31 × Give Up

1.7K 142 126
                                    

Bu bölümde Terminatör filminden birkaç spoiler bulabilirsiniz. Bu yüzden izlememiş olup da izleyecek olanlar dikkat etsin dffkljfgkl Bu bölümden sonra izlemek isteyenler de, lütfen ama lütfen Kyle'a aşık olmasın. O bnm çnk .s .s .s

Ve bölüm geç geldi diye üzgünüm. Bir türlü zaman ve hayal gücü bulamamıştım çünkü. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. İyi okumalar gençler!


Elimde Terminatör filminin DVD'si ve Laptop ile Zayn'in kapısını çalarken ne düşünüyordum, bilmiyordum. San Diego'nun eğitim üssü o kadar sessiz ve boştu ki, hiçbir amaç gütmeden sadece Zayn ile takılmak istiyordum. Dün geceki vakadan sonra ortalarda gözükmemişti. Ve San Diego efsanecileri, toplu bir göreve katılmak amacıyla, ekibim ve neredeyse tüm kapasitesinde bulundurduğu öğrenciler, eğitmenler ile yola çıkmıştı. Onları atlatmıştım. Aslında öyle bir niyetim yoktu. Sadece göreve Zayn'in dâhil olmadığını fark edince kaçmaya karar vermiştim, çünkü dün geceden sonra ne halde olduğunu görmek istiyordum. Kendimi riske atmaya değerdi.

Kapı uzun bir bekleyişin ardından açıldığında, sırıtıyordum.

Zayn bütün cazibesiyle karşımda duruyordu. Saçları karmakarışıktı. Yüzü solgundu ve gözaltlarında morluklar oluşmuştu. Dağılmış gözüküyordu. Ve bu beni nedensizce -aslında bir nedeni vardı ve bunu herkes anlardı- mutlu etmişti.

Yüzüme öyle bir bakış attı ki, tırsmadan edemedim. Bana sinirli miydi, beni dövmek mi istiyordu anlamıyordum. Yani aslında sinirlenmesini gerektirecek hiçbir şey yoktu. Sadece onu tatmin etmeden çekip gitmiştim. Kötü bir şey değildi ki canım bu!

"Ne istiyorsun?" diye homurdandı. Elimdeki DVD'yi gösterdim. "Seninle film izlemek!"

"Filmde kadın oğlanı orgazm olmadan bırakıp gidiyor mu? Bizimle özdeşleşen bir şey mi getirdin? Bu sayede benim şalterleri iyice attıracak mısın?"

Ağzım hayretle açıldı. Ciddi yüz ifadesini bozmadı. "Ağzını kapa Juliet. Dün geceden sonra o ağız hakkında iyi şeyler düşünemiyorum."

Ağzımı hemen kapattım. Tamam, Zayn'in dün gece yaptığım şeylerden etkilenmesini bekliyordum. Fakat hiçbir erkeği altıma alıp inletmediğim için, bu derece etkilenmesini beklemiyordum. Tecrübesiz bir kızın parmakları onu nasıl bu denli etkileyebilmişti, aklım almıyordu.

"Benimle film izleyecek misin?" diye sordum bu konuyu çok fazla uzatmamaya karar verip. "Her zaman Terminatör'ü izlemek istemiştim. Ama hiç kısmet olmadı."

"Ellerini benden uzak tutacağına söz veriyor musun?" Kaşlarını kaldırıp bana beklentiyle baktı. "Şayet tutmazsan gittiğinde peşinden gelip seni becermek zorunda kalabilirim."

Onu önümden iterek içeri geçerken daha çok kendi kendime söylendim. "Sanki seni ellemeye meraklıymışım gibi..."

Laptop'ı darmadağınık yatağının ucuna koyup kapağını açarken gözlerini üstümde hissediyordum. DVD'yi de yatağa bırakıp bilgisayarı çalıştırdım. O da kendini yatağa atıp uzandı. Bilgisayarın açılmasını beklerken, aklıma dün bu yataktan düşmemiz geldiğinde kıkırdamadan edemedim.

"Komik bir şey mi oldu?" diye sordu boş bir sesle. Omuz silktim ve cevap vermedim. Bilgisayar açıldığını DVD'yi taktım.

Bakışları masaüstümdeki DeadPool resmi üzerinde gezindi. "DeadPool, ha?" Bakışlarımı hızla ona çevirdim. Gözlerimi baykuş misali yüzüne dikmiştim. "Nereden biliyorsun?"

Güldü. "Cahil değilim. Marvel'ı da, kahramanlarını da biliyorum. Efsaneye dâhil olmadan önce, her günüm çizgi romanlar ile geçerdi. İnanır mısın bilmem, ama lisenin ezik çocuğuydum. Ve bir böcek tarafından ısırılıp şehrimi kötülüklerden korumak en büyük hayalimdi. Eh, ama ne yazık ki hayatım Stan Lee'nin yarattığı bir çizgi roman değildi. Tabii bir şekilde şu an burada bulunarak, kahramanlık sergilemiş oluyor sayılırım. Örümcek ağlarım olmasa da..."

Legend Of The Night OwlWhere stories live. Discover now