•adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla•

7K 528 638
                                    


Devamlı olumsuz duyurular yaparak varolan huzursuzluğumu sizlere yansıtmayayım diye son günlerde kabuğuma çekilmeyi tercih ettim. Fakat sûizan'a kapı aralamış olma ihtimalini göz ardı edemeyeceğim için bilmenizi istiyorum ki anneciğimin ciddi rahatsızlıkları var dostlarım. Bölümü okumaya başlamadan önce güzel yüreklerinizden kopacak halisane bir dua mırıldanırsanız bana çok büyük moral vermiş olacaksınız. İsmi Seher, yazmanıza gerek yok Allah şifa versin demeniz bile yeter. 🌱
Bendeniz de görmediğim halde çokça sevdiğim okurlarımın sağlık ve afiyeti daim olsun diye dua ediyorum.
Kabul ola... 💝

Her yanı Cerir & Sare ile dolu olan upuzun bir bölümle geldim. Gönül koyanınız olduysa belki bu sayede barışırız ha? 🥹
Kafamı toparlayıp yazmak benim için ilk kez bu kadar zordu ama beklediğinizi düşündükçe elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Çünkü efenim, siz buna değersiniz.
Hep değdiniz... 🥰

🌷

Bölüm beş-bir vardın bir yok oldun-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm beş
-bir vardın bir yok oldun-

İnsan; yaptığı seçimlerin sonunda bazı bedeller ödemek zorunda kalabilir. Bu bedeller kimi zaman küçük fedakarlıklardan ibaretken, bazen tüm hayatı tek kalemde tarumar edebilir. Sare hâla şokunu atlatabilmiş değilse de arkadaşı kendince bir seçim yapmıştı. Üzerine düşünmeye vakti olmadığından ayrıntılarını göz önünde bulundurduğunu sanmıyordu, fakat bakıldığında bilerek yahut bilmeyerek Beyza çok yanlış bir yola sapmıştı.

Kapıda aldıkları haberden sonra Sare içeri, dövünen kadınların yanına girmiş; Cerir ise tüfeğini alıp fırlayan Mehmet beyin peşinden gitmişti. Yerinde duramıyordu genç kız. Aklında sahnelenen kuruntular yüzünden kah oturuyor, kah ayağa dikiliyordu. Mehmet amcasının yüzünde rastladığı sinir, sadece birkaç saniyeliğine görebilmiş olmasına rağmen öyle korkutucuydu ki; Cerir'e devamlı öfkeli olmasından dolayı tepki göstermekle hata ettiğini kabullenmek zorunda kalmıştı. Eğer gerçek öfke bu ise, Cerir öfkeli bir adam sayılmazdı.

Etrafında ağıt yakıp yaygara koparan insanlara göz attı, hepsi de kızlarının arkasından sızlanırken o bir damla yaş bile akıtamamıştı. Olanları düşündükçe daha derin çıkmazlara giriyordu. Onun tanıdığı Beyza ele avuca sığmazdı ama bu kadarına hiçbir şekilde kalkışamazdı. Üstelik ablasından öğrendiği kadarıyla babası ilk gelene vereceğini söylemesine rağmen haberi alır almaz kapıda beliren orta yaşlı adamı azarlayıp geri göndermişti. Yani büsbütün umutsuzluğa düşmek için erkendi, tek çare henüz kaçmak da değildi. Doğru düzgün mesele hakkında istişare edememişlerdi bile.

Bir müddet kadınların yanında oturduktan sonra bastıran bunaltı hissiyle ayaklanarak Beyza'nın odasına girdi. Canlılığını kaybetmiş gözlerle yastığının yanına bıraktığı mektubu okudu. Fazla vakti olmadığından çok kötü bir el yazısıyla yazmış, Ferit ile gittiğini haber verip helallik istemişti. Her bir kelimede gözlerinin önü bulanıklaşıp durdu ama ağlayamadı.

BEYHUDE ÇIRPINIŞLARWhere stories live. Discover now