I See You Across The Street | Omegaverse Taekook (Yoonmin&Namjin)

1

"Sen istemiyor musun?" Jin dondurma paketini küçük soğutucunun içinden çıkararak uzanmıştı ama Jungkook başını iki yana salladı. İskelenin ucunda oturup ayaklarını suya sokmuşlardı ama Jungkook mesafeyi hesaplayamamış olacak ki paçasını ıslatmıştı. Jin ona teklifini sunarken eğilmiş haldeydi, biraz daha yukarıya çekmeye çalışıyordu.

Yoongi daldığı sudan geri çıkıp saçlarını silkelediğinde Jin, gelen su yüzünden ona söylenip elindeki paketi atmıştı. "Tam bir belasın Yoongi!"

"O yüzden mi uslu bir omega gibi dondurmanı atıyorsun?" Yoongi alayla cevaplayınca Jin gözlerini devirdi. Yoongi fazla keyifliydi.

"Eğer birini bulup evlenirsen ve beni onunla yalnız bırakırsan seni affeder miyim bilmiyorum Jungkook" Jin kendisine yeni bir paket alıp soğutucuyu kapattı.

"Sana uygun birini bulmadan evlenmem olur biter" Jungkook sırıtmıştı, Jin başını onun omzuna koyup elindeki boş paketi avucunda buruşturdu ve dondurmasını yemeye başladı.

"Umarım bunu bana söz vererek dillendirmemişsindir, çünkü tutmamazlık etmediğini hepimiz biliyoruz. Sonsuza kadar yalnız kal istemeyiz" Jin gülerek cevaplayınca Jungkook, yine nedensizce Taehyung'u hatırlamıştı. Mezuniyetinin üçüncü ayını doldurmak üzereydi, belki de üniversiteye başlamadan önce bir şekilde ona ulaşmaya çalışmalıydı.

Onu bu kadar hatırlamasının bir nedeni olduğunu düşünüyordu.

"Merak etme, eğer altmış yaşına kadar falan eşsiz kalırsak seninle evleneceğim mecburen, delta sorumlulukları"

Jungkook'un söylediği üzerine Jin kahkaha atmıştı. "Ne?"

"Sürümde eşsiz ölen bir omega olmasın diye"

"Affınıza sığınıyorum deltam ama... pislik misiniz?"

Jungkook ağzını şaşkınlıkla açarak gülmüştü bu sefer. "Bütün iyiliklerimin karşılığı pislik lakabı mı? Buna daha fazla katlanamam"

Jimin iskelede sessizce onlara yaklaşırken ikisi birbirlerinin salaklıklarına gülüyordu. "Jin'in ailesi yemek hazırlıyormuş, yarım saat sonra evde olun dedi"

İkisi de ona dönmüştü.

Jimin kalmaya niyetli değilmiş gibiydi ama Jin, Jungkook'u uc tarafa daha da sıkıştırıp ona oturacak yer açmıştı. "Beraber gideriz, gelsene"

Jimin, Jungkook ve Yoongi buna karşı çıkmayınca pantolonunun paçalarını yukarı çekti -Jungkooktan daha iyi ayarlamıştı boyunu- ve Jin'in yanına oturdu.

Yoongi o saniyelerde iskeleye doğru yüzmüş ve Jin'in dizlerine tutunmuştu.  Jungkook onun ellerine vurunca, yüzü düşen alfa bu sefer Jimin'in dizini tutmuştu çünkü uzun süre yüzdüğü için pek hali kalmamıştı. Jungkook tekrardan eline vurmadan önce hızlıca sormayı akıl etmişti neyse ki.

"Tutunabilirim, değil mi?" Huysuzca Jin'e dönerek devam etti. "Jimin senden daha anlayışlı çok şükür"

"Ben cevap verdiğini duymadım" Jungkook hala ona vurmaya hazırdı.

"Tutunabilir" Jimin, Yoongi'ye bakarken başını yana eğerek cevapladı. Jungkook, o izin verince şaşırmıştı, bunu pek gizleyemedi de.

"Jimin ona katlanmak zorunda değilsin, istiyorsan sadece hayır de" Jungkook dik dik bakıyordu Yoongi'ye ama onun aksine Yoongi halinden memnundu. Saçlarından damlayan sular, Jimin'in pantolonunu ıslatıyordu.

Jimin başını iki yana salladi "Sorun değil, gerçekten. Şey diyecektim size...-"

Yoongi başını kaldırıp uzun uzun ona bakınca Jimin söyleyeceği şeyi unuttu. Yüzünün kızardığına emindi, alfanın feromonlarını kullanmasına bile gerek yoktu. "H-havlu ister misin?"