33. Bölüm (Final)

3.3K 377 226
                                    

Seçil hayatının en iştahsız gününü yaşıyordu. Üstelik de en iştahlı olması gereken günlerinden geçiyordu. Zira mutluluğuna mutluluk katarak ilerlediği şu günlerde iştahsız olması için bir neden yoktu.

Lakin şu anki nedeni çok netti. Ailesiyle beraber Karayani villasının bahçesinde oturuyor olmaları...

Henüz geleli bir saat olmamıştı. Şimdilik her şey normal görünüyordu. Babası küçük bir ticaretçi olarak, daha büyük ticaretçi olan Teo Bey'le sohbet edecek konu başlıkları buluyordu. Zaten babası son dönemlerde yaşadığı ekonomik sıkıntılara bir değinse aralıksız beş gün konuşabilirdi. O kısımda sıkıntı yoktu. Teo Bey de ne hikmetse ekonomik olarak dertliydi. Seçil bu detaylara şaşırsa da, her normal insan gibi Teo Bey'in de sıkıntıları olduğunu öğrenince resmen rahatlamıştı. Gerçi ne olacaktı ki? En kötü bir tane evlerini satarlardı, durumları bir şekilde düzelirdi.

Annesi biraz zorlu bir cepheydi. O cepheyi de Anna muhteşem idare ediyordu. Yine de ona rağmen Anna bir konuşursa annesi beş konuşuyordu. Maria Hanım anca konuya sağından solundan dahil olabiliyordu. Ya da annesinin ona hitaben konuşması halinde konuşabiliyordu.

Bugünün asıl şansı ise Leo'ydu. Leo Seçil'i iyi eylemişti. Büyükada'daki ufak tatilden beri araları bir nebze daha iyi olduğu için sohbet muhabbette hiç sıkıntı yaşanmamıştı. Yıldız tabii ki geldiği gibi Leo'yu göz hapsine almış, Seçil'e zor anlar yaşatmıştı. Neyse ki Dinçer Bey ve Selma Hanım yanında uslu durmak zorunda olduğu için o da şimdi oturmuş sakince yemeğini yiyordu. Ama Seçil yine de onu ara ara Leo'ya bakarken yakalıyordu. Leo önceden tembihli olmasa çok sıkıntı olabilirdi.

Aris'se her zamanki Aris'ti. Tabii ki işin doğası gereği gergindi. O da rahat rahat yemek yiyemiyordu. Özellikle bakışları sürekli masanın başındaki babaannesindeydi. Haris Hanım neredeyse hiç konuşmuyordu. Bu iyi bir şey miydi kötü bir şey miydi bilmiyordu Seçil. Annesi muhtemelen daha sonra kendisini gömecekti ama şimdilik bir şekilde idare ediyorlardı.

Seçil'in tek dileği bu gecenin kazasız belasız bitmesiydi. Allah'tan başka bir isteği yoktu. Ondan sonra zaten aileler daha nadir buluşurdu.

Eşelediği tabağına bakarken Anna'nın "Düğün için kararınızı verdiniz mi? Kış gelmeden yapmayı düşünüyor musunuz?" diye sormasıyla bakışlarını ona doğru kaldırdı. Aris de teyzesine bakmıştı.

"Yani... bilmem," diye geveledi Seçil yanında oturan Aris'e hızlı bir bakış atıp tekrar Anna'ya dönerken. "Aslında bu yıl yapma niyetindeydik ama o kadar çok tatil yaptık ki biraz maddi olarak zorlayacak gibi."

Selma Hanım tabii ki hemen lafa daldı. "Kızım düğünü aileler yapar zaten. Tamam siz de katkınızı koyarsınız ama bu iş asıl ailelerde olur. Zaten düğün de aile için yapılır. Değil mi?" onay beklercesine hemen yanındaki Anna'ya baktı. Anna hızla onaylarcasına başını salladı.

Aris annesinin ve babaannesinin yüzündeki nane bakışları fark edince "Doğru diyorsunuz Selma teyze ama yine de o dediğiniz belli bir yaşa kadar sanırım. Benim yaş malum biraz yüksek, o yüzden ailemden hiç yardım alacağımı düşünmedim ben. Bir de biz Seçil'le geçenlerde ev alma konusunu konuştuk. O fikir Seçil'in aklına çok yatınca hepten düğün fikrinden vazgeçme noktasına geldi kendisi ama ben öyle olmayacağına ikna ettim," diye açıkladı.

Selma Hanım dehşetle kızına baktı. "Ne demek düğün olmasın? Kızım sen delirdin mi? Olur mu öyle şey? Sen bizim ilk kızımızsın, ilk göz ağrımızsın. Tabii ki düğün olacak!" diye yükseldi. Hemen diğer yanındaki Maria Hanım'a döndü. "Siz ilk kızınızı anlı şanlı düğünle evlendirdiniz sonuçta. Bunun önemini biliyor olmalısınız."

Etkili AnlaşmaWhere stories live. Discover now