BÖLÜM 1: KIRMIZININ GÖLGESİ

4.8K 282 68
                                    

BÜTÜN KİTAPLARIMIN TELİF HAKKI SAKLIDIR. !!!

İNSTAGRAM HESABIM İÇİN- berrakduslerim takip edin.

Kitabı ilk bölümden bırakıp gitme! Her kitap başta sıkabilir, kötü gelebilir. Kitaplar okudukça güzelleşir sonunu getirdikçe seversin. Başladığın işi bitir. Pişman olmayacaksın.

Soğuk Kırmızı'nın İkinci Kitabıdır.

BU FANTASTİK SERİYİ BEĞENDİYSEN KARİN'İ DE ÇOK BEĞENİRSİN. YENİ KİTABIM KARİN ÇIKTI. KÜTÜPHANENİZE EKLEMEYİ UNUTMAYIN.

"Minel?" Rüzgâr'ın sesini duymak ben de fena bir alışkanlık haline gelmişti. Bu sesi bir saniye bile duymasam nefesim daralıyordu.

"Buradayım." Olabildiğince bağırarak ona seslendim.

"Orada ne yapıyorsun?" Onu göremiyordum. Aradığım eşyayı bulmak için her yeri dağıtmıştım.

Şu an bulunduğum durum biraz farklı görünüyordu. Daha birkaç dakika önce eve gelmemize rağmen ben hemen odama gelmiş ve kapımın arkasında duran merdiveni almıştım. Artık bütün maceramız bittiği için eski evime geri dönmüştüm. Annemin babamın bıraktığı izlerle, onların kokularının sindiği bu evde yaşayacaktım.

"Bir dakika. Sanırım buldum." Sesim zor çıkıyordu. Tuttuğum yumuşak şeyin o olması için yalvarıyordum kendime. Odamdaki tavanda bir bölme vardı ve fazla eşyaları annem her zaman oraya koyardı.

"Neyi buldun? Minel, artık aşağı iner misin?" Yüz ifadesini göremiyordum ama ses tonundan bunu hayal etmek o kadar da zor değildi. Büyük ihtimalle dakikalarca burada olduğum için kızgın bir şekilde bana bakıyordu.

"Sadece otuz saniyem kaldı." Bir basamak daha çıktım. Merdiven fazla sağlam olmadığından biraz sallandı ama bunu Rüzgâr'a belli etmedim. Tuttuğum yumuşak şeyi sonunda sıkıştığı yerden çıkardım ve neşeyle başımı o küçük bölmeden çıkararak konuştum. "Bitti. Buldum." Sonunda Rüzgâr'ın gözlerine bakıyordum.

"Neyi buldun?" Kafasını kaldırmış bana anlamsız ve tahmin ettiğim gibi kızgın bir ifadeyle bakıyordu.

"Bunu." Diyerek elimde tuttuğum yumuşak şeyi sonunda gün yüzüne çıkardım. Tuttuğum orta büyüklükteki ayıcığa bakarak gülümsedim. Fakat gülümsemem çok uzun sürmedi ve sallanan merdiven ayaklarımın altından kaydı. Bu düşüşe şahit olmamak için gözlerimi kapattım. Bir süre sonra vücudumda bir acı hissetmediğim için gözlerimi açtım ve kendimi sevgilimin kollarında buldum. "Gerçekten beni her zaman koruyorsun." Diyerek ona gülümsedim.

"Bu ayıcık için mi dakikalardır uğraşıyorsun?" Derken beni zarifçe yere indirdi. Ayaklarımın sağlam bir şekilde bastığından emin olduğum zaman ona baktım ve hafif bir şekilde gülümsedim.

"Evet." Sesim zor çıktı.

"Neyin var?" Bana olan kızgınlığı artık geçmişti.

"Bu gördüğün mavi ayıcığı bana babam birinci doğum günümde almış." Onları hatırlayınca gözlerimin dolmasına hâkim olamadım.

"Çok özür dilerim. Bilmiyordum." Bana doğru bir adım attı ve beni sol kolumdan tutarak kendine çekti. Sarılması bir anda bütün acılarımı unutmama yardım etti. Birkaç dakika konuşmadan birbirimize sarılarak öylece durduk.

"Onu bulamayacağımı düşündüm." Sarılmasını bitirerek kendini geri çekti ve omuzlarımı sıkı sıkı tutarak gözlerimin içine baktı.

ZİHİN ÇÖKERTEN | Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin