16::şüpheliler listesi

3.5K 557 336
                                    

İyi okumalar~

Bazı zamanlar duygularımı kontrol etmek istiyorum. Fazla üzüldüğümde veya sevindiğimde kimse anlamasın mesela. Fakat bu durum benim gibi biri için imkansızdı. Her şeyi yoğun yaşardım. Üzüntümü de sevincimi de. Bazen bu yüzden kendime kızıyordum. Kontrol etmeyi öğrenmeliydim.

Uzun zamandır psikolojik problemler yaşıyordum. Normalde de mental olarak sabit biri değildim. Arada bir ağlama veya anksiyete krizlerine girdiğim oluyordu. Birkaç kez de panik atak yaşamıştım. Hatta birkaç kez değil, bayağı bir süre yaşadım bunu. Çünkü sahneye çıkmaya başladığım zamanlar kendime pek güvenemiyordum. O günler de bir ilaç kullanmadan geçmiyordu. Genellikle astım spreyi veriyorlardı, o garip şeyi uzun süre yanımda taşıdım. Hatta hala yanımdaydı, sadece sık kullanmıyordum

Dediğim gibi dengeli biri değildim. Kimse de benden böyle bir şey beklememeliydi. Fakat bu durumum cinayet olaylarından sonra artmıştı. İyice dengesizleşmiştim. Uyku problemlerim yanı sıra, son günlerde uyur gezerlik başlamıştı. Jimin bunu oldukça ürkütücü bulmuştu. Seokjin ise anlaşılır. Ona göre fazla stres yaşadığım için beynim uyku halinde bile kendini kapatmıyordu. Zamanla azalacağından bahsetmişti. Ummaktan başka çarem yoktu.

Cinsel ilişkiye yaklaşık olarak yedi aydır girmiyordum. En son eski sevgilim ile bir şeyler yaşamıştım. Güzel zamanlardı doğrusu. Yatakta da oldukça iyiydi. Fakat ondan ayrıldıktan sonra ellerime kalmıştım. Bu da kötü sonuçlarla bana geri dönmüştü. En ufak  bir dokunuşla etkilenecek pozisyondaydım.

Jungkook bana dokundukça etkileniyordum.

Alın size iğrenç, şişman bir gerçek daha. Ondan kaçmaya çalışıyordum ama artık imkansızdı. Herif resmen evimde yaşıyordu. Nefes alış sesini bile çok yakınımdan duyuyordum. Çıldırtacaktı bu durum beni.

Aramızda bir çekim vardı. Hatta bu durum uzun bir süredir vardı ama sadece inkar ediyorduk. Lisedeki tartışmalarımızda bile dudaklarımıza baktığımızı hatırlıyordum. Sanırım beni en çok etkileyen şey ise Jungkook'un bana soğuk davranmasıydı. Diğer herkes bana aşıkken bir tek o bana kötü davranıyordu. Sanırım beni ona çeken şey de bu olmuştu. Ondan hiçbir zaman nefret etmemiştim. Onun benden nefret edebilme düşüncesi sinirimi bozmuştu.

Bu hafta iki kere öpüşmüştük. Biri dövmecide, diğeri ise dün gece salonda olmuştu. İkisi de beni sertleştiren öpücüklerdi. Toleransım çok düştüğü için en ufak şeyden etkileniyordum. Jungkook da bana kötülük yapıyordu.

Ertesi sabah sırf bu sorunları yaşamamak için erken kalkmıştım. Yoongi ile buluşup bir yerde kahve içecektik. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Bu sefer diğer sıkıntılarımın aksine Jungkook'tan uzak durmalıydım, şanslıydım ki öyle de olmuştu. Gece geç yattığı için uyandığım saatte bilmem kaçıncı rüyasını görüyordu. Sessizce evden çıkıp Yoongi'yle her zamanki buluştuğum yere gittim.

İşte hayatım böyleydi. İktidarsız olmaktan korkuyordum. Bu gidişle sonum kaçınılmaz olacaktı. Bir ara birini bulup sevişmem gerekiyordu. Yoksa çıldırcaktım evde.

Yoongi ile buluştuğumuzda da asıl konuştuğumuz şeyler bunlardı. İlk başta Jimin'in taşınmasına gülmüştü. Tekrar ediyorum şöyle dedi. "Çocuğu resmen kendi evinden kovdun. Sen az değilsin Taehyung."

Ardından ise Jimin'le neden saatler boyunca ağladığımız için dalga geçti. "Çocuk alt katında oturuyor. Osursan duyar zaten."

Yoongi fazla mantıklı biriydi. Bazen bu mantığı onu gıcık biri yapıyordu. "Sen duygusal biri olmadığın için böyle diyorsun." demiştim sıcak çikolatamdan içerken. Yoongi güldü. "Her Harry Potter izlediğimizde ağlıyorum. Benim duygusallığımı sorgulama Kim."

riddle ☨ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin