11. Bölüm: Yeni Bir Gün

317 86 738
                                    

Yaz güneşi doğmuş, gökyüzünün parlak yüzü görünmüştü. Sıcak bir gün başlamış ve geceden geriye bir iz kalmamıştı. Gece, yaşadıklarını kendine, gündüz, yaşadıklarını kendine saklıyordu. Aralarında bir anlaşma yapmış gibi birbirlerinden habersiz davranıyorlardı. Şimdi güneşin zamanı başlamıştı.

Destin uykudan uyandı. Gördüğü rüya evrenini uykunun kollarında bıraktı. Genç adam oldum olası uykuya düşkündü. Bir ses duydu mu hemen uyanırdı, fakat sessizlik olduğu zamanlarda da saatlerce uyuyabilirdi. Kalkıp kıyafetlerini giyinip merdivenleri ikişer üçer atlayarak salona geldiğinde ortalıkta ondan başkası yoktu. İşte bu çok garipti. Genelde herkes ondan önce uyanmış, güne başlamış olurdu.

Şimdiki anda bunu çok da umursamadı. Ratsel'ın fikrini değiştirip sessizce evden kaçtığını sanmıyordu. Onda kaçacak göz yoktu. Hem öyle bir şey olsa şu anda polisler kapıyı kırıyor olurdu. Vita'nın da dün geceden sonra fazla uyuması olasıydı. Herkes için zor birgün geçmişti. Destin diğerleri kadar yorgun değildi. Bedeni yorulsa bile zihni her zaman dinamikti ne de olsa. Garip bir şekilde zihni sayesinde bedeni yorgunluğundan kurtuluyordu.

Salonun köşesinde pencereye küsmüşcesine sırtını dönmüş sandalyeye oturup ne olur ne olmaz diye bir süre dışarıya baktı. İnsanlar arasında şüpheli biri olup olmadığını gözleriyle yokladı. Sonuç temizdi. Polisin hâlâ onlardan haberi yoktu.

Banyoya gidip rahatça elini yüzünü ılık suyla yıkadı. Boynuna düşen düz siyah saçlarını ve yamuk duran kolyesini banyonun aynasına bakarak düzeltti. Sonrasında da bahçeye çıktı. Bahçe rengarenk çiçekler ve yeşillikle süslenmişti. Gece geldiğinde burada oturup yıldızları izleyebilmek için uygun görünüyordu.

Destin her gece yıldızları izliyor ve gökyüzünde asılı duran yıldızlar sanki bir mucize gibi geliyordu. Bu çocukluğundan edindiği bir alışkanlıktı. Çok daha öncesinde de küçük elleriyle yıldızları yakalamaya çalışır, ancak bir türlü ellerinde tutamazdı onları.

Aklına bir zamanlar o kadar küçük olduğu geldiğinde gülümsemeden edemedi ve ardından arabasını yıkamaya başladı. En önemlisi bagaj kısmıydı. Dışarıdan bakan birinin açısından rutin temizlik yapan normal biri gibi görünüyordu. Arabasına bulaşmış kan izlerini yok eden biri gibi değil.

O sırada Destin'in gözüne yeni komşusu olan James takıldı. Oğlu olduğunu tahmin ettiği yirmi yaşlarındaki adamla bahçede konuşuyorlardı. Sonra karşıdan geçen bir anneyle çocuğuna baktı. Ebeveynler ve onların çocukları. Masum görünüyorlardı. Fakat Destin kimsenin masum olmadığına emindi.

James oğluyla birlikte dışarıya çıktı. Destin'le aralarında biraz mesafe vardı. Ama Destin'i gördüğünde tanımıştı. "Kolay gelsin evlat."

"Teşekkür ederim," diye karşılık verdi Destin.

James, Destin'e nezaketle bakıyordu.
"Oğlum Derek'le tanış," diye oğlunu gösterdi. Derek, babası James gibi güler yüzlüydü. Kırmızı bir tişört giymişti ve altın sarısı saçları vardı.

James'in saçlarını ise yıllar beyaza boyamıştı. "Sen yeni taşındın değil mi buraya? Kısa sürede alışırsın."

Destin gülümseyerek karşılık verdi. Aynı şekilde onlar da gülümsedi. Ardından yürüyüşe çıktılar. Destin arabasını yıkamayı bitirdiğinde eve girdi ve bir duş aldı. Kıyafetlerini üzerine geçirdi. Ya alışveriş yapmalıydı ya da Oliver'dan kıyafetlerini geri almalıydı.

Mutfağa geçip buz dolabını açtı. Bir elma aldı. Dişlerini geçirdi. Yiyecek fazla bir şey kalmamıştı. Her şeyi dün pişirdiği yemekte kullanmıştı. Buz dolabını kapattı. Mutfaktan çıktı. İlk bulduğu markete girip yiyecek alışverişi yaptı. Eve geldiğinde yemeği hazırladı ve hâlâ uyanmamış olan kızları çağırdı. Ratsel ve Vita gözlerinden uyku akar hâlde aşağı indi.

42 (Tamamlandı)Kde žijí příběhy. Začni objevovat