23 × Dungeon

3.2K 184 64
                                    

@hopeyouseedream: Bölüm senindir! Puhahah! Bana atarlısın. Gerçekte yaptığın yorumların bir önemi var tabii. Ama işte burada pek geçmiyor. Senin gerçekte yaptığın yorumlara ben gerçekten ithaf veriyorum. Bu ona benziyor. Olay yorumla ilgili Büşra <3 Neyse. Önceki uzun yorumundan pek bir halt anlamasam da, bölümü sana ithaf ediyorum. Yani Nicholas Turner'ın kim olduğunu bilen tek kişisin, bu bilgi de bir ithafı hak eder. Neyse çok fazla gevezelik yapmayayım. Şu an beni bekliyorsun :D Hadi, bölümüm senin. Tepe tepe kullan <3

Medyada Juliet'in babası Robert Blackburn var arkadaşlar. Yüzüklerin Efendisi'nin Aragorn'ununu kendi karakterime baba seçmiş olabilirim. Neyse, böyle kabul edin :D^

Muhtemelen yarın bir 'bonus bölüm' yayınlayacağım. Bu bölümde pek görünmeyen Zayn'in neler yaptığını, kendi ağzından okuyacaksınız. Bir iki sayfa bir şey olacak. Ama yine de beğeneceksiniz diye umut ediyorum. Yazmaya başladım şimdiden. Hadi hayırlısı.

^^Bölüm ithafları yine sondadır. Sonda olunca daha hoş oluyormuş, buna karar verdim asdfg^^

Sanki vücudumdaki bütün kan çekilmişti. Düşünme yetimi kaybetmiştim. Kafamda milyonlarca soru vardı fakat konuşacak durumda değildim. Hareket etmek istiyordum. En azından bakışlarımı dipsiz mavi gözlerden çekebilmek… Yapamıyordum.

“Juliet,” dedi Clarissa. Elini omzuma koydu ve beni yavaşça sarstı. “İyi misin?”

Kendimde hareket edecek gücü bulduğumda, başımı yavaşça Clarissa’ya çevirdim. “Harikayım. Az önce, hiç görmediğim, neye benzediğini bilmediğim babamın Zayn tarafından kurtarılacağını öğrendim. Cidden. Bu harika bir haber! Annem ne zaman gelecek? Tımarhaneden çıkıp beni ziyaret etmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Sonra da aile gezisi düzenleriz.” Yapay bir mutlulukla el çırptım. “Harika olur.”

Alexander hızla yanıma geldi. Parmakları yavaşça çenemi kavradı ve yüzümü kendisine çevirdi. “Juliet. Sadece sakin ol tamam mı?”

Elini üzerimden ittim ve geri çekildim. “Sakin falan olamam. Yaptığınız şey iğrenç bir espri gibi. Kim olduğunu bile bilmediğiniz bir adamı eve alıyorsunuz, Zayn’in gittiğini söylüyorsunuz ve bu da yetmezmiş gibi bunun babam için olduğunu söylüyorsunuz. Siz kafayı yemişsiniz!”

“Her şeyin mantıklı bir açıklaması var.” Nicholas denen adama döndüm. Bakışlarındaki kibir ve ciddiyet sinirlerimi bozuyordu. “Ne o, kahin mi kesildin başımıza? Her şeyi biliyorsun, hep bir artistlik peşindesin. Senin olayın ne ya?”

 Adam kendini, sanki silahlı saldırıya uğruyormuşuz gibi önümde siper edip beni geriye gitmeye zorladı. Ardından önümden çekilip Nicholas’a öfkeli gözlerle baktı. “Amca,” dedi. “Evimize aldık, Golden köpek tüyleri asaletindeki saçlarına aldanıp insan muamelesi yaptık, ev arkadaşımızı niye ısırıyorsun? Bir şekil şekil bakışlar, bilmem neler falan. Ayıp oluyor yani.”

“Birisi bant getirsin,” diye bağırdı Derek. “Şu salağın ağzını bantlayalım.”

“Kimin ağzını bağlıyorsun sen be?” diye atladı Clarissa. “Ben senin bir yerlerini bantlamadan önce kes sesini.”

Adam’ın bakışları Clarissa ve Derek arasında gidip geldi. Sonunda Clarissa’da durdu ve sırıttı. “Koçumsun kızım!”

Nicholas konuşmaları şaşkın bir şekilde dinledi ve Alexander’ın yanına gidip omzunu sıvazladı. “Tanrı yardımcın olsun.”

“Onun öyle durduğuna bakma amcacığım, beyninde ne tilkiler geziyor, bir bilsen. Aramızdaki en psikopat o da çaktırmıyor. Değil mi Alexo- Mexico?” Adam’ın dediklerini umursamadım. Ben burada bir şeyleri anlamaya çalışırken herkesin bu denli saçmalaması sinirlerimi bozuyordu. Birisi bana düzgün bir açıklama yapmazsa cinnet geçirecektim.

Legend Of The Night OwlWhere stories live. Discover now