52: "İntikam"

100K 5.2K 2.7K
                                    

Bu bölümü çok bekledik biliyorum ancak ne kadar büyük bir beklentiniz olursa o kadar hayal kırıklığına uğrarsınız. Minimum beklenti, daha büyük keyif.

Sizi bekletmemek icin duzenlemeden attım. Hatam varsa affedin. 🤗

Bence bu bölümde hepimizin sevgisi Atalay'ın ve Eylül'ün üzerine olsun. 🥺❤️

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

52

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

52. Bölüm: "İntikam"

Her şey yolundaydı veya ben öyle sanıyordum. Kestirmek çok zor ama şimdiki zamana odaklanmaya çalışıyordum. Mutluydum, Atalay yanımdayken aksi mümkün değildi. Şanssız da değildim çünkü benim payıma düşen Atalay'dı ve hayatımın en büyük parçası da oydu.

Sadece... Bebeğimiz de yaşasaydı ve minik bir ailemiz olsaydı diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Keşke yüreğimdeki acı da kuşlar gibi gökyüzü değiştirebilseydi. Ama hiç görmediğim kızımın açtığı boşluğun kapanmayacağını biliyordum. Başka bir çocuğum olsa dahi, onun neye benzeyeceğini, sesini, bana nasıl 'anne' diyeceğini, kokusunu ömür boyu harlı bir ıstırapla merak edecektim. Hiçbir zaman cevabına ulaşamayacağım kara alınyazımın sorularıydı bunlar.

Bazen, insanın yalnızca bir parçası gömülürdü. Hem de bir gündüz ışığında, yaz sıcağında, etraf şenlik halindeyken. Tıpkı bebeğimi kaybettiğim gün gibi...

"Atalay abi!" Melis'in Atalay'a sevinçle sarılışını kenarda durarak izledim. Yüzümde buruk bir tebessüm olduğunu Melis bana bakınca fark ettim. Kolları hala Atalay'ın beline sarılıydı. "Bizi bir daha hiç görmeye gelmeyeceksin sandım."

Atalay gülerek Melis'in saçlarını okşadı. "O dediğin pek mümkün değil, Melisçiğim." Deniz kenarında saatlerce yürümemizin sebep olduğu bir ağrı vardı dizlerimde.

Melis kafasını kaldırıp gözlerinin içine ulaşan bir tebessümle, "Öyle olsa iyi olur çünkü ablam senin için kocaman bir pasta yapmıştı. Bozulmadan geldiğin iyi oldu," diye şakıdı.

"Öyle mi?" dedi Atalay bana kısa, anlamlı bir bakış atarak. "Demek ki tansiyonum çıkmasa, pasta beni zaten hastanelik edecekmiş."

Harika, her şey yolundaydı.

O esnada, çantasını koluna takmış halde Erva Hanım salondan çıktı ve duyduğu şeye karşılık güldü. "Çok teşekkür ederim," diye minnetle mırıldandım karşısına geçerken.

Sıcacık, içten bir gülümseme gönderdi. "Hiç önemli değil, geçmiş olsun," dedi ve kapıya doğru yürüdü. Yanından geçerken Atalay'a da gülümsedi, Atalay ise ifadesiz bir yüzle yalnızca kafasını eğip kaldırarak selam verdi. "İyi günler," dediğinde aynı şekilde karşılık verdim.

Melis konuyu aklında tutarak saptırmamaya özen gösterdi. Kollarını çözdü. "Ne hastanesi?" Melis'in kaşları bu kez çatılmıştı. Yüzüne çöken ani gölgenin karartıları endişe ve hüzne aitti.

VERA İLE VAHA  Where stories live. Discover now