And If I'm dead to you why are you at the wake?

196 26 7
                                    

Eğer senin için ölüysem neden mezarımdasın?

Hızlıca arkadaşlarının yanına giderken karşı bankta oturan Daniel ve adamlarının herhangi bir şey yapıp yapmayacağını kestirememişti. Jimin'in geçirdiği krizden sonra yaşananlar tak etmiş ve bir istan başlatılmıştı.

"Sorun çıkarttılar mı?" Banktaki arkadaşlarına sorduğu soruyu Jimin yanıtlamıştı.

"Hayır. İşlerine geliyor." Bahçeye koşarak çıkan müdür ve gardiyanlar ile ayaklandılar.

"Yeter kendinize gelin söndürün şu ateşi."

"Siz de kendiniz gelin müdürüm." Daha önce konuşmamışlar gibi konuştu Jungkook.

"Ne istiyorsunuz?"

"İnsanları gereksiz hücreye atmayın istiyoruz." Taehyung'un bağırışı ile onu destekleyen sesler yükseldi.

Jimin'in gözleri müdürde takılı kaldı. Annesi kendi meselesiydi. Bunu kendisi halledecekti. Jungkook kendilerine döndü.

"Tamam suçsuzken suçlu durumuna düşmeyelim. Gidiyoruz." Jungkook'un işaret ile herkes içeri ilerlerken o da arkadan yavaş yavaş yürüyordu.

Gözleri müdür ile kesişti. Sert yüz ifadesini takınırken bloğa girmişti.

"Hepiniz çok iyi iş çıkardınız dinlenin şimdi yorulmuşsunuzdur." Jimin'in sözleri ile herkes koğuşlarına giderken Taehyung ve diğerleri masaya oturdu.Yoongi ve Namjoon'un arasına otururken konuştu Jimin.

"Malları sattık mı Taehyung?"

"Evet hepsi." Kafasını salladı. Kendi payına düşen paraya ihtiyacı vardı. Onunla başından defedecekti annesini. Saatler geçti. Masadaki sohbet koyulaştı herkes teker teker kalktı.

Jimin ve Jungkook kaldı sonunda.

"Teşekkür ederim." İki kelime Jungkook'un kafasını kaldırmasını sağladı.

"Ne için?"

"Kargaşa için."

"Senin için değildi."

"Biliyorum." Bir süre sessizlik oldu.

"Kimdi?" Jungkook'un sorusuyla güldü Jimin. Ziyaretçisini merak ediyorlardı.

"Merak ediyorsun değil mi?" Cevap vermedi Jungkook.

"Bazı insanlar yalnış yerlerde doğar Jungkook. Bazı insanların ise bir çocuğa bakacak karakteri yoktu. Ben o insanlardan birinin çocuğuydum. Sosyal hizmetler almadan önce." Jimin anlatırken gözlerini ayırmadı Jungkook. Merak etmişti bu hikayeyi.

Jimin ve Jungkook'un arasındaki bağ farklıydı. Onlar birbirlerini canlarından bir parçaymış gibi severdi. Şimdi ise çok başkaydı. Birbirlerinin yüzlerne bakamıyorlardı.

"Ben şiddeti burada öğrenmedim Jungkook. Bana ilk geldiğinde neden böyle olduğumu sormuştun. Şuan kendine bak benden betersin. Hayat bir noktada seni buna sürüklüyor." Gülümsedi Jimin.

"Kütüphanedeki o günü hatırlıyorum. Kardeşini kaybettiğini öğrendiğin gün. Saatlerce orada kalmıştık." Dudaklarını bastırdı Jungkook. Minik gamzeleri ortaya çıkmıştı. Devam etti Jimin.

"Sonsuza kadar orada olmak istiyor gibi bana sarılmıştın." Gözleri tekrar eski halini aldı Jungkook'un. İfadesi düzleşti. Güldü ayağa kalkarken.

"Ne yalan ama."

Birkaç dakika daha orada kalan Jimin de koğuşuna yol aldı. En azından iletişim kuruyorlardı.

Don't blame meWhere stories live. Discover now