Giriş

1.3K 221 1.6K
                                    


UYARI: HİKÂYEDE BAZI İNSANLARI RAHATSIZ EDEBİLECEK VEYA KÖTÜ ETKİLEYEBİLECEK SAHNELER BULUNUYOR. BUNU DİKKATE ALIRSANIZ SEVİNİRİM.

İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz 🥰

Evren, sonsuz sırlar girdabında dönen akıl almaz bir rüyadır.

Her birimiz o girdabın içinde aynı düşü görüyoruz.

Bu 42'nin hikâyesi.
Evrenin gizeminden var olan parçalanmış ruhların, akıl almaz hikâyesi.

Sıkı tutunun, yolculuğa başlıyoruz.

***

Karanlık, dünyayı bir süreliğine terk etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Karanlık, dünyayı bir süreliğine terk etti. Gökyüzünün yukarısı huzur verici maviye bürünürken, aşağı kısmı sarı, turuncu ve kırmızı renklerin güzelliğine boyandı. Böylece, renk geçişleri ortaya muazzam bir manzara çıkardı. Hayranlık uyandıran bu doğa olayı, her sabah tekrarlanıyor ve her sabah yeni umutların yeşermesine sebep oluyordu.

Biraz sonra gökyüzü bir renk cümbüşüne dönüştü. Renkler birbirine karışıp her tarafa yayıldı. Ardından ihtişamlı güneşin yüzü göründü. Renkler yavaş yavaş çekilirken, parlak güneş, gökyüzünü süslemeye koyuldu.

Güneşin göz alıcı ışınları meltemle beraber, açık balkonu olan bir otelin kasvetli odasına sokuldu. Meltem, beyaz perdeleri usulca dans ettirdi. Keskin ışın süzmesi ise koyu yeşil renk duvarlarda gezinip, balkonun karşısındaki adamın mavi gözlerinin üzerine yansıdı.

Monroe iki ayağını da göğsüne bastırmış ve ellerini önünde birleştirerek bacaklarını sıkıca sarmıştı. Monroe'nun dudakları suskundu. Bedeni sürekli titriyor, kalbinin ritmi normale dönmüyordu.

Kaldığı odanın içerisi ruh hâline uygun olarak darmadağındı. Adamın önünde kırılmış birkaç tane vazo, sağ tarafında devrilmiş bir masa ve bir sandalye, her tarafta kırık şişeler ve camı kırılmış olan bir duvar saati duruyordu. Monroe'ya ait olan belli belirsiz kan lekeleri koyu renk parkelerin üzerine bulaşmıştı. Bu karmaşaya bir öfke patlaması sebep olmuştu.

Oda ağır sükunete boğulmuştu. Sanki biraz önce işler hiç çığrından çıkmamış gibiydi. Monroe her şeyin eski hâline dönmesini diliyordu. Bu düşünce onu mutlu eden tek şeydi. Dilediği mümkün olursa, bütün hatalarını telafi edecekti. Karısıyla arasını düzeltecekti. Gerekirse ona yalvaracaktı. Ondan ayrılmak istemediğini ve onu çok sevdiğini söyleyecekti. Oğlunun kokusunu bir kez daha içine çekecekti. Kendi babasıyla yapamadıklarını oğluyla yapmaya devam edecekti. Onlar hep mutlu bir aile olmuşlardı. Birlikte bir sürü mutlu anılar yaşamışlardı. Her nasıl olduysa birkaç kavga mutlu anılara gölge düşürmüştü. Ama önemli değildi, o her şeyi telafi edecekti. Eğer kadından kurtulmanın bir yolunu bulabilseydi.

42 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin