Yüzleşme- 22

338 16 5
                                    

Karşımdaki acı verici manzaraya daha fazla katlanamayacağımı karar verip ayağa kalktım. Abim bakışlarını bana çevirdi. 

"Burada oturup somurtarak Ege'ye yardımcı olamam. Gidip bir şeyler bulmaya çalışacağım." Cümlemi bitirmeme izin vermeden abim cevap verdi, "Ege'yi burada yalnız mı bırakacaksın?" Kendimi inandırmak için yüzüme kararlı bir ifade takındım. "Yanında sen varsın. İnan bana, senin varlığın benden daha iyi gelir ona. Şu an yapabileceğim en yararlı şey aramızdaki bağı koparmak ve kabuslarına son vermek." 

Can, gözleri dolu olmasına rağmen sıcacık gülümsemesiyle gözlerimin içine baktı, kafasıyla onay verdi ve Ege'nin elini tutan ellerine bakmaya devam etti. Bir eli Ege'nin elinin altında, diğeri ise üstünde Egenin elini okşuyordu. Can'ı şu ana kadar hiç bu kadar yıkık görmemiştim. 

"Ege'yle çok tartışsanız da ona ne kadar değer verdiğini biliyorum. Hiç hayır falan diyip aksini iddia etme. Kimse sana bakmıyor sandığın zaman Ege'ye bakışların tamamen değişiyor. Fark etmedim sanma. Şu an aramızdaki bu büyümsü bağımsı şey yüzünden bana fazla bağlı, eğer bunu yok edebilirsem kendine geleceğine eminim. İnan bana..." Can'a itiraz etme şansını vermeden odadan çıktım ve kendimi en yakın tuvalete attım. 

Yüzüme soğuk su vurup kendime gelmeye çalıştım. Yüzüm normalde olduğundan daha da soluk ve ölü gibi duruyordu. Ege'nin şu anki durumu için yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Kendimi inandırıp tuvaletten çıktım.

"Tamam, çok fazla şey oluyor ama az çok kavramaya başladım. Ege'yle aranızda bir tür bağ var ve o yüzden daha önce beni unutmuş gibi davranmaya başlamıştın. Ve şimdi o bağı kırmaya çalışacaksın." dedi Stiles.

"Evet, az çok doğru. Yıllar önce onu... zor bir durumdan kurtarmıştım ve bazı doğa üstü yaratıklar, ihtimali çok düşük de olsa, kendisini kurtaran kişiye hayatlarındaki en önemli kişiymiş gibi bağlanır. Ve bağlandıkları kişi de tam olarak aynı seviyede olmasa da karşıdaki kişiye bağlanır. Duygusal açıdan bir şe hissetmeyecek olsalar bile. Bu olay olmadan önce de Ege ve ben yakın arkadaştık bu yüzden aramızdaki bağ güçlenip hayatımıza giren insanları itecek dereceye getirdi bizi. Ama bu bağı koparmazsam Ege'nin kabusları asla bitemeyecek ve kendi hayatını, gerçekten sevebileceği ve onu sevebilecek insanı bulamayacak."

"Tuhaf... ve karmaşık... ama anladım. Peki bu bağı nasıl kıracağız? havalı yaşlı bir tanıdığın büyücü falan mı var... Gandalf hayır hayır, Dumbledor' u tanıyo musun?"

"1, biz değil ben bu meseleyi çözüyorum. 2, onlar hayali karakterler. 3, tanıdığım kişi sarışın hiperaktif bir ergen..."

"Haaayır beraber gidiyoruz nereye gidiyorsan çünkü artık seni gözümün önünden ayırmak istemiyorum. Nereye gitsen bir kaos oluşuyor ve ben kaostan besleniyorum."

Hastanede kahkaha atmak pek iyi bir fikir olmadığı için kendimi zor da olsa tuttum ve telefonumu çıkarttım.

" En erken saat kaça Beacon Hills - İstanbul'a uçak bulabilirim? ....... 1 saat? ...... Evet ..... Evet ...... 2 kişi ...... Lucinda Sharlotte Merinda Evans adına ...... A blok 2. kapı? ....... Tamam teşekkürler"

Telefonumu kapatıp Stiles'a döndüm.

"İyi haber, 1 saate istanbula uçuşumuz var, bu da demek oluyor ki toparlanıp çıkmak için yarım saatimiz var hadi."

Stiles suratıma gözleri kocaman bir şekilde bakıyordu. 

"Hadi kaybedecek zamanımız yok." diyip elini yakalayıp Stiles'ı asansöre doğru sürükledim. 

Stiles'dan aldığım ilk tepki kahkahaydı. Asansör giriş kata ulaşana kadar gülmeye devam etti ve arabasına ulaşana kadar ne kadar tuhaf ve sevimli olduğumdan bahsetti. Eve ulaştığımızda her ikimiz de kendi çantalarımızı toplayıp 15 dakika içerisinde arabanın önünde buluşma kararı aldık. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 28, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Melez Vampir (Teen Wolf fanfic)Where stories live. Discover now