "Seni görmek güzel." dedi bana bakarak. Kurduğu cümleye tezattı surat ifadesi. Kaşları çatıktı ve üç tane silah vardı elinde. "Sonra öpüşürsünüz, kıçınızı kurtarmaya bakın." dedi Taehyung'un kucağına silahı atar gibi bırakırken. Onu ilk kez böyle ciddi görüyordum ki Taehyung'un ona olan bakışları da ona bir şeyler olduğunun kanıtıydı. Jungkook elindeki diğer silahları odadaki ufak masaya bıraktı.

"Hala peşimizdeler, Yoongi ölümden korkmuyor musun sen?"

"Jimin yürüyecek durumda değil." dedi geri çekilirken. Üstündeki deri ceketi düzeltmiş, silahlara doğru yürümeye başlamıştı. "Daha yeni uyandı, Jungkook."

"Bekleyecek zamanımız mı var sanıyorsun? Hapse atıldığında mı kaçma planları yapacaksın ha? Ya da boynuna bir halat geçirildiğinde mi olanların farkına varacaksın? Polislerin siktiğimin evine doluşması kaç dakikamızı alır?" dedi sinirle. Jungkook iyi değildi, o kesinlikle çok korkmuş ya da sinirlenmiş olmalıydı. Polislerden bahsetmişti, ne oluyordu?

born to die | yoonmin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin