İP ▶️ 46 | "️MÜHLET"

295K 9.3K 8.4K
                                    

Yorum sınırı, bir dahaki bölüme kadar 3bin, fıstıklar ❤

Keyifli okumalar...

Bölüm Şarkısı | Mazzy Star • Fade Into You

46. BÖLÜM | MÜHLET

🍁

Şafak sökmemişti.

En karanlık an, şafak vaktinden önceki andır.

Lavin, şafak vaktinden hemen önceki en karanlık zaman diliminde gözlerini açtı ve dün gece göğsünde uyuyan adamın, şimdi kendi yastığında olduğunu fark etti. Bedeni üşüyordu, çünkü Edim dün gece açtığı pencereyi tekrar kapatmamıştı. Sonbaharın esintisi, çıplak tenlerinim üzerinden geçiyordu ve odadaki her eşyada bu soğuk esintiden paylarına düşeni almıştı.

Oda buz gibiydi.

Göğsüne kış gibi bir his oturdu.

Mavi gözleri karanlığa alışınca Edim'e doğru biraz yanaşarak, başını onun yastığına koydu. Koyu sarı saçları, yastığın kenarından şelale gibi dalgalanarak dökülüyordu. Karanlığın içindeki erkeksi bedenin, kol ve gövdesi üzerindeki kaslarının görünüşü ilginç bir kesinlikle gecenin içine çizilmiş gibi hava veriyordu. Muhteşem bir erkek çizgisine sahip bu çekici vücuttaki göğüs kısmı, aldığı her nefesle, keskinliği bozulmadan kabarıyordu. Dirseğini büktüğü kolunun eli, ensesinin altındaydı. Diğer eli karnının üzerindeydi. Dolgun dudakları aralıklıydı. Kendilerini kaplayan karanlıktan, daha fazlasını görmüyordu.

Lavin, içinde sel gibi biriken bir arzuyla ona dokunmak istedi.

Artık kendisine ait bir tabloydu bu, değil mi?

İnce, uzun parmakları, siyah saçlarına daldırmaksızın yüzeyinden belirli bir kısmı tüy gibi bir dokunuşla okşadı; güzel bir eserin tahribinden endişe eder gibi uyanmasından endişe ediyordu. Onu daha önce uyurken, hiç izlememişti.

Dudakları büzüldü. İnce bir gülüş somurtkan dudaklarını ele geçirdiğinde kendi kendine güldü. Bu adam cidden inanılmazdı, kendisine bir de ilânı aşk mı ettiğini düşünüyordu yani? Ne demişti?

Bu hayatta değer verdiğim tek kişi sensin.

Öyle mi yapılırmış ilânı aşk?

Eh, konu Edim Demiray ise, demek ki öyle de yapılıyormuş. Bu tuhaf bir şekilde, pek tuhaf hissettirmiyordu.

Yorgunluk ve üşüme tekrar bastırınca, Edim'e yanaşıp köprücük kemiğinin biraz aşağısına başıyla, sütyeni bedeniyle de onun sert erkeksi gövdesine sokuldu.

Edim, gözlerini açıp Lavin'e baktığında, Lavin bir an affallayıp ne diyeceğini bilemedi. Sonra aklına ilk geleni söyledi. "Şey... Üşüdüm de."

Edim bir şey demeden, yerinden doğrulup ayak ucundaki örtüyü, üzerlerine çekti ve Lavin'i kollarının arasına alarak başının üzerini öpüp uykuya daldı. Lavin'in tenindeki soğukluk, sıcaklığa dönerken tekrar uykuya daldı.

Gecenin üniforması açıldı, sökülen şafak göründü.

🌺

Lavin tekrar gözlerini açtığında, bu kez gün aydınlanmış, pencere kapanmış, kalın perdeler çekilmişti. Odanın karanlığı bir an kendisini yanıltacak gibi olduysa da, komodinin üzerindeki ahşaptan yapılma saat 11'i gösteriyordu. Ve hoşlanmadığı bir ayrıntı daha ekliydi odada; büyük yatakta tek başınaydı.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin