7. DELİ RUHLAR

8 5 6
                                    

Güzel okumalar.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim, sevgilerimle.

Bölüm şarkısı; Emir Can İğrek, Defoluyorum

Nf, Got You On My Mind

14.07.1990

Kaybolmuş bir düzlükte yürümek nedir bilir misin? Ne kadar yol kat etsen de hiçbir ilerleme kaydedememek nedir bilir misin?

Toprağın, çürümüş kan kokusuyla içine hapsetmesiyle oluşan o karmaşa mızrak gibi ruhuma saplanıyordu. Bilir misin yeryüzünde oluşan doğrulara kapılarak, yanlışlarla var olmayı?

Yargılar, her zaman doğruya götürmez ancak yanlışlar doğruya zaman tanır. Ben yanlışın ta kendisiydim, ben doğruların katiliydim. Satırlarda dolaşıp, satırlara kendimi kazımamı kimse anlayamazdı.

Satırlarda insanlar vardı, kimliksiz yüzler vardı.

Kafamdaki ceyl beni rahatsız ediyordu, susmuyor hatta durmuyordu. Varlığını sürdürdüğü sürece sadece bana zarar veriyordu. Hepsi canavardı, beni yönlendirmeye çalışan canavar.

İçimdeki sinir gittikçe büyüyordu, ruhumdaki acı dinmiyor aksine beni yetiştiriyordu gizlice. Filizleniyordu acı, beni öldürdüğü toprakta. Acının izleri, tadı vardı. Boğazımı yakıyordu, belki de beni küle çeviriyordu.

Acı, beni öldürürken kendisi besliyordu.

Yan odamda bir kız ölmüş. Umurumda mı? Sanırım hayır. Ben zaten her gün ölüyorum, o ise sadece bedensel bir şekilde öldü. Sonuçta bizler ölmeye mahkûmuz öyle değil mi? Bizler derken kim mi? Yalnızlar her zaman ölmeye, unutulmaya ve kaybetmeye mahkûmdur.

Hastanede yaşamak zordur, ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yaşamak ise çok daha zor. Bin bir çeşit hastalığa sahip olan insanlar aynı yere koyuluyordu, ilgileniyormuş gibi lanse edip, bizleri gittikçe ölüme sürüklüyorlardı.

Hastane, ölüm kokuyordu.

Elime ulaşan bu mektupları anlayamıyorum, nasıl bana geldi çözemiyorum... Ben de öncekiler gibi yazmak istedim ve işte buradayım. Şans eseri bana gelse de güzel bir hediye gibiydi bana, zamanı öldürmek hatta ruhumu öldürmek için güzel bir hediye. Unutma, bütün bu günlükler karışık bir şekilde sıralanmış olacak. İlk kişi ben bile olabilirim ama sana farklı yansıtılacak.

Hepsini okudum, üçüncü kişiyim. Ölmeyi dilen üçüncü kişi. Niye ismine Umutsuzlar Çetesi dendiğini de anladım. Umut isteyecek nasıl hayatlar yaşamıştık ki?

Kimsenin hayatını görmeden yargılamamak gerekirdi, dışarıdan tatlı şeker gibi gözükürken içinden yılan çıkabilir ve kendisini zehirleyebilirdi.

Ölümü arzulamak zordur, yaşamak daha basittir. Yaşamayı beceremeyen insanlar var ve ben de onlardan bir tanesiyim. Ölmeyi de başarabilecek miyim?

Bizler mi istedik sanki böyle olmayı? Yoksa siz mi bizleri bu duruma ittiniz? Algı oluştu herkesin beyninde, kimse hayır demedi. Kimse itiraz etmedi, memnuniyetle kabul ettiler. Oysa şimdi... Azrail kapımızda bekliyor, tam ensemizde ve soluk alışverişlerimizi duyabilecek kadar yakınımızda.

UMUTSUZLAR ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin