2.6

221 12 4
                                    

Seçilmiş kul falan olmalıydım çünkü bu durum, binde bir başa gelebilecek bir durumdu.

Ve bu baş bilin bakalım kimin başıydı?

Evet arkadaşlar doğru cevap!

Elbette ki benim başımdı. Allah'ım başıma gelmez dediğim her şey benim başıma geliyordu bu dünyada. Ben ne günah işledim de bunları yaşıyorum?

Bir de bayıl!

Ha bir Feriha olmadığım kalmıştı zaten.

Başımı usulca Alper'e doğru çevirdim. Bu işlem o kadar yavaş gerçekleşmişti ki belki kafamı çevirdiğim zaman diliminde gider diye düşünmüştüm.

Fakat yanılmıştım.

Alper tüm endamıyla, benim arkamda kalacak şekilde elini sandalyemin arkasına yaslamış bir halde duruyordu. Şimdi Allah var yakışık-

Sus bakayım sen bir! Büyükler konuşurken küçüklere bir şey düşmez.

"Selam Alper, nasılsın?" diye soran, bizim dangoz Cenk'ten başkası değildi. Cenk, Alper'le iyi anlaşıyordu ancak biz ayrıldıktan sonra koptuklarını düşünmüştüm. Neyse ki öyle bir şey olmamıştı. Benim yüzümden böyle bir şey olsun istemezdim.

"İyidir kardeşim," Onlar sohbet ederken benim gözüm az önce kafeden giren adama takılmıştı.

Özgür.

Sanırım beni fark etmemişti. Kafenin köşesinde kalan bir masaya oturmuş, tahminimce birini bekliyor gibiydi ve öyle de oldu. Karşısındaki sandalye çekildiğinde yüzünü göremediğim bir adam çektiği sandalyeye oturdu.

"Özgür?" Omzuma dokunan elle irkildiğimde önüme döndüm. "Sana sesleniyorum, iyi misin?" Alper hafifçe yüzüme doğru eğilmiş konuşuyordu. Duyuyoruz herhalde sağır değiliz.

"Pardon dalmışım," dedim. "Ne diyordun?" Alık alık ona bakarken konuştu.

"Yarın annemlerin bir daveti olacak. Sizi de davet etmek istiyorum. Tabii siz de müsait olursanız." Alper'in ailesini tanıyordum. Ama eski sevgilimin davetine gitmek ne kadar doğruydu emin değildim.

"Yani," diye kem küm ettim. "Müsait olamayabilirim." Alper hızla konuştu.

"Sorun yok, yarın akşam 8'de olacak. Evi zaten biliyorsun gelirsen beklerim."

Allah'ım nolur aklımdaki şey gerçekleşmesin.

'E peki madem' dercesine başımı salladım. "Olur."

Alper bakışlarını benden çekip Cenk ve Pınar'a döndü. "Sizi de bekliyorum," dedi ve boğazını temizledi. "Neyse ben arkadaşlarımın yanına gideyim rahatsız ettim sizi de kusura bakmayın."

Cenk, sorun olmadığını belirten birkaç bir şey söyledikten sonra vedalaşıp gitti Alper. Pınar hemen bana dönüp konuşmaya başladı.

"Umarım aklımdan geçenleri sen de düşünmüyorsundur ve ben yine kafamdan saçma sapan uydurduğum elementlere inanıyorumdur." Kurduğu uzun cümleyi bu sefer tekte anlayarak onu başımla onayladım.

"Siz yine neyi düşünüp konuşuyorsunuz?" Cenk bizden bıkmış gibiydi. Hele bir bıksındı!

"Çok bilgi fazla zarar Cenkcim yok bir şey," Pınar, Cenk'e doğru dönüp sinirle konuştuğunda Cenk 'ben ne yaptım şimdi' der gibi bana bakıyordu.

İki çocuktan farkları yoktu.

Onları dinlemeyi bırakıp az önce Özgür'ün oturduğu masaya çevirdim bakışlarımı. Özgür yoktu. Anlaşılan beni fark etmemiş ve gitmişti.

Neyse ki düşündüğüm şey olmamış, Alper ve Özgür karşılaşmamıştı. Evet Özgür'le belki sevgili değildik ama ikimiz de durumun bu yola gideceğini anlamayacak kadar salak da değildik. Bayağı flörtleşiyorduk ve şu anda eski sevgilimle karşılaşması biraz tuhaf ve kötü olurdu.

"Hadi artık eve gidelim ne bu tantana?" diyerek dikkatleri üzerime çekmeye çalıştım. "Kime diyorum!" Ellerimi birbirine çırptım.

Pınar sonunda çemkirmeyi keserek bana döndü. "Efendim?" diyerek sakince bir cevap verdi.

"Hadi kalkalım artık," diyerek bıkkınca konuştuğumda Pınar beni onayladı ve ikimiz birlikte ayaklandık.

Hâlâ oturan Cenk'e hitaben konuştum. "Sen gelmiyor musun?" Sanki beş yaşında bir çocukmuş da annesi ona istediği oyuncağı almamış gibi söylendi.

"Siz gidin ben biraz daha oturacağım."

Pınar gözlerini devirdi ve kafenin çıkışına doğru ilerledi. Ben de fazla sorgulamadım ve peşinden ilerledim. Her zaman ki halleriydi.

***

Eve geleli epey bir vakit geçmiş hatta hava bile kararmıştı ve ben geldiğim gibi yatağa devrilmiş telefona bakıyordum.

Bunu fark etmemi sağlayan şey ise kayıtlı olmayan bir numaradan gelen bildirim olmuştu.

...79 68: Selam Özgür, Alper ben. (18.08)

...79 68: Numaran hâlâ duruyordu şansımı denemek için yazmak istedim.

...79 68: Numaranı değiştirmemişsin.

Evet gelelim fasulyenin faydalarına. Ben şimdi buna ne yazacaktım?

Siz: Evet değiştirmedim. (18.10)

...79 68: Ben yarın ki davete seni ikna etmek için yazdım aslında.

Alper ve müthiş dürüstlüğü...

...79 68: Beni kırma ve lütfen gel olur mu?

...79 68: Anneme seni gördüğümden bahsettim o da çok sevindi ve seni mutlaka görmek istediğini söyledi.

...79 68: Gelecek misin?

E öyle olsundu madem. Annesini severdim ve onun hatırına gidecektim. En azından bir saat durup çıkardım.

Siz: Geleceğim.

Bölümleri artık düzenli bir şekilde her cuma atmaya çalışacağım. Keyifli okumalar.✨

Aşk Haberi | textingWhere stories live. Discover now