"Kaybolup Gitmeni İstemiyorum"

289 14 3
                                    

Melike eve geldiğinde kafasında hâlâ birkaç saatte olanları düşünüyordu. Dokundalar ağlayacaktı ama dışardan alacak bir insandan çok sinirle herkesi parçalayabilecek gibi duruyordu. Bulaşıkları yıkarken yine sinirle söylenirken aklına Uğurun söylediği ağır cümleler geldi. "Ne yaparsan yap" " ince bir çizgi var ve ben o çizgiyi geçmeyeceğim" bunlar defalarca kafasında yankılanırken bardağın biri eliyle tezgâh arasında kırıldı. Bardağın kırılmasıyla bağıra bağıra ağlamaya başlayan Melike bir yandan da "Allah kahretsin ya, Allah kahretsin diye bağırıyordu. Melikenin sesini duyunca koşarak gelen babaannesi Melikeye bir şey mi olduğunu kontrol ederken elindeki bez parçasını gördü.
- Ne oldu kızım parmağını mı kestin?
- Birşey olmadi babaanne öyle ufak birşey .
-Niye böyle ağlarsın kızım o zaman. Bak evde olanlara kafan takılıyorsa her ailede olur böyle atışmalar.
-Yok babanne sorum siz değilsiniz.
-Peki ne  kızım devlet sorunları mı? Devlet sorunları için canını sıkma kürt- türk meseleleri için mi? Eğer öyleyse benim canım kürde yanar diyorsan oku büyük yerlere gel sonra hâlâ böyle düşünürsen sesin devletle birlikte çıkar. Tamam mı? Kürdün hakkını kanun kural devlet nasıl diyorsa öğneneceksin o na göre savunacaksın ama Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka devlet olmadığını bilerek bu bayrağın altında savunacaksın. Başka devlet bayrak tanımadan. Tamam mı kızım."
Melike babaannesine diyememişti ki konu  ne devlet işleri ne aile meseleleri, Melike kendi içinde boğuluyordu. Ama kalbini susuturamadığı için boğuluyordu. Kalbini dinlemeye başladığından beri ne ideolojik düşüncesini önemsiyordu. Ne de ailesiyle kavga edecek konulara giriyordu. Tek derdi o olmuştu. Onun söyledikleri canını o kadar  sıkıyordu ki boğuluyordu.
Babaannesine sadece başını salladı ve odasına geçti.
Evi ayağa kadıran telefonun çalması oldu telefonu açan babannesinin renginin attığını görünce ne olduğunu sordu. İlçede Erkan arkadaşlarıyla gezerken askerin üzerine açılan ateşten nasibini almış, yaralanmıştı. Melike duyduklarına şaşırmaya fırsat bulamadan kendini hastane yolunda arabada buldu. Hastaneye gidene kadar bir sürü kötü senaryo canlandı kafasında. Bir yandan babaannesini sakin tutmaya çalışıp diğer yandan kendini sakin olmakla telkin ediyordu. Hastane varınca allel acele içeri girip odayı buldular. Oda da babası vardı.

Halil bey olanları duyunca hemen hastahaneye koştu. Doktor omzundan yaralandığını herhangi bir sorum olmadığını söylediğinde derin bir nefes alabildi. Odaya  girdiğinde boylu boyunca yatan Erkanı görünce yine kalbi sancılandı. Uyanık olmasına çok sevindi ciddi bir şeyi yoktu çok şükür.
-Oğlum nasıldın ağrın çok mu?
- Çok acıdı başta ama şimdi daha iyi baba merak etme.
- Nasıl merak etmem ciğerparem. Nasıl oldu bu kim yaptı?
- "Bilmiyorum ki baba bir anda arabadan maskeli kişiler indi"  erkan biraz duraksadı ve "sadece arabayı gördüm"dedi.
- Ne oldu oğlum araba tanıdık mıydı?
-Bakırın arabasıydı.

Halil bey duyduğu şeyle kan beynine çıkarası defalarca kızı ve oğlu yüzünden karşı karşıya kalmıştı Bakırla ama bu çok fazlaydı. Hemen dışarı fırladı.
Kapıda Melike, annesi ve Esma hanımı gördü. Neler olduğunu sordular.
- Nereye baba? Bu ne sinir ne oldu?
- Ne mi oldu. Senin eline o silahı tutturanlar vurmuş kardeşini. Anladın mı? Sana başkasının kardeşini, ailesi vurdarakcak başkasına senin kardeşini tamam mi?
 
Esma hanım durdurdu Halil beyi. Sakin olması gerektiğini böyle giderse herşeyin daha zor olacağını anlattı.
Halil bey ikna olmuş oğlunun odasına yeniden girmişti. Melikeyi ve annesini Erkanı gördükten sonra eve yollamıştı. Gece burda kalacaktı Halil bey.
Eve giden Melike bir yandan küçük kardeşini dizlerine yatırmış başını okşayarak uyuturken, diğer yandan olanları düşünüp içi içini yiyordu. Melikenin babaannesi Melikeyi gözleri dolu dolu düşünürken görünce yanına gitti.
- Ne oldu kızım? Niye böyle dertli dertli oturuyorsun? ERKAN da iyi çok şükür. 
- Ben ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilmiyorum babaanne, kafam çok karışık. Allak bullak herşey sanki.
- Bak kızım biz bugün olanları gördün. Sen ne düşünürsün neye karar verirsin bilmem ama şunu bil  bir tarafta savaş var. Kan var. Silah var. Kargaşa, rezillik, sefalet var. Diğer tarafta huzur var, parlak bir gelecek var, umut var, düzen var. Sen şimdi otur düşün ama ne bizim senin için olan  hayallerimizi ne senin kendi hayallerini yıkacak bir şey yapma. Bir de kararını verirsen şu Teğmen oğlandan yardım iste. Yok bilir yordam bilir o oğlan.
- Yok babaanne olmaz isteyemem ondan yardım.
- Niye kızım o çocuk iyidir. Yardım eder sana.
- Bilmiyorum babaanne bilmiyorum.
- Hadi Allah rahatlık versin sana.

ÇOK GEÇ "DEĞİL"Where stories live. Discover now