~öldür bendeki beni, sonra dirilt kendinle~

5.7K 489 1.1K
                                    

Bölüm on-ne tutuyor, ne bırakıyor ellerimi-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm on
-ne tutuyor, ne bırakıyor ellerimi-

Sadece benim için mi geçerlidir bilmem; mutlu olduğum hatıralar, canımı acıtanlardan önce siliniyorlar. Gülmekten karnıma ağrıların girdiği bir günü unutabiliyorum ama ete kemiğe bürünen cümlelerin sapladığı sancı çıkmıyor aklımdan.

Salona geçip oturduğumuzdan beridir durmaksızın ayağını sallayan adamla yalnızca sancılar mı biriktirmiştim? Düşünüyordum, kendimi zorluyordum ama önüme düşen ilk anıda tahammülsüzce bana bağırdığını görüyordum.
'Bundan sonra o gözlerin benim olduğum tarafa dönmeyecek!' diyordu, bakışlarımdan dahi rahatsızlık duyduğunu çıkarıyordum.
'Ne yalnızken ne de kalabalıkta, bir kere daha sesli gülünmeyecek!'
Öfkesi dinmiyordu, beni korkutuyordu bunu o da görüyordu ama inatla yatışmıyordu.

Biraz daha yokluyordum geçmişi, orada bir yerlerde güzel şeyler de yaşanmış olmalıydı.
Askere gitmesine yakın düzenli olarak okul çıkışlarıma geldiğini, onu görmemle gülümsediğimi, sırtımdaki çantayı sallaya sallaya yanına koşturup yol boyu günümün nasıl geçtiğinden bahsettiğimi yok sayabilir miydim? Başlarda en aksi haliyle çenemi kapatmamı söylese de sonradan sözümü kesmeden dinlemişti beni. Bunları bir kenara atmak yerine göz önünde tutmak istediğimde; karşı koyamadığım bir güç önüme set çekip görüşümü engelliyordu. Boşver diyordu bir nevi, aynı adam değil mi seni topluluk içinde rencide eden? Senelerce gelmeyen, bir kere bile sesini duymak istemeyen?

İşte şimdi buradaydım; evinde, koltuğunda, hemen yanıbaşında. O yine bana adım atmamıştı, ben kendi ayaklarım ile gelmiştim ona. Kabullenmek zorunda kaldığımız evlilik uğruna hiçbir çabada bulunmamışken, yıllar sonra karşısına çıkmamla fevri bir değişim gösterdiyse bunun altında tek bir neden arayabilirdim.
"İlgini çektiğim için böyle davranıyorsun..."

Salladığı ayağı durdu, bakışları birbirine kenetlediği ellerinden ayrılarak beni buldu ama gözlerimin içine acip bir mana ile bakmak haricinde konuşmadı.
"Eskiden senin için yeterince güzel değildim. Şimdi büyüyüp serpildiğimi gördün ya, beni karın olarak istiyorsun."

Gözlerimden ayrılmayan bakışları kısıldı, hoşnutsuz bir ifade kaşlarına uğrayıp çatılmalarına sebebiyet verdi.
"Bu ikimiz için de berbat bir itham." dedi, kızdığı ortadaydı.

Reddine rağmen biraz daha üzerine gittim. "Haklıyım, öyle değil mi? Güzelleştiğimin farkına vardın. Hatta sırf-"

"Yanlış!" diyerek sözümü kesti. "Sen zaten güzeldin, ben de bunun farkına çok uzun zaman önce varmıştım."

Bir anlık sinirle ağzından fırlayan iltifatı kalbimi hoplattı, görmezden gelip alayla gülümsedim. "O yüzden bırakma kararı aldın..."

BEYHUDE ÇIRPINIŞLARWhere stories live. Discover now