PB22 MEZUNİYET

288 32 27
                                    

2!!!

"Asma suratını be güzellik! Ben o kadar kötü biri değilim." Tolga'nın yılışık sesini duyduğumda başımı ona çevirip ters bir bakış attım. Yaptığım artistlikten sonra Tolga sessiz kalmış ve tam da balo günü beni evden almaya gelmişti.

Elçin abla süsleyip püslediği kızı Tolga'nın almak için geldiğini duyunca beni resmen kendi evimden kovmuştu ve ne olduğunu bile anlamadan kendimi Tolga'yla aynı takside bulmuştum. Evet zor yoldan olmuştu ama baloya onunla gidiyordum. Teorik olarak.  Tabii ki Tolga'nın kıt aklının almadığı bir şey vardı. Aynı taksiyle gitsek de onunla birlikte girmeyecektim içeri.

"İstersen inebilirim." Dediğinde gülümsedim ve taksiciye seslendim.

"Sağa çeker misiniz lütfen? Beyefendi inmek istiyor." Taksici bir anlığına tereddüt etse de Tolga itiraz etmeyince sağa çekti ve Tolga gülümseyerek indi. Taksici birkaç saniye benim bir şey söylememi bekledi

"Devam edelim." Taksi hareket ettiğinde dönüp arkama baktım ve Tolga'yı elleri cebinde başı öne eğik yürürken gördüm. İçim cız etti. Yalnızdı. Popüler biriydi ama onu gerçekten seven kimse yoktu. Arkadaşı, dostu. Tek dostu Zafer denen aşağılıktı ve onun da yaptıkları malum...

"Durun lütfen." Dedim hızla. Taksici sabır diler gibi derin bir nefes alarak durdu. Benim şımarıklıklarıma katlanmak zorunda kalması suçluluk hissetmeme sebep olsa da ondan önce Tolga meselesini halletmeliydim.

Tolga bizim durduğumuzu fark etse de başını yerden kaldırmadan aynı yavaş adımlarla yürümeye devam etti ve yanımızdan öylece geçip gitti. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Normalde koşa koşa gelmesi, gevşek gevşek konuşarak arabaya binmesi gerekiyordu. Minicik çantama zar zor sıkıştırabildiğim parayı çıkarıp taksiciye uzattım ve taksiden inerek Tolga'nın peşine düştüm. Taksici ben iner inmez gazlamıştı.

Ara sokaklardan birinde olduğumuz için kimse yoktu. Topuklu ayakkabıların üzerinde güçlükle koşturarak Tolga'ya yetiştim.

"Beklesene be!"

"Neden?" Diye sordu Tolga istifini bozmadan.

"Çünkü senin için indim taksiden."

"Büyük cesaret."

"Dalga geçme Tolga!" Diyerek koluna vurdum ve sonra da koluna girdim. Tolga şaşkınlıkla koluna baktığında üfledim.

"Ayağımı burkmak istemiyorum."

"İyi bari. Onu da bana acıdığın için yapmana katlanamazdım."

"Pardon, pardon! Ne için dedin?" Dedim yüzümde alaylı bir ifadeyle.

"Arabadan neden indin Esen?" Diye bağırırcasına konuştuğunda asıl sebep olmamasına rağmen içinde artık sadece kredi kartı bulunan küçük çantamı açtım

"Daha ileriye gidecek kadar param yoktu." Tolga önce çantama sonra da yüzüme baktı ve bir kahkaha patlattı.

"Gerçekten mi?" Başımı sallayarak gülümsediğimde Tolga bu sefer kendisi koluma girdi.

"Ben de vicdan azabın seni rahat bırakmadı zannetmiştim."

"Bende vicdan denen şey eksik galiba. Seni sadece kullanıyorum." Tolga yüzünü aydınlatan bir gülümsemeyle baktı bana.

"Yine de balo salonuna gittiğinde o huysuz ikizinden veya geveze kankandan para isteyebilirdin." Aklıma yeni gelmiş gibi elimi alnıma vurdum ve yolun ortasına ilerleyerek taksinin gittiği yöne doğru bağırdım.

"Taksici abi, geri gel! Param varmış!" Tolga kolumdan yakalayıp tekrar kenara çekti beni.

"Telefonla ararsak daha hızlı gelir sanırım." Dedi elindeki telefonu sallayarak. "Yerli dizide mi sandın kendini sen?"

Püsküllü Bela (Yeniden)| Bela Serisi 2 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now