0.7

359 13 0
                                    

Kıyafetlerime oldukça zıt duran açık kumral olan belime doğru inen saçlarımı elimle kabarttım. Üzerime dar siyah bir pantolon, siyah bir büstiyer ve yine aynı renkte deri bir ceket giymiştim. Aralık ayında bir bara giderken yapabileceğim maksimum kombin ancak bu şekilde olabilirdi.

Dudaklarıma sürdüğüm kırmızı ruju taşmış mı diye kontrol ederken aşağıdan gelen korna sesini duydum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dudaklarıma sürdüğüm kırmızı ruju taşmış mı diye kontrol ederken aşağıdan gelen korna sesini duydum. Gelmişlerdi. Topuklu botlarımı ayağıma geçirdikten sonra evden çıktım. Rüzgarlı hava saçlarımı geriye doğru savururken, ön koltukta Pınar oturduğu için arka koltuğa geçmeye çalışıyordum.

Arka koltuğa yayıldığım sırada gözlerimi Pınar'ın ve Cenk'in üzerinde gezdirdim. Cenk üzerine beyaz salaş bir gömlek giymişti ve ilk üç düğmesini açık bırakmıştı, altına giydiği siyah pantolonla kendine bir uyum sağlamıştı ve yakışmıştı da. Yeşil gözleri ve siyah saçlarıyla epey yakışıklı bir çocuktu.

Pınar'a döndüğümde üzerine giydiği pembe, satenden oluşan, askılı mini elbiseye, ağzımı açmış, panda gibi ona bakıyordum. Sarı, uzun saçlarıyla ve müthiş fiziğiyle tüm kızlara taş çatlatacak cinsten güzel bir kızdı. Ama ben hala üzerine giydiği elbise de takılı kalmıştım. Yahu bunlar Aralık ayının ortasında nasıl giyiyor bunları! Bir tek ben mi kansızım bu dünyada?

"Bu kız VIP kul falan herhalde," diyerek Pınar'a laf attığımda, hemen kendinden bahsettiğimi anlayarak bana döndü.

"Soğuk bize işlemez bebeğim," diyerek cilveli bir şekilde konuştuğunda, gülmüştüm. Pınar ve Cenk'le liseden beri birlikteydik ve birbirimizin en yakınıydık. Onları seviyordum.

"Lan harbi anasını satayım," diyerek konuya dalan Cenk ilk defa doğru bir noktaya parmak basmıştı ama ona bunu söylemeyecektim. "Kızım sen üşümüyor musun?" Başımı sallayarak ona onay verdim ve bu müthiş sorunun cevabını almak için Pınar'a döndük.

"Meslek sırrı arkadaşlar söyleyemiyoruz," diyerek başından adeta savurur misali konuştuğunda Cenk'le aynı anda başımızı ondan çevirmiştik. Kısa süren, bol muhabbetli bir araba yolculuğundan sonra mekana vardığımızda biz Cenk'ten önce inip bara girdik. O da arabasını park edip gelecekti.

Pınar, kapının önünde dikilen iki tane izbandut gibi adama, biletlerimizi gösterdiğinde içeriye geçmiştik. İçerisi epey ferahtı ve fazla kişi yoktu. Birkaç kişi pistte dans ederken, birkaç kişi de bar kısmında içkisini yudumluyordu. Rengarenk ışıklar başımın üstünde dönmeye başladığında gülmeye başlamıştım. Böyle ortamlarda asla ciddi kalamıyordum. Ayrıca ortamda çalan Like Rihanna şarkısı benim ciddi kalmama epey büyük bir engeldi.

Aynen elit bir ortam.

Lobilerde oturan birkaç kişi dışında çoğu kişi ayaktaydı. Pınar'la birlikte bar kısmına geçtiğimizde ben sarhoş olmak istemediğim için sadece kırmızı şarap istemiştim. Pınar ise kendine votka aldığında aramıza Cenk'te katılmıştı.

"Ee bütün gece böyle oturmayacaksınız herhalde," diyen Pınar, barmenin bıraktığı votkasını kafasına diktiğinde barmen çocuk onu beğenmiş bir edayla süzüyordu. Bu Pınar'ın hoşuna gittiğinde cilveli bir şekilde gülümseyerek piste doğru ilerledi ve insanların arasına karışıp dans etmeye başladı.

Cenk sayamadığım kadar shot attıktan sonra yanağımdan makas alarak piste doğru ilerledi ve hemen ortama uyum sağladı. Sanırım bu tarz yerler bana pek uygun değildi. Eğlenmeyi seviyordum, sevmiyor değildim ama bu kalabalık beni sıkıyordu.

Deri ceketimi üzerimden çıkardığımda vücudumdan kısa bir ürperti geçti. Şarabımı yudumlarken telefonumun titrediğini hissettim ve elime alıp baktığımda Özgür Dinçer'in mesaj attığını gördüm.

Bayağı bayağı ünlü bir oyuncuyla mesajlaşıyordum! Ve o da bana yazıyordu. Doğum gününü kutladığımdan beri hiç konuşmamıştık ve açıkçası yazmayacağını düşünmüştüm ama beni yanıltmıştı.

OzgurDincer: Şuan çok sıkıcı bir ortamdayım. (19.47)

kirmizibalikgolde: nerdesin ki? (19.48)

OzgurDincer: fotoğraf*

Attığı fotoğrafa baktığımda gözlerime inanamıyordum. Çünkü Özgür Dinçer şuan buradaydı ve attığı fotoğrafta ben de görünüyordum.

Aşk Haberi | textingWhere stories live. Discover now