BÖLÜM 31: ALT ÜST

486 69 40
                                    

Hayattaki en önemli anınız nedir? Eğer bana bu soruyu gelecekte sorarlarsa onlara bugünden bahseceğim. Bu anı yaşamak için bu gezegene geldiğimden bahsedeceğim. Bunun için yaratılmış olmamı anlatacağım. Eğer başarılı olursam herkese nasıl tarih olduğumdan söz edeceğim. Şimdi gelecekte anlatacağım o önemli anımı yaşıyorum. Hayatımın en önemli anını, dönüm noktamı gerçekleştiriyorum. Sonunda günlerdir belki de yıllardır beklediğim o günümdeyim. Şimdi soruyorum size, bu anın içine girmeye gerçekten hazır mısınız? Hazır mısınız? O zaman ne duruyoruz, başlayalım.

Hiç beklemeden büyük bir çığlık atarak zihinlerine girmeye çalıştım. Çığlık atmıştım ve bu aniden gelişen bir olaydı. Sanki gücümü toparlamak için bunu yapmak zorundaydım. İşe de yaramıştı. Bu benim için o kadar yeni bir tecrübeydi ki başta ne yapacağımı bilemedim. Garip hissediyordum, sanki aynı zamanda hem güçlüydüm hem de zayıftım. Vücut sıcaklığımın giderek arttığını hissediyordum. Sanki kanım kaynıyordu, içimde fokurduyordu. O an daha fazla bekleyemeceğimi anladım ve planladığım işi yapmaya başladım. Tıpkı bir hayvanın doğuştan yüzmeyi bilmesi gibi bunun içimde olduğunu ve bildiğimi fark ettim. Gerisi kendiliğinden geldi. Ben o suya yüzme bilmeyerek atladım ve yüzdüm.

İlk önce şefin zihnine girdim. Girdim çünkü koruyucularına haber vermesini engellemek istedim. Kimse ne yaptığımı anlamadan ya da anlamak üzereyken teker teker herkesin zihninine girdim. Etrafımda kim varsa, arenanın içinde ya da dışında yakınında kim varsa zihinlerine girmeyi başarmıştım. Artık herkesin zihni benimdi. Şefin, koruyucuların ve seyircilerin zihinlerine sahiptim. Seyircilerin sesi zihinlerine girmemle kesilmişti. Rüzgar'ın ve Aras'ın da zihnine girmiştim. Elli bin kişinin hatta belki de daha fazlasının zihnini net bir şekilde hissedebiliyordum. Sıra geçmişi ve gerçekleri göstermekteydi.

Zihin çökertenlerin geçmişte nasıl olduklarını, zihinlerinin nasıl parçalandıklarını sırasıyla gösterdim. Kolları kopan, kanlar içinde kalan halkı, benimle konuşan zihin çökertenleri karşılarına getirdim. Zihinlerinin nasıl parçalandığını gösterdim ve herkese acısını hissettirdim. Gördüğüm ve bildiğim ne varsa hiçbir eksik olmadan herkese gösterdim. Haksız yere nasıl yok olduğumuzu, lanetin aslında kimin suçu olduğunu gösterdim. Onlar türümüzü yok ettiği için doğa intikamını bizimle beraber alıyordu. Doğanın dengesinin ne demek olduğunu anlamalarını istiyordum. İçimden dışarı haykırışlar çıkıyordu. Şefin bana nasıl tuzak kurduğunu, peşime taktığı adamları da gösterdim. Beni iki kez öldürmeye çalıştığını, çektiğim acının nasıl bir his olduğunu herkese hissettirdim. Gösteremediğim tek şey bulduğum çarenin arkasındaki gerçekti.

Gösterdikçe kendimi iyi hissetmemeye başladım. Vücudumun her yerine iğne batıyormuş gibi hissediyordum. Bu iğneler sonuna kadar vücuduma sokuluyordu sanki. Sonunda dayanamayıp herkesin zihninden çıktım. Zihinlerinden çıktıktan sonra bacaklarımın üstünde duramayıp yere yığıldım. Yattığım yerden şefe baktım. O da tıpkı benim gibi yere yığılmıştı. Bu durumdan kötü etkilenen yalnızca ben değildim. Zihnine girdiğim herkes benimle beraber yere yığılmıştı. Yaptığım o kadar güçlü bir hareketti ki kimsenin zihni bunu kaldıramamıştı. Birkaç dakika geçtikten sonra ayağa kalkmak için direndim. Başardım da, zor da olsa ayağa kalktım. Başım ağrıyor ve gözlerim yanıyordu.

İçimde hala güçlerim duruyordu. Biraz yorulmuştum ve güç aktarımı yapabilmem için daha güçlü olmam gerekiyordu. Herkesin yere serilmiş olması bu durumda işime geliyordu. Bir süre sonra şef şekerlemesinden uyanır gibi ayağa kalktı. Bana baktı ve gözlerini kocaman açtı. Sonra halkına baktı, onunla birlikte bende baktım. Herkes sırayla ayağa kalkmaya başlamıştı. Şefin gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Sonunda korkan ve çaresiz kalan tarafın ben değilde onun olduğunu görmek bana keyif veriyordu. Koruyucuları şefin yanına gelmekte kararsız kaldı. Fakat şefin sesiyle hareketlendiler.

ZİHİN ÇÖKERTEN | Tamamlandı|Where stories live. Discover now