ON ÜÇ

2.4K 223 50
                                    

Evdeki kalabalık sesleri fark edince irkildim. Sessizce kollarım arasında uyuyan adama bakıp kapıya doğru baktım. Melis Hanım birazdan burada olurdu. Deniz'den ayrılmam gerekiyordu. Ayrılıp kalkmam ve eşyalarımı toparlayıp gitmem gerekiyordu ama kollarım arasında böylesine muhteşem birini tutarken bu imkansızdı.

Yüzümü Deniz'in saçlarının arasına gömüp gözlerimi kapattım. Aynı zamanda da odanın kapısı açıldı. Topuklu ayakkabı sesleri duydum. Sonra yüzümün önünde hareketlilik oldu. Anladığım kadarıyla Melis Hanım Deniz'in saçlarını okşamıştı.

Tekrar topuklu ayakkabı sesi duydum. Tam gittiğini düşünüp gözlerimi açacak iken perdelerin çekilme sesini duyup durdum. Dün gece Deniz rahatsız bir şekilde uyuduğu için daha uygun bir ortam yaratmak için perdeleri ve abajurları kapatmıştım. Melis Hanım'ın söylediği gibi Deniz karanlıktan korkma belirtisi göstermemişti, aksine rahatlamıştı.

"Cem, hadi oğlum. Kalk." Melis Hanım kısık sesle mırıldandı. Yeni uyanıyormuş gibi hafifçe yüzümü oynattım. O an yorganın dışında kalan omzumda ince bir acı hissettim. İnleyerek gözlerimi açıp kafamı çevirdim. Melis Hanım biraz sinirli gibi gülümsüyordu. Sessizce Deniz'e baktım. Huzurlu bir şekilde uyuyordu. Yavaşça Deniz'i bırakıp ayağa kalktım.

Deniz elini yorgandan çıkarıp yastığımda beni aradı. Bulamayınca ise uyku sersemi bir şekilde gözlerini açtı. Bakışları önce beni buldu. Uyku sersemi bir şekilde kollarını bana uzattı. Gülümsememi tutmaya çalışarak uzanıp Deniz'i kaldırdım. Uzun kolları sayesinde boynumu yakalayıp sarıldı. Gergin bir şekilde Melis Hanım'a baktım. Kafasını kaldırmış meraklı olarak tanımlayabildiğim bakışlarla bize bakıyordu. Buna güvenerek sessizce Deniz'i hafifçe kendime doğru çektim. Kendisi hareket edip bacaklarını belime sardı. Gerginliğimi bırakamadan Deniz ile birlikte doğruldum. Deniz bir elini boynumdan ayırıp hafifçe sırtımda gezdirdi. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım korkuyla.

Yavaşça arkamı dönüp Melis Hanım'a döndüm. Kaşları çatılıydı ama eliyle ilerlememi işaret etti.

"Her zamanki gibi davran." Melis Hanım sessizce konuştu. Hafifçe kafamı sallayıp Deniz ile birlikte banyoya gittim. Melis Hanım da peşimizden geldi. Deniz'i kapağı kapalı klozetin üzerine oturttum. Oturduğunu anlayınca gözlerini açıp bana baktı. Uyku sersemi halinin güzelliğine dayanamayıp kocaman gülümsedim. Burnundan sert bir nefes verip bakışlarını yere indirdi. Kolları ve bacaklarını da çekmişti. Önünden ayrılıp havlu dolabına gittim ve iki tane havlu oldum. Birini hafifçe ıslatıp geri döndüm. Deniz'in yüzünü nemli havluyla silip kuru havlu ile de kuruladım. Havluları bırakmak için arkamı döndüğümde tişörtüm tutuldu. Yeniden Deniz'e döndüm. Gözlerini kocaman açmış annesine bakıyordu. Sanki aklından geçenleri okuyabiliyormuş gibi hissediyordum. Annesinin yanında böyle mi davrandığını düşünüyordu muhtemelen. İlk defa böyle çok hareket etmişti ve daha önce sadece bir kez bu şekilde kucağıma almıştım onu, o zamanda da kendisi sarılmamıştı. "Böyle davranmak ve hareket etmek için annemin geldiği günü mü bekledim?" der gibi bir ifadesi vardı. Aslında ben alıştığım için gözlerinden bunları okuyordum.

"Deniz, oğluşum." Melis Hanım gülümseyerek yanımıza geldi. Deniz tişörtümün eteklerini biraz daha sıktı. Elini tutup güven verici bir şekilde gülümserken elini hafifçe sıktım. Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerime bakıp pes etmiş bir şekilde omuzlarını düşürdü. Melis Hanım ikimize de dikkatli bir şekilde bakıp Deniz'e sarıldı. Deniz'in tuttuğum elini annesinin sırtına bıraktım. Melis Hanım, Deniz'in sarıldığını düşünerek kocaman gülümsedi. Yüzünden belli oluyordu. Deniz ile sessizce anlaşmaya öylesine alışmıştım ki en küçük bir yüz ifadesinden kişinin ne düşündüğünü anlayabiliyordum.

Deniz gözlerini çevirip bana baktı. Sıcak bir şekilde gülümseyerek kafamı salladım ama rahatsız olmuş gibi duruyordu. Hafifçe boğazımı temizleyip havluları bir kenara bırakarak Deniz'in elini yeniden tuttum ve Melis Hanım'ın sırtından aldım. Melis Hanım üzgün bir ifadeyle geriye çekildi. İfadesi gerçek mi değil mi, emin olamamıştım. Deniz'in biraz olsun rahatlamış halini görünce odağımı Melis Hanım'ın üzerinden çektim. Şu anda önceliğim Deniz'in her zamanki gibi rahat olmasıydı.

Melis Hanım biraz daha geriye çekilince Deniz'e yaklaştım. Bir kolumu sırtından, bir kolumu bacaklarının altından geçirdim ve kucağıma aldım. Melis Hanım'a hafifçe gülümseyip odaya geri döndüm. Deniz kafasını omzuma yatırdı. İstemsizce kafasına dönüp derin bir nefes aldım. Alışkanlık olmuştu artık.

Belli etmeden kafamı önüme çevirip Deniz'i yatağın kenarına bıraktım. Gülümseyerek geri çekilip gardıroba gittim. Deniz için biraz kalın kıyafetler alıp geri döndüm. Melis Hanım da bu sırada yatağın diğer kısmını toplamıştı.

Deniz'e her zamanki gibi kıyafetlerini değiştirmesinde yardımcı oldum. Hafif nemli olan pijamalarını kirli sepetine atıp geri döndüm. Melis Hanım yanına oturmuş sessizce bir şeyler söylüyordu ama ben gelince durdu. Deniz'e gülümseyip yeniden kucağıma aldım. Kafasını omzuma yatırdığında rahatladığını hissettim. Bu minik hareket sanki onu güvende hissettiriyordu.

Gülümseyerek Deniz'i pencere önündeki koltuğuna bıraktım. Melis Hanım kafasıyla kapıyı işaret ettiğinde onay almak amacıyla Deniz'e baktım. Gözlerini kapatarak onayladı. Sıcak bir şekilde gülümseyerek odadan çıktım.

Yaklaşık bir saat sonra Melis Hanım yanıma geldi ve teşekkür edip artık gidebileceğimi söyledi. Deniz'le vedalaşmama gerek olmadığını da eklemişti. Yine ben eşya toplama bahanesiyle üst kata çıktığımda Deniz'in yanına da uğradım.

"Deniz." yavaşça mırıldanarak odaya girip kapıyı kapattım. Deniz hemen kafasını çevirip bana baktı. Yanına doğru yürüdüm.

Önüne gelince zayıf yanaklarını tutup sıcak bir şekilde gülümsedim.

"Artık gitme vaktim geldi. Annen, beni para karşılığında seninle ilgilenmem için getirmişti ama inan bana seninle geçirdiğim her bir saniye muhteşemdi. Sen muhteşem bir insansın. Umarım yeniden görüşebiliriz." yüzüne yaklaşıp alnımı alnına yasladıktan sonra fısıldayarak konuştum. Dudakları onu gördüğümden beri ilk kez aralandığında heyecanlanıp nefesimi tuttum.

"Umarım." uzun süredir konuşmadığı için hafifçe çatallanmış sesiyle konuştuğunda tapılası sesi karşısında bayılasım gelmişti. Gülümseyerek geri çekilip alnına kokulu bir öpücük kondurdum. Gülümseyerek karşılık verdi.

Tamamen geri çekilip birbirimize gülümserken odadan çıktım. Hızlıca koridoru kolaçan edip odama geçtim. Eşyalarımı toparlayıp Deniz ile yeniden görüşebilme fırsatı bulamadan evden ayrıldım.

***

İlk defa böyle kötü sonla bitirdim bir şeyi. Ama merak etmeyin bomba bir geri dönüş yapacağım.

Kafamdaki hinlik perileri sezon finali ver diyorlar ama olmaz. Sizi böyle merak içinde bırakamam. Bir de hazır ilerisi kafamda canlanmışken yazayım gitsin.

Şu ana kadar aklınıza takılan bir şey olduysa çekinmeyin söyleyin lütfen.

Dilek ve şikayet bölümü.☞

Seviyorum sizi sağlıcakla kalın❤️❤️

***

Renascence   {BXB}Where stories live. Discover now