Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."

Start from the beginning
                                    

Kaybettiklerim onu tatmin etmemiş miydi hala?

"Defol git, Çağıl. Bana bulaşma,benden uzak dur. İntikamını aldın işte. Bana inat olsun diye değil, Cefa'yı gerçekten kalbinle sev ve onu kırma. Onun mutlu olmaya ihtiyacı var. Eğer sende bulacaksa, bunu sakın engelleme." Derin bir nefes alıp verdim. "Tekrar söylüyorum, benden uzak dur."

"Tabii ki, sevgili kuzenim. Cefa benimle çok mutlu olacak. Bende onunla çok mutlu olacağım. Benden çaldığın ailemin acısını onunla dindiririm belki, ha?" Bana alaycı gülüşler atsa da, canının çok yandığını biliyordum.

Ama bu kez... Onun acısı için üzülemedim.

"Aileni ben almadım senden. En azından annen var. Annen senin yanında. Bununla mutlu olamaz mısın? Kes artık beni suçlamayı! Benim annem bile yok lan!" Artık sinirlerime hakim olamayıp bağırdığımda, Çağıl kuvvetli bir kahkaha attı.

Damarıma nasıl basacağını o kadar iyi biliyordu ki...

"Resmen Kaybedenler Kulübü gibisin kuzen, kaybettikçe kaybediyorsun. Günün birinde elinde hiçbir şey kalmayacak. Ne o çok sevdiğin aşkın, ne de değer verdiğin diğer şeyler. Yapayalnız kalacaksın yine. Tıpkı benim gibi. Bunun olması için elimden geleni yapacağım."

Artık sesi kulaklarımı tırmalamaya başladığında, gözlerime dolan yaşları umursamadan onu kolundan tuttuğum gibi çekiştire çekiştire dışarıya çıkardım. Çığlık atmayı ihmal etmiyordu tabii. Ama umrumda değildi, kuzenim bile olsa ben artık onu istemiyordum. İçimde olan hala eskisi gibi olacağımız düşüncelerini öldürdüm ve onu iterek kapıdan çıkardım.

"Ne yaptığını sanıyorsun be sen!?" Çağıl cırlarken, yanaklarımı ıslatan gözyaşlarımı sildim ve işaret parmağımı ona doğru uzatarak konuşmaya başladım.

"Bu dükkanın kapısından bir daha adımını atmayacaksın. Hayatımdan siktir olup gideceksin, duydun mu beni!? Bıktım lan artık sizden. Babanın ölmesi benim suçum değil! Hiçbir şey benim suçum değil! Yeter artık!" Bağırarak tekrar onu iteceğim sırada araya giren kişiye toslamamla geri adım atmak zorunda kalmıştım. Sinirle aramıza giren kişiye baktım. Cefa şok içinde bize bakıyordu.

Şimdi gelmek zorunda mıydın be esmerim?

"Balın... Balın sakin ol. Ne yapıyorsun?"

Bir adım daha geri çekilip elimle yüzümü kuruladım ve Cefa gelince kediye dönen, masummuş ayağına yatan kuzenime nefretle bir bakış attım.

"Kız arkadaşına mukayyet ol, bir daha dükkanıma girip rahatsızlık çıkarmasın."

Anlık sinirle dudaklarımdan dökülen cümle canımı o kadar yakmıştı ki... Kız arkadaşı... Ben sandığı, kız arkadaşı.

Cefa'nın gözlerine tekrar baktım. Beni duysun istedim. Aradığın kız benim, demek istedim. Eleysa'n burda Cefa, deplasmanlarda arama beni. Ama biliyordum ki, Çağıl beni istemeden de olsa Cefa'nın gözünden düşürmüştü çünkü Eleysa sandığı kıza kötü davrandığımı görmüştü. Evren yine benim yanımda değildi anlayacağınız.

"Bal-" Cefa tam konuşacağı sırada koluma sarılan elle arkama baktım. Özgür benden başka herkese takındığı o buz gibi bakışlarını Cefa'ya dikmişti.

Cefa ona sorgular bakışlar atıp tekrar bana baktı.

"Balın, iyi misin?"

"İyiyim, sen?"

Cefa gülmekle gülmemek arasında kaldıktan sonra ciddi ifadesini takınmak için boğazını temizledi ve bana doğru eğildi.

"Konuşmaya ihtiyacın var sanırım. Benimle-"

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now