25. Bölüm

2.7K 361 119
                                    

Seçil sabah ölü gibi uyandığında üstünde bir ağırlık vardı. Bu manevi bir yorgunluk ağırlığı gibi değildi. Yorgundu tabii o ayrıydı ama bu ciddi bir fiziksel ağırlıktı.

Aris baya baya üstünde uyuyordu.

"Çüş," dedi sessiz bir mırıltı halinde. Tarihinde ilk kez Aris'ten önce uyanmıştı onda da kalkamıyordu. Adam artık Seçil kaçacak diye nasıl panik olduysa gitmesin diye üstüne yatmıştı.

Yüzükoyun ve derin derin uyuyordu Aris. Sol kolu tamamen Seçil'in üstünden atılmıştı. Kafası onun boynuna gömülüydü. Vücudunun özellikle üst kısmı Seçil'in üstündeydi. Bir anlamda bu güzeldi çünkü sıcak tutuyordu. Camlar açık uyudukları için odada gecenin serinliği vardı. Bu oda güneş de almıyordu bir de. O yüzden ekstra serindi. Bacakları iyice karışmıştı. Seçil'in katiyen dizini kırması bile mümkün değildi. Her ne kadar zor olsa da halinden memnun muydu, evet memnundu.

Gülümseyerek Aris'in saçlarına doğru bakıp hafifçe dağılmış saçları okşadı. Dün gece aşağı inip evlilik konusunda yeni bir anlaşma sağladıktan sonra bir hayli yorucu aktivitelerde bulunmuşlardı. Aris'in hem geç yatıp, hem de gecenin bir köründe o kadar yorulmasından sonra şu an hala uyuyor olması kadar doğal bir şey yoktu.

Aris'in telefonunun titreyerek komodinde gürültü yaratmasıyla, Aris'in şak diye uyanıp kafasını kaldırması bir oldu. Seçil'i de öyle bir korkuttu ki, zavallı kız damağını itmek zorunda kaldı.

"Aklımı aldın!" dedi Seçil. Aris sersem bir şekilde kafasını sallayarak etrafına bakındı. Telefonunu hızlıca eline aldığında, gördüğü isim karşısında gözlerini devirdi. Salı gününe kadar iyi bile dayanmışlardı. Sonra saat gözüne çarptı. "Saat on bir olmuş!" dedi panikle. Ardından daha da bekletmeden telefonu açtı. "Efendim Bengücüm?"

"Aris Bey merhaba, kusura bakmayın rahatsız ediyorum. Etmeyeceğim diye söz vermiştim ama..."

"Sorun yok Bengü, iyi bile dayandın. Salı sabahı oldukça iddialı bir zaman dilimi. Ben dün aranmayı bekliyordum."

"Aşk olsun Aris Bey!"

Aris omuzlarını esneterek doğruldu. Seçil'i biraz daha rahat bıraktı. "Seni dinliyorum. Bir terslik mi var?"

"Bir terslik yok. Sadece bugün Ünal Bey aradı. Özlem Hanım'ı da çıldırtmış. Az önce bir mail atmış size, beni arayıp haber verdi. En kısa sürede incelemenizi rica ediyormuş. Ama bence siz incelemeyin Aris Bey. Vazgeçtim, biraz da o delirsin. Siz niye tatilde delireceksiniz ki!"

Aris gözlerini devirerek Bengü'nün son andaki dönüşüne kendini tutamayıp güldü. "Tamam Bengü, sağ ol haber verdiğin için. Ben bakacağım derdi neymiş. Hallederim ben. Özlem de açmasın onun telefonlarını."

"Peki Aris Bey. İletirim ben. Teşekkürler. İyi tatiller size."

"Teşekkür ederim Bengü, kolay gelsin."

Aris telefonu kapattığı an ofladı. Seçil'i şoka sokacak bir şekilde "S*keceğim bu Ünal'ı da, şirketini de! Bıktım ya!" diye söylendi. Kafasını çevirirken Seçil'in kendisine dehşetle baktığını görünce, onun daha önce kendisini hiç öyle görmediğini anladı. Zaten Aris'in bu terbiyesiz yüzü çok nadir ortaya çıkardı.

"Çok pardon sevgilim. Bu adam cidden sabrımı sınıyor, tutamıyorum kendimi."

"Kim bu adam bu kadar..." Seçil sorduktan sonra ışık hızıyla vazgeçti. "Vazgeçtim, şimdi anlatma. Düşünmeyelim!" Ağır ağır gülümsedi. Seçil gülümseyince Aris de gülümsedi.

"Günaydın sevgilim."

"Günaydın! Bugün ilk kez senin ilk kez uykulu sesini duydum. Kesinlikle çok tatlıydı. Daha sık benden geç uyanmalısın," dedi Seçil de neşeyle.

Etkili AnlaşmaWhere stories live. Discover now