G.G. ~ 2

2.4K 81 36
                                    


Herkese merhaba!

Keyifli okumalar, diğer bölümde görüşmek üzere. 💙

~

"Göksu!" yaşlı kadının sesiyle başımı yastığa biraz daha bastırdım. Ses tonu korkunçtu. "Misafirimiz seni bekliyor!"

Yavaşça yataktan doğruldum. Ayaklarımı sarkıtıp bir süre bekledikten sonra ayağa kalktım ellerime saçıma attığımda dağıldığının farkındaydım ancak dağılmış makyajım ve saçım umurumda değildi. Terlikleri giyip odanın içinde bir adım atarak kapıya ulaştım. Dışarı çıktığımda üvey annemin gözleri büyümüştü. O kadar mı korkunç gözüküyordum?

"Kızım bu ne hal?" sesine kattığı yapmacık tavır, istemsiz olarak dudaklarımın gerilmesine yol açtı. Onca zaman geçirmiştik birlikte ancak bana hiçbir zaman samimi davranmazdı.

"Kızım?" diye sordum alayla. "Dalga mı geçiyorsun?"

"Ne dalgası kızım?" hızla yanıma gelip bir elini alnıma koydu. "Ateşin mi var?" başımı hafifçe yana doğru eğerken gülümsemeden edemedim. Kendimi geriye çekerek elinden kurtuldum. Gerçekten şaka gibi kadındı.

"Amacınız ne?" bakışlarımı Semih Bey'e çevirdim. Gece boyunda düşünsem bile hala yaptığı teklife geçerli bir sebep bulamıyor, her bahane uydurma denemem de elim boş dönüyordum.

"Kibar ol!" uyarı üvey ağabeyimden gelmişti.

"Seni korumak." adamın üzerine bulaşmış umursamazlık üvey annemi şaşırtmıştı. Mavi gözleri şimdi daha yorgun görünüyordu sanki. İlk gördüğümde ki heyecanlı hali kalmamıştı yüzünde ve gözlerinde.

"Üzgünüm ama anlamıyorum." dedim elimle saçımı karıştırırken. "Korunmaya neden ihtiyacım olsun ki?"

"Az soru sormanı tercih ederim." Derken ses tonundan sinirlenmeye başladığı belli oluyordu ancak bu sakin görünümünün önüne geçemiyordu. "Yalnızca teklifime cevap vermelisin."

"Oğlunuza daha uygun birini bulun." derken kendimden emin görünmek için duruşumu dikleştirme ihtiyacı duydum çünkü karşımda ki adam her hareketinden ortamda ki üstün kişi olduğunu sergiliyordu. Göz kapaklarım uyku için direniyordu. Derin bir nefes alıp bir süre bekledim. Cesaret bedenimi ele geçirmişti. Söylemek istediklerimi hiç düşünmeden kelimelere dökmüştüm. Adamın yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. Semih Bey'in dudağı kıvrıldı.

"Senden başkasıyla olamaz," dedi kendinden emin bir şekilde. "Sana ihtiyacı var."

"Ne demek istiyorsunuz?" sürekli imalı cümleler dönüyordu ortalıkta. "Açık olun."

"Makyajını tazelemene gerek yok." elini cebinden çıkarıp koltuğa oturdu. "Seni böyle görmesi daha iyi olacaktır."

"Pardon?" dedim sinirle. "Yaptığınız yüzsüzlük." sinirden ellerim titremeye başlamak üzereydi. Sertçe yutkundum. Göz kapaklarım ağırlaşmıştı ve boğazımda bir kuruluk hissi baş göstermişti.

"Ne zamana hazır olursun?" bu adamı tanıdığıma bahse girebilirdim. "Bora gelmeden evde olmalısın."

"Bora?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Üvey annem ile göz göze geldiğimizde akşam yaptığımız konuşma hafızamda bir film gibi döndü. Derin bir nefes alırken belki de ailemi öğrenmek için katlanabilirim, diye geçirdim içimden Başıyla onayladığında alt dudağımı emdim. Adamın üzerine oturmuş kararlılık duygusu altında eziliyordum ayrıca bu adamın söylediklerini yapmamı isteyen bir tarafım vardı. Her ne kadar gitmek istemesem de kalbim bunun yanlış olduğunu haykırıyordu.

Geçmişin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin