Uçakta koltuğuma otururken yüzümdeki gülümsemeyi engelleyemiyorum. Çantamı koltuğun altına kaydırıp arkama yaslanıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve mutlu bir gülümsemenin yüzümü süslemesine izin veriyorum. Koşamayacağımı söyledi.Güya. Yanımdaki koltuğa birinin oturduğunu hayal meyal anlıyorum ama o kişiye aldırış etmiyorum. "Peki nereye gidiyoruz?" Tanıdık sesin sahibiyle yüzleşmek için gözlerim hızla açılıp dönerken kendi tükürüğümle boğuluyorum. Gözleri o lanet güneş gözlüklerinin arkasına gizlenmiş ve yüzünü oldukça kendini beğenmiş bir gülümseme süslüyor. Boğulmaya devam ediyorum ve o bir dergiyi karıştırmaktan başka bir şey yapmıyor. O kendini beğenmiş gülümseme asla yüzünü kaldırmıyor. "Soruma hala cevap vermedin" "Cehenneme" Sonunda boğulmayı başardım. "Mükemmel" Dergide bi sayfa çevirir, "Eve dönme vaktim geldi. Şimdi sen, yakılacak bedenler, işkence edilecek kayıp ruhlar. Eğlenceli olacak" *** Nicolette Moore (okunuşu:nikolet mor). Şimdi dünya çapında bir isim kolluk kuvvetleri. Dünyanın en büyük hırsızı ve hackerının yüzünü kimse görmemiş olsa da, herkes onun kim olduğunu biliyor, benim adım... Nicky (okunuşu: niki). O tam bir dahi. Bir zamanlar dünyanın en iyi insanı değildi. Ailesi mücadele ederken, onlara yardım etmek için bazı kötü seçimler yaptı, ancak dışarı çıkmaya çalıştığında daha da derinlere çekildi. Ryder Steveson (okunuşu:raydır sitivinsın). FBI müdürünün oğlu, ve bir FBI Ajanı. Nicky'yi peşinden koşan insanlardan koruması için getiren odur. Aynı zamanda onu korumakla görevlendirilen kişidir. İkisi de birbirinden hoşlanmıyor ve tam bir tartışmaya girmeden beş dakika duramıyorlar. Sadece daha sonra ortaya çıkması ve ondan kurtulmanın o kadar kolay olmadığını ona kanıtlaması için sürekli olarak terk ediyor. İsteseler de istemeseler de birbirlerine yapışmış duru
3 parts