1. KISIM - 6. BÖLÜM

3.2K 234 213
                                    

Vedasız Ayrılık

Hayat garipti.

Bazen hiç beklemediğimiz şeyler gerçekleşir, dünyamız tepetaklak olur, asla yapmam dediğimiz şeyleri yapar, sevmem dediğimiz şeyleri sevebilirdik. Kaderin sonu aynıydı. Lakin seçtiğimiz yollar farklıydı ve biz o yollarda yaşadıklarımız ile kaderimizi şekillendirirdik.

Hayatın bir oyun olduğunu düşünüyorum günlük. Lakin kuralların dışına çıkıldığında oyun dışı edilmeyiz. Kurallara uyduğumuz vakit de kimse bizi takdir etmez. Kendi kurallarımızı oluşturduğumuz oyundayız.

İki gün sonra bir yolculuğa çıkıyorum. Yolculuk hayatımda yeni şeyler getirecek, hissediyorum. Lakin buradan ayrı kalmak benim için çok zor olacak. Usta'nın cezalarını bile özleyeceğim günlük. Yıllardır yanında yetişmiş birisi olarak onu özleyeceğim. Fiona öğretmenin tuhaf takıntılarını da. Mesela her sabah derse girmeden önce dans etmesini özleyeceğim. Öldürdüğü yaratık ile beraber aynı masada yemek yemesini bile özleyeceğim.

Kendi yolumda sürekli savrulup durdum. Bir yaprak misali günlük. Kendi ağacımı bulamadan belki de solup gideceğim.

Doğduğum vakit beni bir o kadının kucağına verdiklerinde belki de kaderimin yedi yıl sonrası içindi tüm bunlar. Eğer ben o gün kaçma kararı almasaydım belki de Usta ile yolumuz kesişmezdi. Belki de bambaşka bir şekilde hayat sürecektim.

Ve şimdi eğer Usta'nın dediği gibi Uzak kıtaya gidersem belki de on üç yıl boyunca kaderim bunu beklemiş olacak. Dilerim ki hayatıma kötünün girdiği kadar güzel şeyler de girer. Dilerim ki uzun sürecek olan o gemi yolculuğunda deniz beni tutmaz ve ben de Hermes'in üzerine kusmam. Dimitri'yi sinir etmem.
~

İki gün çabucak geçmişti bile.

Sabah olduğu vakit içimde bir burukluk vardı. Evimden ayrılacak olmam her şeye rağmen beni üzüyordu. Burada pek çok anım olmuştu. Pek çok kez ağlamış, istememiş ve yine de kalmaya devam etmiştim. Çünkü gidecek başka yerim yoktu. Lakin şimdi bambaşka bir yere, hiç görmediğim o diyara gidecektim.

Son hazırlıklarımı da yapıp odamdan dışarı son adımımı da attım ve bir daha buraya ayak basamayacağımın bilinciyle baktım.
~

Bahçede bizi bekleyen atlı araba vardı. Usta'yla son bir kez olsun konuşabilmeyi istiyordum. Bu yüzden de çantamı arabanın içine koyup odasına son kez gitmek için binaya girdim.

Lakin odasında yoktu. Her şey için teşekkür edebilirdim ona. Verdiği cezalar da dahil her şey için teşekkür edip gidebilirdim. Beni resmen sürgün ettiği için ona kızgın da olabilirdim. Ya da kıtayı görebilmemi sağlayacağı için teşekkür de edebilirdim. Bir şeyler diyebilirdim ama odasında yoktu. Büyük ihtimalle dışarı çıkmıştı ve akşama kadar da geri gelmeyecekti.

Arabanın yanına vardığımda Dimitri'nin çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Çocuk bana kısa bir bakış attıktan sonra atlı arabayı kullanacak olan kişiye dönüp bir iki soru sordu. Ondan özür dilemeli miydim? Peki ya o benden dilemeli miydi? Yoksa habersiz olduğum bir konu yüzünden sadece ufak bir vicdan çekişmesi mi yapıyordum? Konuyu uzatmanın pek bir manası yoktu. Önceleri de sinirimi oldukça bozan birisiydi. Hâlâ da öyleydi.

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now