19. Gizem(Kehanet)

737 58 15
                                    


➳⎯⎯ও∞ও⎯⎯➳

Gizemli ziyaretçi yanımdan ayrıldıktan sonra, gök gürültüsüyle baş başa kalmak istemediğimden soluğu odamda aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gizemli ziyaretçi yanımdan ayrıldıktan sonra, gök gürültüsüyle baş başa kalmak istemediğimden soluğu odamda aldım. Kehanet, kapının yanındayken bana ulaşabilirmiş gibi hissediyordum.

Söyledikleri zihnimde yankılanıp duruyordu. Lanet. Kehanet. Bir facia yaşanacağını söylemişti. Ben henüz şimdiye kadar yaşananları anlamlandıramamışken, yeni bir kaos yolda gibi gözüküyordu. Kara büyücülerin harekete geçmiş olmasının bir sebebi olmalıydı. Ama öğrenmek istediğimden emin değildim.

Bir uykusuz geceyi daha atlatmak için bavulumdan bir kitap aldım. Aniden şimşek çakması yerimden sıçramama neden oldu. Pencerenin yanına giderek perdeyi örttüm. Bu şekilde kaçmam mümkünmüş gibi.

Grimlocks için karanlık bir akşamdı. Bizi neyin beklediğini biliyormuş gibi bir hali vardı. Sanki yaşanacaklara ağlıyordu. Sanki bizim için korkuyordu.

➳⎯⎯ও∞ও⎯⎯➳

Ertesi sabah, bir önceki günün aksine cıvıl cıvıl bir güne uyandık. Hepsinin bir rüya olduğunu ve gazeteci çocuğu kafamdan uydurduğumu düşünmeye başlamıştım. Bu his, ta ki kahvaltı sırasında ona rastlayana kadar sürdü. Aslında başta o olduğunu anlamamıştım. Meyvelerin bulunduğu bölmede başını deve kuşu gibi gömmüş kişiye 'İlerlesene babalık!' diye bağırmama saniyeler kalmışken, bana doğru dönen yeşil gözleri tanıdım. Kaşları çatık bir şekilde elindeki elmayı bana doğru uzattı.

"Hayır istemiyorum," dedim hemen.

"Sana teklif etmemiştim. Organik midir diye soracaktım," dedi elmayı göstererek.

"Ne?" dedim tek gözümü kısarak. "Burayı tam olarak ne sanıyorsun?"

Bıkkınlıkla ağzından bir nefes verdi. "Ne yediğine dikkat eden biriyim."

Kahkaha attım. "Grimlocks'a hoş geldin. Biz burada bulduğumuzu yeriz. İki saniyeden uzun düşünürsen, başkası yiyeceğini kapabilir."

Elindeki elmayı alarak tepsime koyduğumda afallamış bir şekilde bana baktı.

"Artık organik mi diye endişelenmene gerek yok. YÜRÜ BABALIK."

Gözlerimi devirerek duvardaki saate baktım. Vakit gittikçe azalıyordu. Ayrıca arkamızdaki sıra kapıya kadar uzamıştı ve insanların hakkımızda söylediği nahoş cümleleri işitebiliyordum.

"Bu kabalıkla New York'a iyi ayak uydurursun," dedi alaycı bir yüz ifadesiyle.

"İlerle artık!" diye haykırdım tekrar. "Tek istediğim derse gitmeden bir kruvasan yemek. Ne kadar uyuşuksun!"

Siyah saçlarını eliyle düzeltti ve tepsisini ilerletti. Arkasından ilerlerken sol tarafımda uzanan kahvaltılıklarla bakışıyordum.

"Aa bak," dedi sonra. Yeşil gözleri heyecanla bana bakarak elinde tuttuğu şeyi gösterdi. "Bir kruvasan."

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin