7. Gizem(Kuyu)

1K 123 192
                                    


"Hoş geldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim?"

İkimiz de 70 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim yuvarlak gözlükleri ve dağınık saçları olan sevimli yaşlı kadına döndük. Beni fark ettiğinde şaşkınlıkla ağzı açıldı ve sonra gözleri irileşti. Eliyle bizi işaret ederek konuşmaya başladı.

"Siz. Siz onlarsınız. Siz beklenen misafirlersiniz. Roger bunu duyunca çok sevinecek," dedi gülüp ellerini ovuşturarak.

Lovena'nın kolunu dürttüm. Fısıldayarak konuşmaya başladım. Kadın fark etmesin diye sırıtıyordum.

"Kapıya sadece iki adım uzaktayız. Aynı anda hareket edersek kaçabiliriz. Üç deyince. Bir, iki..."

Kapıya doğru adım atarken Lovena hızla koluma yapışıp beni yanına çekerek kaçmamı engelledi. İyi, öyle olsun. Bu çatlak kadın bizden büyücü lazanyası yaparsa ben demiştim derim ama.

"Ne zamandır bugünü bekliyoruz," dedi kadın tatlı bir şekilde gülerken. Sonra aniden, sanki burada olduğunun yeni farkına varmış gibi irkildi. Ama gözlerini bizden ayırmadı.

"Benim hatam, sizi ayakta bıraktım," dedi. Bizimle konuşmuyordu. Kendi kendine konuşuyordu. Sonra aniden hareketlendi. Odayı aramaya, masaların altına bakmaya başladı. "Nerede bu tabureler?" diye söyleniyordu bir yandan.

"Ah, hiç sorun değil. Biz ressamla konuşabilir miyiz?" dedi Lovena gülümseyerek.

Kadın aniden irkildi. Altına baktığı masanın önünde durdu. Sonra bize döndü. Şaşkın bir hali vardı.

"Unuttum. Benim hatam, benim hatam. Tabii, Roger." Yüzüne tekrardan sevimli gülümsemesini yerleştirdi. Gülümseyerek bize üst kata çıkan sarmal merdivenleri gösterdi. "Bu taraftan."

Önden Lovena, arkasından ben, benim arkamdan da yaşlı kadın geliyordu. Merdivenler, duvara yerleştirilmiş meşalelerle aydınlatılmıştı. Lovena merdivenlerin sonundaki ahşap kapıyı açtı. Kendimizi birkaç katlı, tuvallerle döşeli geniş bir resim atölyesinde bulduk. Odanın ortasındaki adam, önündeki tuvale hızlı fırça darbeleri indiriyordu. Bir yandan da kendi kendine mırıldanıyordu.

"Hayır, olmuyor, olmuyor! Nasıldı? Hatırlayamıyorum," deyip elini başına götürdü. Yaşlı kadın bizim önümüzden geçip adamın yanına gitti.

"Roger... Misafirlerin var," dedi ve ressamın omzuna dokundu. Ressam, omzuna dokunulmasıyla yerinden sıçradı.

"Bethy!" diye bağırdı. "Sana daha kaç kere resim yaparken beni rahatsız etme demeliyim, ha?"

"Üzgünüm Roger. Üzgünüm," dedi sıkıntı içinde. "Benim hatam, benim hatam," diyerek saçlarını yolmaya başladı. Roger ağzından bir nefes vererek gözlüğünü düzeltti.

"Tamam, Bethy. Neyse boş ver," dedi Bethy'nin sırtını sıvazlayarak.

"Peki, sen ne demek için-" Beni fark etmesiyle durakladı. Gözlerini benden ayırmadan ayağa kalktı ve etrafımda dönmeye başladı.

"Bu gerçek mi? Yoksa yine mi iş başında uyuyakaldım," dedi beni iri gözlerle. Bethy kıkırdadı.

"Hayır Roger, bu gerçek." Roger birkaç kez daha etrafımda döndükten sonra konuştu.

"Bugünün geleceğini biliyordum," dedi şaşkınlık ve neşe arası bir ifadeyle. Sonra hızla kendini az önce kalktığı sandalyeye attı.-

"Son çalışmamda biraz sıkıntı yaşadım da," diyerek çizdiği resmi görebilmemiz için yana çekildi. Ve... İnanamıyorum, bu ben miyim? Lovena resmi görünce kahkahalarla gülmeye başladı. En sonunda karnını tutarak sakinleşebildi. Resim harikaydı. Ta ki Mariana Çukuru'nu andıran burun deliklerini fark edene kadar. Kendimi nasıl tuttum bilmiyorum ama gülmemeyi başardım. Roger hızla ayağa kalkıp beni kolumdan tuttu ve karşısındaki tabureye oturttu.

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Where stories live. Discover now