PB24 UNUTMA BENİ

258 30 49
                                    

0!!! Sonraki bölüm final yapıyoruz arkadaşlar.

Pb24 Unutma Beni

2 yıl sonra...

Gözlerimi kapatıp başımı kaldırdım ve güneşin sıcaklığının yüzümü yakmasına izin verdim. Hava çok güzeldi. Sıcak ve standart bir İzmir günüydü. Havayı fırsat bilen öğrenciler kendilerini çimlere atmışlardı. Ben de üniversitede edindiğim en yakın arkadaşım Yağmur ve Büşra ile çimlere yayılanlar arasındaydım.

"Denize mi gitsek ya?" Dedi Büşra. Antalyalı olduğu için denizsiz yapamadığını söyleyip sürekli bu teklifte bulunuyordu.

"Kızım bir dur ya! Dünya kadar ödev var. Şimdi denizin sırası mı?" Diye çıkıştı Yağmur. İçimizde dersleri en çok önemseyen oydu. Gözlerim kapalı bir şekilde onların tartışmasını dinlerken araya başka bir ses girdi. Tanımadığım bir erkek sesiydi.

"Şimdi şiir bence senin yüzündür." Şaşkınlıkla gözlerimi açtığımda tam karşımızda oldukça yakışıklı bir çocuğun elindeki kağıttan bir şiir okuduğunu fark ettim. Sarı saçları arkasından vuran güneşle parlıyordu. Yüzünde karizmatik bir gülümseme ve sağ yanağında sakallarına rağmen görünen bir gamze vardı. Çocuk şimdiye kadar gördüğüm en yakışıklı kişiydi ve elinde bir de gül tutuyordu. Hem yakışıklı hem romantik. Kızlardan biri turnayı gözünden vurmuştu belli ki.

Şiiri hangisine okuduğunu anlamak için kızlara döndüğümde onların da en az benim kadar şaşkın göründüklerini fark ettim. Onlar da tanımıyor olmalıydılar.

"Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi." Başını kağıttan kaldırıp bana baktı ve gülümsedi. Diz çöküp elindeki kırmızı gülü uzattı ve şiirine devam etti. Bana?

"Sözün şiirlerin mükemmelidir
Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi..."

Ben çocuğun suratına salak salak bakarken Yağmur beni dürttüğünde robot gibi uzanıp gülü aldım.

"Bu size..." Dedi çocuk. Şiir okumak yerine normal konuşsa da olurdu çünkü sesi bile şiir gibiydi. Allah'ım çocuk kitaplarda anlatılan mükemmel erkeğin vücut bulmuş haliydi resmen. Ve bu çocuk biraz önce bana şiir okuyup gül vermişti. Bu durum beni nedense rahatsız etti. Böyle birinin benimle ne işi olurdu ki? Büşra'ya okumalıydı şiiri. İçimizde en güzeli oydu.

Çevremizde bir alkış sesi koptuğunda çocuk gülümsedi ve alkışları susturmak istercesine elini salladı.

"Yanlış anlaşıldım sanırım. Şiir ve gül benden değil." Arkasını dönüp boş bir bankı işaret etti. Hepimiz önce boş banka sonra da çocuğa baktığımızda dudağını büzerek omuz silkti.

"Gitmiş." Ve sonra o da arkasını dönüp uzaklaştı. Şaşkınlıkla elimdeki kırmızı güle ve kurdeleyle gövdesine bağlanmış şiir yazılı kağıda baktım. Nedense bunların o çocuktan gelmediğine sevinmiştim. Aksi takdirde altında bir şey arayacaktım.

"Kızım, kim bu gizemli aşık?" Diye heyecanla sordu Büşra.

"Nereden bilebilirim ki?" Dedim omuz silkerek. Hala şaşkındım. "Senin de dediğin gibi gizemli."

"Of Esen! Ruhsuz musun? İnsan biraz merak eder." Diye çıkıştı Yağmur.

"Ediyorum ama etsem de bir şey değişmiyor. Ne de olsa beyefendinin keyfi ne zaman yeterse o zaman çıkacak karşıma." Elimdeki güle baktım ve gövdesindeki şiir kağıdını aldım. Bu gizemli aşık her neredeyse şu an beni izlediğini umuyordum. Bu yüzden biraz önceki yakışıklıyı alkışlayan gruba seslendim.

Püsküllü Bela (Yeniden)| Bela Serisi 2 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now