36 ▶️| "SESSİZLİK"

294K 10.2K 6.9K
                                    

Bölüm Şarkısı : Lucia - Silence

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Şarkısı : Lucia - Silence

36. BÖLÜM | SESSİZLİK

"Ey kanımın bataklığının altın renkli balığı
Hayırlı olsun sarhoşluğun, beni içiyorsun
Gün batımının mor ovasısın sen
Gündüzü göğsüne bastırıp söndürüyorsun..."

🍁

İri iri yağan yağmur, pencerenin camına kırılmalarını emreder gibi sert çarparken, cam ve yağmurun çarpışmasından çıkan sesin arka fonu; göğün gürültüsüydü. Gökyüzünün her seferinde daha güçlü, daha yüksek gürlemesi kızgın bir ağıttı. Derler ki, gökyüzünün çıkardığı çığlık, öfkeli bir meleğin kamçısından çıkan korkunç gürültüdür.

Yeryüzü ve gökyüzü yaşıt mıydı? Biri diğerinden daha evvel yaşama katılmış olabilir miydi? Şanslı sayılmalıydık, ya yeryüzü de gökyüzü gibi korkunç sesler çıkarsaydı? Oysa, yeryüzü insana en yakın olandı, bu bakımdan ağıta en layık olanın hep yeryüzü olduğunu düşünürdü. Gerçi, yeryüzünün de kızdığında yürekleri parçalayan ağıtının adı, depremdi.

Belki de... Yeryüzünün her ağıtı ölüm olduğu için, sık sık gerçekleşmiyordu.

Bu seslerden hiç memnun değildi, gök gürültüsü kendisini korkutmayalı uzun zaman oluyordu; insandan insana uzanan daha korkunç gürültüler vardı. Ama yine de duymasa daha iyiydi aslında, çünkü yanında kimse yoktu, yatağındaki ve çevresindeki boşluğu bu seslerin doldurması, hoş hisler uyandırmıyordu.

Ayrıca içine örümceğin sarkan ağı gibi acı sarkıyordu. Acı, uzun zamandır kendisiyle varlığını sürdürmüş bir canavardı. Fakat bu gece... Kırılgan bir acı içindeydi. Geceye hiç uyum sağlayamıyordu, nedenini bilmediği bir sıkıntı vardı içinde.

Pili bittiği için kapanan telefonu, Nergis şarj aletini getirir getirmez hemen pirize taktı. Edim'in tekrar aramasını bekledi. Sonra onunla konuşma ihtiyacı ağır basınca, kendisini zorlayarak aradı. Ama telefon açılmadı, tam üç kez aradı, başka bir defaya daha yüzü yoktu.

Çünkü Edim konuşmak istemiyordu.

Bu olayın üzerinden henüz iki saat geçti.

Şu an neden bani cevaplamadı ya da geri dönüş yapmadı diye düşünüyordu? Niye sesini duymasına izin vermiyordu, her soru işareti içine kızgın kireç dökerek, duygularını yaktı; delik deşik etti. Üç defa arayarak kendisiyle konuşmaya ne kadar istekli olduğunu anlamış olmalıydı. Tabii ki anlamıştır, çünkü hep Edim'den kaçmıştı ve bugün kendisi gidiyorken bu defa Edim izin vermiyordu.

Bir şey olmuştu.

İçine birden bire kanser gibi yayılan bu huzursuzluğun başka nedeni olamazdı.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin