- Dua, arapça kökenli bir terimdir ve davet, çağrı manasına gelir. Farsça dilindeki bed sözcüğünün ise kelime anlamı lugatta "kötü" diye geçer. Yani biz dua ederken de beddua ederken de aslında hiç farkında olmadan, ama iyi ama kötü bir şeyleri davet ederiz... ☆☆☆ - Ey ruh! Geldiysen yuh! Gelmedin mi? Tüh... - Defne, dalga geçmesene kızım ya! Çarpılacağız ha senin yüzünden! ☆☆☆ - Ferdi! Ferdi! - Ne var! başımın derdi... - Zıkkım var! Yer misin? - Başımdan gider misin? Ben tokum, sana afiyet olsun. - Allah seni bildiği gibi yapsın, e mi? - Amin, hep beraber... - Geber! ☆☆☆ - Offf, bu gün ilk iki ders kimya... Bu ilmi ilk keşfeden kim ya? - Eveet. Ekrem'le cinaslı sitemler köşesine hoşgeldiniiiz! - Aman ne komiiik... ☆☆☆ - Hocam, şu an, bu sınıfta, cinler var mıdır? - Evet, olabilir. - Neh! ☆☆☆ Herşey devasa bir toz bulutunun (bazı mitolojik iddialara göre de büyük bir alev topunun) şiddetle patlamasıyla başladı. Sonra ne mi oldu? Oku ve gör!