3 × Optimus

5.5K 313 48
                                    

Bence çok eğlenceli bir bölüm oldu. Önceki bölüm yorum yapanların hepsine teşekkür ediyorum ve yorumlar biraz daha fazlalaşırsa, yorum yapan herkese ithaf yapacağıma emin olabilirsiniz. İyi okumalar xx

"Araban çok rahatsız," dedim cırtlak bir sesle. Arabasına bindiğimden beri sayısız şikâyet sıralamıştım ama bana bir kerecik bile bakıp azarlamamıştı. Sabrına hayran kalmıştım doğrusu. Arabasına bindiğimden beri iki saat falan geçmiş olmalıydı. Ben bu iki saat boyunca aralıksız konuşmuştum ve o da beni çekmişti. Bana dayanabilen sayılı kişiler arasına giriş yapmıştı. Ona bir adet Juliet Oscar'ı takdim ediyordum.

"Saçlarım yağlandı ve her gün banyo olan biri olarak buna dayanamam," dedim başını şişirmeye devam ederek. Beni umursamayarak arabayı sürmeye devam etti. Dudak büzdüm. İlgiden mahrum kalmıştım. Normalde ilgiye muhtaç bir insan değildim ama şu onun ilgisini istiyordum. İlgilenince tatlı oluyordu sanırım.

Koltukta ona doğru döndüm ve ayaklarımla zeminin bağlantısını kesip vitese dikkat ederek bacaklarımı Zayn'in kucağına yerleştirdim. "Şimdi daha rahatım, bacaklarımı kucağına koymama izin verdiğin için teşekkürler."

Sonunda ilgisini çekmeyi başarmış olacaktım ki; gözlerini yoldan ayırıp üzerime dikti. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen be kızım? Çek şu bacaklarını."

Dudak büzdüm ve sol bacağımı sağ bacağımın üstüne attım. "Rahatım Zayn, sorduğun için sağ ol."

Kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Öfkelendiğini hissedebiliyordum ama ne yazık ki onun için yapabileceğim bir şey yoktu. Ne kadar beni kurtarmış olsa da, bu ona beni kaçırma hakkını vermezdi. Ben de bu yolculuğu onun burnundan getirmeye çalışıyordum. Sanırım başarıyordum da.

"Nasıl bir hayal gücün var senin, anlamış değilim. Aslında bu hayal gücü falan değil. Sen tam bir delisin!" dedi ve tekrardan yola odaklandı. Kıkırdadım. "Deli olduğumu kabul ediyorum ama ben kendimi daha çok eğlenceli buluyorum."

"Şu an çok eğleniyorum," dedi alaycı bir mutlulukla. El çırptım. "Biliyordum! Eğlendiğine emindim zaten. Senin kadar neşesiz bir adamı bile eğlendirdiğime göre bir ödül hak ediyorum. Değil mi Bay Somurtkan?"

"Ben ne neşesizim ne de somurtkan," diye sitem etti. "Çek şu bacaklarını," diyerek onun sesini ve yüz hareketlerini taklit ettim. Dudakları bir gülümsemeyle kıvrılacağı sırada, dudaklarını birbirine bastırarak bunu engelledi.

"A-ha! Az önce bir gülümseme gördüm! Eğleniyorsun, güzelim. Kabul et!" dedim. Gözlerini kısarak kafasını bana çevirdi. "Sen az önce bana güzelim mi dedin?"

Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırdım. "Yemin ederim suç bende değil. Hepsi o hikâye karakterlerinin suçu! Beni de kendileri gibi yaptılar."

Güldü. Bu sefer gülümsemesini saklamamıştı ve gerçekten güzel gülüyordu. Güzel şeyleri incelemeye bayılırdım ve onu inceledim. Gülerken gözlerinin yanlarının kırışmasını, dudaklarının bir kenarının diğerine oranla daha fazla gerilmesini inceledim.

"Sen bu dünyada yaşamıyorsun sanırım," dedi gülmeyi bırakarak. Omuz silktim. "Bu dünyada insanlar ölüyor, seven tipler kavuşamıyor ve karşılıksız aşklar hiçbir zaman karşılığını bulamıyor. Burada yaşamak için pek bir sebebim yok. Ben daha çok karakterlerin âlemini seviyorum. Sadece kitap karakterleri değil, film ve dizi de buna dâhil. Mesela Optimus Prime! O tıra karşı büyük bir aşk besliyorum. Başka bir dünyada onunla evleneceğim!"

"Megan Fox'u da bana ayarla lütfen," dedi. Gözlerimi devirdim ve ofladım. "Ne?" dedi. "Sen tıra âşık oluyorsun ve biz bir şey demiyoruz ama ben taş gibi hatuna âşık olunca mı 'of' oluyor?"

Legend Of The Night OwlWhere stories live. Discover now