PB21 ZOR YOL

298 41 24
                                    

Geri sayım başladı arkadaşlar. Hep beraber sayabiliriz. 3!!!

"Ya resmen 23 yılın intikamını almış benden." Ceren kahkaha attığında ben de dayanamayarak güldüm.

"Beter ol! Benle gelsen böyle olmazdı işte." Koluna şakayla vurduğumda yüzü aniden ciddileşti.

"Geri mi dönmüş?"

"Kim?" Diyerek onun baktığı yere döndüğümde birkaç kişinin ortasında duran ve gülümseyerek arkadaşlarına sarılan Tolga'yı gördüm.

"Durumu iyi demek ki." Dedim omuz silkerek.

"Ben beyin ameliyatı olsam derslere dönmek için hiç de acele etmezdim." Dedi gülerek. "Gel biz de geçmiş olsun diyelim." Kolumdan tutup beni sürüklediğinde çaresizce peşinden ilerledim. Aslında ben daha önce hastanede ona denk gelmiş ve geçmiş olsun dileklerimi iletmiştim.

Yani sanırım.

O sıra annemin durumuyla meşgul olduğum için ne söylediğimi hatırlamıyordum. Sadece onun kontrole geldiğini hatırlıyordum.

Tolga'nın yanına yaklaştığımızda Can ona sarılmış ve geri çekilmişti.

"Geçmiş olsun kardeşim."

"Eyvallah!"

"Aramıza dönmene çok sevindim Tolga!" Diyen Işıl Tolga'ya öyle bir sarılmıştı ki  neredeyse yere devirecekti.

"Dur Işıl, sen öldüreceksin şimdi beni!" Dedi Tolga. Işıl geri çekilip mahcup bir şekilde gülümsedi.

"Afedersin."

"Gel, gel." Diyen Tolga onu kolunun altına alıp sarıldı ve gülümseyerek geri çekildi.

"Epey sevenim varmış." Derken gözü bize takıldı. "Ooo! Kimler de gelmiş?"

"Geçmiş olsun." Dedi Ceren gülümseyerek. Tolga Ceren'in elini sıkarken hala bana bakıyordu.

"Geçmiş olsun." Dedim ve ben de elimi uzattım. Tolga elimi sıkmak yerine kibarca kavrayıp abartılı bir reveransla öptü.

"Seni yeniden görmek çok hoş kalp çarpıntım." Dediğinde gözlerimi devirerek elimi geri çektim.

"Anlaşılan hasar alacak kadar bile beynin yokmuş." Tolga bir kahkaha attı ve aniden bana sarıldı.

"Seni, yeniden bana laf sokarken görmek çok güzel Esen. Tıpkı eski günlerdeki gibi." Diye fısıldadı kulağıma.

Geri çekildiğinde yüzünde o gevşek sırıtışı vardı. Her zamanki gibi...

Ben de yüzüme onu her gördüğümde yerleşen bezgin ifadeyi yerleştirdim.

"İnan bana bu okul sensiz daha güzeldi." Arkamı dönüp ilerlerken istemsizce gülümsedim.

Birçok kötü günü geride bırakmıştık. O hastane odasında ölmek istemediğini, çok korktuğunu söyleyen Tolga'yı da görmüştüm, bana gevşek gevşek sırıtan Tolga'yı da. Annesine olan bakışlarını da görmüştüm bana olan bakışlarını da. Korkularını, acılarını da görmüştüm, sevincini mutluluğunu da...

Tolga bana annemin günlüğünde okuduğum Alper abi'yi anımsatıyordu. Üvey anne, kötü bir çocukluk ve travma. Alper abi'nin hayatına annem dokunmuştu, Tolga'nın hayatına da Alper abi ve Elçin abla dokunacaktı. Tolga hala aynı gevşek ve yılışık Tolga olacaktı ama bu sefer bu davranış sadece savunma mekanizması olmayacaktı. Gerçekten mutlu olduğu içten davrandığı zamanlar da olacaktı.

Sınıfa girdim ve Ceren hala diğer sınıfta olduğu için tek başıma oturduğum sırama yerleştim. Okulun bitmesine çok az kalmıştı ve bütün dersler boş geçiyordu. Okula gelmemize bile gerek yoktu aslında ama birçoğu bunlar son günlerimiz diyerek geliyordu. Kalanların bir kısmı benim gibi devamsızlık sıkıntısı yaşadığı için geliyordu ve sayıları oldukça az olan kısım da olur da ders işlenirse kaçırmamak için geliyordu. Evet, içimizde sınavı ve geleceğini umursayan birilerinin olması gerçekten çok hoş.

Püsküllü Bela (Yeniden)| Bela Serisi 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin