25. Gizem(Sorgu)

417 44 12
                                    

Kısıtlı bir zamanda bölümü tamamladığım için hatalar olmuş olabilir. Bu aralar yazmaya vakit ayıramıyorum üzülerek :') Fırsat buldukça atacağım artık böyle. Fantastik yazmayı özlemişim, ah her şeyin mümkün olabildiği kurgu evreni...


➳⎯⎯ও∞ও⎯⎯➳


Grimlocks'a döndüğümüzde Ateşatar ağaçlık alana yönelerek gözden uzak bir yere iniş yaptı. Bizi yere indirdikten kısa süre sonra tekrar havalandı ve gözden kayboldu.

"Buraya birdenbire gelebilmiş olması çok garip," dedi Lovena elini gözüne siper ederek yukarıya bakarken.

"Ben de pek anlayamıyorum," dedim gözlerimi kısıp Ateşatar'ı izlerken.

Diğer gizemlerin yanısıra, bunu çözmeye hiç sıra gelmemişti. Bir ejderhanın neden benimle bağ kurmuş olabileceğini bilmiyordum. 18. yaş günümde büyü güçlerimin artmasını beklemiş olsam da, bu kadarının normal olduğundan emin değildim.

Adımlarımızı okula yönlendirdik. İlk olarak Lovena'nın odasına giderek tuvalleri çalışma masasının üstüne bıraktık. Çantalarımızı alıp odadan çıktık. Koridorlar sessizdi. Kahvaltı saati çoktan gelmişti. Yemek salonunun kapısının önüne geldiğimizde, Quamfer'ın sesi kapıdan dışarı yankılanıyordu.

Bay Grount'un anısına düzenlenecek bir törenle ilgili bir şeyler söylediğini duydum. Konuşması sona erdiğinde Lovena'yla yemek salonuna girdik.

Kahvaltı oldukça tekdüze bir şekilde geçti. Yaşanan trajik olaydan sonra eski düzenimize bu kadar kolay dönebildiğimize inanamıyordum. Ne olmasını beklediğimi bilmiyordum. Amcam yaşananlardan korkup eve dönmemi isteseydi, gider miydim? Beni buraya getirdiği gün, buranın beni korumak için son çaresi olduğuna dair bir şeyler gevelemişti. Hala aynı fikirde olup olmadığını merak ediyordum.

Kahvaltıdan erken ayrıldım. Dalgınlıkla kat büyüsünü kullanmayı unuttum ve sınıfların koridoruna merdivenlerden çıktım. Bay Grount'u gördüğüm rüya aklımdan çıkmıyordu. Gizli bir mesaj içerebilecek her kelimesini unutmamak için kendi kendime tekrar ediyordum. Ve aslında Roger'ın yanına gidene kadar aklımda böyle bir şüphe yoktu. Bir rüyadan ziyade bir anı gibiydi.

Koridor boyunca ilerlerken önüme çıkan kişiyi görmedim.

"Vay vay," dedi ve elindeki kalemi tuttuğu not defterine vurdu. "Bayan elma hırsızı."

"Sana Grimlocks'a dair önemli bir ders verdim. Bana minnettar olman gerekir."

Kehanet habercisi, gözümü korkutmak istercesine gözlerini benden ayırmadı. Öte yandan, benim buna bağışıklığım olduğunu bilmesine imkan yoktu. Bu amcamın sözünü dinletebilmek için kullandığı nadide taktikti. Ve ilk pes eden hiç ben olmazdım.

Elindeki not defterine karalanmış yazılar baktığımda Bay Grount'un adı gözüme çarptı.

"Seni hiç iş başında görmemiştim. Buraya tatil yapmak için falan geldiğini sanıyordum."

"Evet, çok komik. Gazetenin sınırlar dışı tek muhabiriyim," dedi. Benden ziyade elindeki not defteriyle ilgileniyordu.

"Sınırlar dışı demek, büyü dünyası anlamına geliyor sanırım."

Benimle iki kelime bile konuşmak büyük bir külfetmiş gibi ağzından nefes verdi.

"Büyü dünyası, cadılar evreni, ayrıca hiç gittin mi bilmiyorum ama periler üzerine yanlışlıkla basmamak için fazla minik ve zemine çok yakın uçuyor."

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin