SAPLANTILI [+18]

By Esmerimsi_yzr

2.9M 117K 182K

🔴 "Bu nedir?" "Ağrı kesici ilaç diyelim." "Neden veriyorsun diye sordum?" "Sayısını bile hatırlayamacağım b... More

1.bölüm "Şok"
2.bölüm "Kararsızlık"
3.bölüm "Çaresizlik"
4.bölüm "Çok teşekkür ederim."
5.bölüm "Düğün"
6.bölüm "Can kırıklığı"
7.bölüm "İçimdeki yangın"
8.bölüm "Neredeydin!"
10.bölüm "Daima"
11.bölüm "Gelen Telefon"
12.bölüm "Sana inandığım gün!"
13.bölüm "Çekilen video"
14.bölüm "Kan"
15.bölüm "İçimdeki Huzursuzluk"
16.bölüm "Benimsin"
17.bölüm "Mesaj"
18.bölüm "Boşluk"
19.bölüm "Sakın"
20.bölüm "Olay gecesi"
21.bölüm "Heyacan"
22.bölüm "Söz ver"
23.bölüm "Sürpriz"
24.bölüm "Sen!"
25.bölüm "Yağmur"
26.bölüm "Küçük bir yalancısın"
27.bölüm "Bir çift öfkeli gözler"
28.bölüm "Kurşun"
29.bölüm "00:13"
30.bölüm "Nefes"
31.bölüm "Kalp ağrısı"
32.bölüm "Alaz!"
33.bölüm "Yangın yeri 1"
34.bölüm "Yüreğim yangın yeri"
35.bölüm "Nefret"
36.bölüm "Fotoğraf"
37.bölüm "Cihan!"
38.bölüm "Ben ne yaptım"
39.bölüm "Kıskançlık"
40.bölüm "Pasaport"
41.bölüm "Küçük kahramanım"
42.bölüm "Ceza"
43.bölüm "Özledim"
44.bölüm "Öp beni!"
45.bölüm "Kanıyorum"
46.bölüm "Ağlama"
47.bölüm "Korkma"
48.bölüm "Nişan 1"
49.bölüm "Nişan 2"
50.bölüm "Pislik"
51.bölüm "Manyak!"
52.bölüm "Düğün"
53.bölüm "Not."
54.bölüm "Seni bulacağım"
55.bölüm "Nerdesin bebeğim. "
56.bölüm "Gurur"
57.bölüm "Seni istiyorum."
58.bölüm "Doğum günü..."
59.bölüm "Küçük bir ceza"
60.bölüm "Kız isteme"
61.bölüm "Baş ağrısı"
62.bölüm "Oyun bitti."
63.bölüm "Dokunma bana"
64.bölüm "Rüya"
65.bölüm "Gurur"
66.bölüm "Ryan"
67.bölüm "Alex"
68.bölüm "Hamile misin?"
69.bölüm "Kalbime giren ağrı"
70.bölüm "Serenay'ın düğünü"
71.bölüm "Düşünce"
72.bölüm "Davetiye"
73.bölüm "Ayşe'nin Düğünü yeni bölüm."
74.bölüm "alıntı..."

9.bölüm "Geçmişin izleri"

44.1K 1.8K 1.7K
By Esmerimsi_yzr

2014-

"Hadi herkes sınıfına hadi."dedi Hoca

Tam sınıfın kapısından geçeceğim sırada, önümde duran çocuğa çarpmamla ikimizde yeri boyladık.

"Önüne baksana Karaca"dediğimde bir sinirle ayağa kalktı.

"Asıl sen önüne bak Alaca."dedi hoca yanımıza geldiğinde ikimize birden baktığında eliyle sırayı işaret etti.

"Siz ikinizin kavgasından bıktım yine mi başladınız. Birbirinizden özür dileyip, yerlerinize geçin."dediğinde kaşlarımı çatmış bir halde Karaca'ya baktım.

"Önce Karaca dilesin. Bana çarpan ilk oydu."dedim. Kaşlarını çatmış bir halde bana tekrar baktı.

"Hem bana çarpıyor hem de özür mü dileyeceğim. Önce Alaca özür dilesin." dediğinde hoca tekrar araya girdi.

"İkinizde müdürün odasına." dediğinde birbirimizin gözüne baktık.

"Özür dilerim Alaca."dedi önce o dilemişti.

"Ben de özür dilerim Karaca."dedikten sonra hemen sıramıza geçip oturduk.

Ders bittikten sonra herkes sınıftan dağılmaya başladı. Bende çantamı alıp çıkacağım sırada Karaca'ya tekrar çarpınca onun elindeki kitaplar yeri boyladı. Yere düşen kitaplara bakıp bakışlarını bana çevirdi.

"Sen sakar mısın bela mısın Alaca. Ne yaptığının farkında mısın? Bilerek mi yapıyorsun?" dediğinde bir sinirle elindeki çantasını alarak yere attım.

"Sakar da sensin. bela da sensin Karaca. Benimle çok uğraşıyorsun." Dediğimde bir sinirle gelip yanımda durduğunda tam bana bağıracaktı ki aniden durdu. Onu durduran neydi?

Bir müddet bana baktıktan sonra başını iki yana salladı. Bana gülmeye başladığında öylece ona baktım. Bende gülmeye başladım.

"Neden gülüyorsun Alaz? "dediğimde gülmesi durdu. Bana tekrar seslendi.

"Tekrar söyler misin Yasemin?"dediğinde şimdi de ben ona öylece bakmaya başladım. İsmimi ne güzel demişti.

"Neyi tekrar söyleceğim Alaz?" dedim tekrar bende seslendim.

"İsmimi çok güzel söylüyorsun."dediğinde ikimizinde aynı şekilde düşünmemiz normal değildi.

"Sende tekrar söyler misin Alaz?."

"Neyi tekrar edeceğim Yasemin?"dediğinde cevabımı almıştım. Ama yine de cevap bekleyen gözlere baktım.

"Sende ismimi çok güzel söylüyorsun."dediğimde ikimizde gülmeye başladık. Onun gülerken yanağındaki oluşan gamzesini yeni fark ediyordum. Tıpkı oda benimkini yeni fark ettiği gibi...

"Bence bundan sonra hep ismimizle hitap edelim olur mu Yasemin."deyince başımı aşağı yukarı salladım. Bu zamana kadar hep soy adlarınızla hitap etmiştik. Asla ismimizi birbirimize söylememiştik, çünkü sürekli kavga halindeydik, bu çok tuhaf hissettirmişti...

"Yasemin, gülme...gülümse sadece. Gamzelerini benden başkası görmesin." dediğinde o günden sonra sadece gülümsedim... birbirimize ilk verdiğimiz söz o gün başlamıştı.

🔗

"Evet, haklısın bana hesap vermek zorunda değilsin." dedi cebinden telefonumu çıkartıp bana uzattı. Ellerim titreyerekten telefonumu aldım. "Bir daha rahatsız etmem seni." dedi ve arkasını dönüp çıktı. Öylece olduğum yerde taş gibi kesilip kaldım. Kımıldayamadım. Neden kendimi kötü hissettim. Oysa sevinmeliydim değil mi?
Gözümden ardı arkası kesilmeyen göz yaşıma engel olamadım...

🔗

Gurur gittikten sonra, Esma tekrar yanıma geldiğinde bana doğru yaklaştı. Gözlerinde gördüğüm hüznü endişeyi görebiliyorum.

"Yasemin neden ağladın. Lütfen bana söyle?seni daha önce böyle hiç görmemiştim." dediğinde ellerimi tuttu ve bana sarıldı. Bir yanım sarılmak için can atarken, diğer yanım uzak durmak istiyordu.

Sarılamadım.

Benden ayrıldığında tekrar elimi tuttu. "Seni böyle görmek istemiyorum. Bir an önce eski haline dön ve yine birlikte çalışmaya başlayalım olmaz mı?" dedi cevap vermek bile içimden gelmiyordu. Sen sevdiğim adamın gözlerine bakman bile beni bitiriyor.

"Tamam Esma, hadi çıkalım." dedim ve birlikte yukarı kata çıkarak bulunduğumuz odaya birlikte girdik. Burası diğer hastene odalarına göre oldukça geniş bir odaydı. Etrafa göz gezdirdiğimde çocukların çoğu  oturmuştu.

Ayşe, "Yasemin abim senin yanına gelecekti, gelmedi mi?"dediğinde başımı sağa sola çevirerek cevap verdim.

Ne diyecektim? Abinin beni rahat bırakması için yanımdan kovdum mu diyeceğim. Neden o giderken kötü hissettim.

"Görmedim."dedim

Ayşe, "Dur bir arayım, seni aşağıda aramasın boşu boşuna. Buraya gelmesini söyleyim." dedi ve telefonunu cebinden çıkartarak abisini aradı. "Aradığınız kişiye ulaşılamıyor diyor. Telefonu kapalı belkide şarjı bitmiştir."deyince Bu sefer gerçekten gittiğini anladım... Sevinmeliyim değil mi?

Serra, "Gelir birazdan kızım. Yasemin gel buraya kızım. Bunca zaman nerelerdeydin?" deyince üç hafta boyunca yazlık evinde kaldığımı anlattım. Diğer çocuklar beni dinlemekle yetindiler.

Kapı tıklatılmasıyla hemşire elinde büyük gül buketleriyle yanıma gelmişti. "Yasemin hanım bu güller size geldi. Üzerinde not yazmıyor, getiren kişi küçük bir çocuktu." deyince hepsinin bana olan bakışlarında merak vardı doğrusu bende merak etmiştim kim gönderebilir ki.

Çocuklar kaş göz işareti yaparak, "Yasemin kimden geldi bunlar?"dedi Süslü(Eslem)

"Gizli bir hayranın var anlaşılan." dedi Fırat

"Bana bir tek kişi gönderebilirdi, O da artık gönderse gönderse bir tek kişiye gönderir." dedim ama son cümlemi söylemeden yutmak zorunda kaldım. Çünkü Esma'nın varlığını unutuyordum az kalsın. Neyseki hemşire tekrar araya girince çabuk toparladım

"Ben bir vazo bulup getireyim."dedi ve gülleri elime bırakarak odan çıkıp gitmişti.

Hastanede üçüncü günüm geçmişti. Bu süreçte çocuklar sürekli beni ziyarete geldiler. Başar beni iyileşmeden göndermeyeceğini söylemişti. Geceleri Ayşe kalıyordu. Ne kadar istemesem de beni yalnız bırakmadı.  Gurur'u o günden sonra hiç görmedim. Ne de Alaz'ı görmüştüm. Esma sürekli beni kontrol etmeye gelsede onunla pek konuşmamıştım. İçimden gelmiyordu. Benim için üzüldüğünü elinden gelen herşeyi yaptığını bilsemde, konuşmak içimden gelmiyordu işin açıkçası.

Duvardaki saate baktığımda gece 00.05 geçiyordu. Telefona bakmak bile içimden gelmiyordu.

Neden böyle olmuştum?

Başımı çevirip baktığımda Ayşe koltukta uzanmış uyuyordu. Bende telefonumu yan taraftaki küçük komidinin üzerine bırakarak, cenin pozisyonunu alarak yattım. Öylece duvarı izlerken, gözlerimi daha fazla açık tutamayarak uykuya daldığımda, yanımda bir hareketlilik hissettim. Ayşe kesin yine beni kontrol etmek için yanıma gelmişti.Ya da bana öyle geldi. Yastığımın aniden sertleşmesiyle yine başımı yatağın demirliklerine dayadığımı anladım, genelde sabahları kalktığımda başımı yatağın kenarlıklarda ki demire dayanmış halde uyanıyordum.

Yattığım yerden dönmeye çalıştım ama dönemedim sanki sıkışıp kalmıştım. Bacağımı nereye dayamıştım ben.

🔗

Ayşe, gelip beni uyandırdığında gözlerimi yavaşlıkla açtım. "Yasemin, hadi kalk birazdan doktor gelecek. Üzerini değiştir." dediğinde yattığım yerden doğrulup üzerime baktım. Çok terlemiştim. Özellikle de sırt bölgem terlemişti. Oysa yan yatarak uyuduğumu hatırlıyorum.

"Tamam kalkıyorum. Başar beyle konuşup bugün eve gideceğim hastane köşelerinde olmuyor. Banyo da yapamadım." dedim Ayşe oturduğu sandalyeden kalkıp bana doğru yaklaşıp eğildi.

Ayşe, "Yasemin şu Başar hikayesini anlatmadın, hazır kimseler yokken iki dakika içinde anlatsana. Çocukların yanında da soramıyorum." dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. Kaç gündür sabırsızlıkla beklediğini biliyorum.

"Tamam anlatırım ama iki dakika süreceğini sanmıyorum, önce üzerimi değiştireyim kimse gelmeden." dediğimde başını tamam anlamında sallayıp geri sandalyesine oturdu. Yerimden doğrulup kalktığımda dolabın önüne gelerek kapağını açtım. Ayşe benim evden kıyafetlerimi getirip dolabıma yerleştirmişti. Kıyafetimi alıp banyoya girdim. Burda banyo yapmayı hiç istememiştim. Üzerimdekileri çıkartıp elbiseyi askılığa astım. Diğer temiz elbiseleri giyinerek, askılığa astığım elbiseyi alarak poşetin içine koyacaktım ki burnuma gelen kokuyla irkildim. İçkimsi kokuyordu. Bu olamazdı değil mi?

Ben uyurken yanıma gelip kim yatar ki.? Kapıyı da kilitleyip yatmıştık. Ellerim titreyerekten banyodan çıktım. Ayşe'ye sormalıydım, geceleri benim uykum ağır olunca top atsalar uyanamazdım.

"Ayşe sana bir şey-" diyecektim ama bir anda Başar'ı Alaz'ı ve Esma'yı karşımda görmeyi beklemiyordum.

Başar, "Günaydın Yasemin. Bugün nasılız iyimiz biraz?" dediğinde hiçte iyi değildim. Yüzümdeki tüm hücrelerin çekildiğine eminim.

Başar, "Yasemin ne oldu iyi misin? Yüzün bembeyaz olmuş?" diyerek yanıma geldiğinde bana doğru eğilip tekrar konuştu. "Yasemin."

"İ-İyim Başar bey. Ben bugün eve gitmek istiyorum. Burda daha fazla kalmak istemiyorum, eğer kalırsam işte o zaman daha kötü olurum."dedim. Yanımda kim yatabilir ki? Acaba sorsam bulabilirler miydi? Kapıyı da kilitleyip yatmıştık oysa.

Başar, "Tamam ama yazacağım vitaminleri alıp kullanacaksın.? Bir hafta sonra kontrole bekliyorum" dedi Ayşe'nin o sırada birini aradığını gördüm.

"Tamam alıp kullanırım. Kaç gibi çıkabilirim hastaneden?" dedim elinde tuttuğu dosyalara birşeyler yazdığında başını kaldırıp bana baktı.

Başar, "İstediğin zaman çıkabilirsin." dedi ve Alaz'a dönüp, "sen şu dosyadaki eksik yerleri doldur, hastamızın çıkış işlemlerini başlat."dedikten sonra elindeki dosyayı Alaz'a uzattı. "Yasemin geçmiş olsun kendine dikkat et, aradığım zaman telefona bakarsan sevinirim." dedi başımı tamam anlamında salladım.

"Teşekkürler Başar bey, tabi bakarım." dediğimde bir anlık Alaz'la göz göze geldim. Esma'ya belli etmeyeye çalışsa da dişlerini sıktığı belliydi. Başar odadan çıktığında Esma yanıma gelip oturmam için sandalyeyi işaret etti. Oturduğumda Esma koltuğun yanındaki sandalyeyi sürükleyerek yanıma oturdu.

Esma, "Yasemin sana bir şey soracağım ama doğru cevap vereceksin." dedi ve gözlerimi Alaz'a çevirip tekrar Esma'ya baktım.

"Evet seni dinliyorum." dedim umarım Alaz'la ilgili bir soru sormaz.

Esma, "Yasemin abimle aranızda ne geçti de ulaşamıyoruz. O gün sen gittikten sonra eve daha gelmedi. Sen abimin nerde olduğunu biliyor musun? Annem babam çok merak ediyorlar."

"Abinle aramızda kötü birşey geçmedi. Daha öncede dediğim gibi sadece abinden bir konuda yardım istedim. Abinin nereye gittiğiyle ilgili hiçbir fikrim yok. İstersen arayım?"

Esma, "Telefonu kapalı. Nasıl arayacaksın?" dedi. Alaz'da beni dinlemiyormuş gibi yapsada ağzımdan çıkacak her cevaba odaklanmıştı. Ayağa kalkıp komidinin üzerinde duran telefonu elime aldım. Arama tuşuna basarak Hakan'ı aradım
Telefonu kapalıydı. Evet. Esma'nın cebindeki telefon çalınca, "Benim acile inmem gerekiyor. Yasemin, abimden haber alırsan beni ara olur mu?" deyip yerinden kalkarak hızlı adımlarla odadan çıktı. Alaz dosyaları doldururken, bende dolabın içinden eşyalarımı çıkarmaya başladım.

Alaz, "Ayşe bizi yalnız bırakabilir misin?" deyince çantanın fermuarını açacakken öylece kaldım. "Lütfen Ayşe sadece bir kaç dakika." dedi

"Ayşe sakın. Bizim konuşacak bişeyimiz yok."dedim

"Ayşe lütfen!" ikaz dolu çıkmıştı sesi.

Ayşe, "Alaz sadece iki dakika." dedi Alaz Ayşe'ye başını sallamakla cevap verdi. Ayşe çıkınca Alaz dosyaları masaya bırakır bırakmaz yanıma hızlı bir şekilde gelerek kolumdan sert bir şekilde tutup, dolaba yasladı. Avuçlarını başımın iki tarafından bastırarak, başını eğip konuştu.

"Hakan'la aranızda ne geçti?"dedi konuşurken kendini zor tutuyordu.

"Sana ne. Sana hesap verme zamanım geçti.!" dedim kendini bana bastırmasıyla bir avucunu dolaba sert bir şekilde vurdu. İçki mi kokuyor bunun ağzı?

Yanımda yatan Alaz mıydı yoksa?

"Hakan'la da mı yattın lan." deyince kendini belli edercesine tekrar bastırdı. Sertliğini hissetmek midemi bulandırmaya yetmişti.

Neden aklıma Gurur geldi.

"Söylesene yattın mı onunla." dedi ve gözlerinde gördüğüm ateş beni yakacak cinstendi. Gözümden yaş gelince çaresizce gözlerine baktım. Akan göz yaşımı takip etti. "Ağlamayı kes. Söylesene adama ne yaptında ortalıkta yok.! Önüne gelen herkesle yatıyor musun?" diye bağırdı.

Tam ona cevap vereceğim sırada, bir anda geriye doğru çekilince Gurur'u karşımda görmeyi beklemiyordum.

Gurur, "Senin önünü, arkanı, ağzını, yüzünü sikerim çocuk." diyerek yumruğunu yüzüne geçirdi. Alazın bileğinden tutarak, "Senin doktorluk hayatını bitirmemi istemiyorsan bu kızdan uzak duracaksın şerefsiz." dedi "Anladın mı beni! Doktorluk hayatını bitirmem bileğini kırmama bakar."dedi

Ayşe, "Abi lütfen yapma."

Alaz diğer eliyle kanayan burnunu tuttuğunda, Gurur'un yanına vararak elini tuttum. "Yapma lütfen."diye ağlamaya devam ettim. Gurur Alaz'ın elini sert bir şekilde bıraktığında, Alaz'ın karşısına geçerek yüzüne tokatımı geçirdim.

"Karaca, bana söylediklerini unutma. Böyle devam et. Zamanı gelince sana hatırlatacağım. Yemin ederim canımı yaktığın kadar canını yakacağım." dedikten sonra arkamı dönüp dolaba doğru ilerleyerek içindeki diğer kalan eşyalarımı da çıkardıktan sonra çantama yerleştirdim iç çekerekten. Alaz kaşlarını çatarak bana son kez bakıp çıktı.

Ayşe, "Yasemin Alaz ne dedi sana?" deyince başımı kaldırıp Ayşe'ye baktım.

"Ayşe kendimi toparladığım zaman anlatırım, ama şimdi değil."dedim Gurur'dan tarafa hiç bakmasamda ağzının içinden ettiği küfürleri duyabiliyordum. Eşyalarımı doldurduktan sonra çantayı elime alıp, etrafı son kez kontrol ettim.

Ayşe, "Yasemin gülleri alacak mısın?" deyince alıp almamak arasında kalmıştım. Güller solmamıştı. İlk gün ki gibi taze duruyordu. Bırakmaya gönlüm el vermeyince, gülleri vazodan çıkartıp aldım. Üçümüz birlikte odadan çıktığımızda asansöre yöneleceklerdi ki, son anda vazgeçtiler. Merdivenlerden inmemiz neredeyse on dakika sürmüştü. Çıkışta Gurur'un arabasına doğru ilerleyip aracın önünde durduk.

"Yasemin annem bir kaç gün bende kalsın dedi. Bizim eve gidiyoruz." deyince başımı iki yana salladım.

"Hayır Ayşe benim eve gitmem gerekiyor." dedim ve Ayşe'nin kulağına doğru eğilip, "benim banyo yapmam gerekiyor, saçlarımda yağlandı." dedim

"Tamam önce senin eve geçelim banyonu yaparsın sonra bize geçeriz valla annemi biliyorsun." dedi fısır küsür konuşmamız Gurur'un dikkatini çeksede sorgulamadı.

Gurur, "Ayşe hadi çabuk olun bir yere uğramak gerek." deyince Ayşe ön tarafı açarak abisinin yanına oturdu. Bende arka tarafı açtığımda önce elimdekileri koltuğa yerleştirdim, sonra içine geçip oturdum.
"Nereye bırakıyorum sizleri?" dedi

"Abi önce Yasemin'in evine sür." dedi arabayı çalıştırarak sürmeye başladı. Arabanın içindeki sessizliği bozan Ayşe oldu. Benden tarafa bakarak seslendi.

"Yasemin sen banyoya girip, üzerini değiştirip çıktıktan sonra yüzün bembeyaz olmuştu. Bana bişey diyecektin ama doktoru görünce söyleceğin yarım kaldı. Ne oldu?" dediğinde Gurur'la aynadaki bakışmamız kesişti.

"Yoo bişey olmadı." dedim ama Gurur'un kaşlarını çatmış halde beni izliyordu.

"Bende inandım. Ya sen niye anlatmıyorsun? sen bayağı bayağı bişeyler gizlemeye başladın."dedi elimle Ayşe'nin bana doğru eğilmesini işaret ettim.

"Benim eve geçince anlatırım." dedim fısıltılı bir şekilde. Başını salladı.

"Tamam."

Sitenin önünde durduğumuzda Ayşe'yle birlikte arabadan indik. O sırada Gurur inip Ayşe'nin yanına geldi.

Gurur, "Ayşe iki saatlik işim var. İşim bitince gelip sizi alırım." dedi

"Biz Ayşe'yle birlikte geliriz." dedim ama bakışlarıyla dediğime pişman oldum.

"Tamam abi işin bitince gelirsin."dedi Gurur bana son kez bakarak arabasına binip gitti. Ayşe yanıma gelerek birlikte binadan içeriye girdik. "Yasemin asansöre binmiyorsun deği mi?" deyince başımı salladım . "Tamam bende seninle merdivenlerden çıkayım." dedi birlikte soluk soluğa bulunduğumuz kata geldik. Benim kapıya geldiğimde çantanın içinden anahtarı çıkartarak kapıyı açıp birlikte girdik. Oturma odasına geçerek oturduğumuzda Ayşe'nin seslenmesiyle ona ona baktım. Elimdeki gülleri sehpaya bıraktım.

"E hadi anlat. Neden yüzün kireç gibi olmuştu." dedi

"Ben banyoda üzerimi çıkardıktan sonra yeni elbiselerimi giyinip gecelikleri mi tam poşete koyacaktım ki geceliğimin arka kısmı içkimsi kokuyordu. Gece benimle kim yatabilir ki.? Alaz mı geldi sence?" dediğimde gözlerini büyüterek bana baktı.

"Bu olabilir mi?" Dün gece nöbetçiydi." deyince bu seferde ben gözlerimi açtım. Ama bugünkü olanlara bakınca onun geleceğini sanmıyorum.

"Bilmiyorum ama başkası da olabilir hem kapıyı da kilitlemiştik." dediğimde bir şey düşünüyormuş gibi yaparak ellerini başında oynatıp durdu.

"Sen yattıktan sonra, şarj aletim bozulmuştu abimden yenisi istemiştim. Gündüz vakti yoktu, gece getirdi ama geri gitti." deyince başımı tamam dercesine salladım.

"Sen tekrar kapıyı kilitlemiş miydin?" dediğimde aldığı yüz ifadesine bakılırsa kapıyı kilitlemeyi unutmuştu.

Acaba Alaz gelmiş olabilir mi içki kokuyordu evet?

İçime bir kurt düşmüştü. "Yasemin ben kapıyı kilitleyip kilitlemediğimi hatırlamıyorum." dedi telaşlı çıkan sesiyle. "Yasemin çok özür dilerim inanki hatırlamıyorum. Belki de Alaz salağı gelmiştir." deyince başımı iki yana salladım.

"Bilmiyorum Alaz olabilir."dediğimde Ayşe ayağa kalktı. Oturduğum yerden kalkmadan başımı kaldırıp Ayşe'ye baktım. "Nereye?" diye sorduğumda arkası dönük bir şekilde cevap vardi.

"Yasemin iki saatimiz var hadi sen banyonu yap bende eve geçiyorum." diyerek kapıyı açıp kapattı. Bende kendi odama geçerek dolaptan iç çamaşırı ve alt üst rahat edebileceğim kıyafet aldım. Banyoya geçerek üzerimi çıkartıp neredeyse bir saat süren banyonun ardından havluyu bedenime sarıp çıktım. Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı havluyla iyice sıkıp ellerimle saçımı karıştırdım. Saçımı tarayıp, kurutma makinasıyla yaş kalmayacak kadar kuruttum. Saçlarımı tekrar tarayıp topuz yaptım. Evde kalsaydım örüp öylece bırakırdım.

Evi göz gezdirdiğimde etraf topluydu. Mutfağa geçip suyumu içtikten sonra acıkmıştım. Hastane yemeklerini pek yiyememiştim, şimdi yemek yesem akşama yiyemezdim. Tekrar içeri geçip koltuğa oturdum. Telefonu elime aldığımda cevapsız aramalar vardı. Gözüme çarpan tek numara Hakan'ın numarasıydı. Ben banyodayken üç kez aramış. Hakan'ı aradığımda telefon çalmaya başladı.

Hakan, "Yasemin." dediğinde sesi çok bitkin geliyordu.

"Hakan nerdesin?" diye sordum ama cevap vermedi tekrar sorduğumda,

"Mezarlıktayım." diye cevap verdi. Ablamın mezarının başında olduğunu anladım.

"Kaç gündür ailen seni arıyo-"dediğimde telefon kapandı. İçime bir kurt düşmüştü. Ayağa kalkıp tekrar kendi odama geçerek hızlı bir şekilde eşarp yerine şalımı bağladım. Telefonumu çantama atıp çıkacağım sırada güller gözüme çarptı. Evde vazo da yoktu. Mutfağa geçip sürahinin içine suyu doldurup oturma odasına geçtiğimde sürahiyi sehpaya bıraktım. Gülleri alıp içine koyduktan sonra çantamı elime alıp kapıyı açtıktan sonra anahtarı çantama bıraktım. Ayşe'nin ziline üst üste bastım.

Kapıyı açınca Ayşe'ye seslendim. "Ayşe hazırsan çıkalım mı? Abini ar-"cümlenin devamını getiremeden Gurur kapıya gelmişti. Ne çabuk gelmişti bu.

Ayşe, "Yasemin hazırımda ne bu telaş." diye sorduğunda gözlerimle Gurur'a baktığımda cevap bekliyordu.

"Ayşe ben kendi arabamla gitsem olur mu.? Benim bir yere uğramam gerekiyor." dedim Ayşe cevap vermeden Gurur araya girdi.

"Gideceğin yere birlikte uğrarız." diye kestirip attı.

"Ama beni-" daha cümlemi tamamlamadan kaşını kaldırıp Ayşe'ye döndü.

"Ayşe hazırsan çıkalım." dedi benim cevabımı beklemeden. Üzerine giydiği takım dikkatimi çekmişti. Baştan aşağı siyahlara bürünmüştü. Ayşe'de gelince kapıyı kapatıp asansöre doğru ilerlediler. Ben elimle merdiveni işaret edip merdivenlere doğru ilerlediğimde Gurur peşime takılınca Ayşe de merdivenlerden inmeye başladı.

"Yasemin sen hep böyle merdivenlerden in-çık, in-çık bayağı zayıflarsın." dediğinde şikayet eder gibi ses ifadesi vardı.

"Zor oluyor ama yapacak bişey. Ayşe hem sen benimle inip çıkmak zorunda değilsin ki." deyince Gurur'un bakışı bir an önce merdivenlerden ikişer üçer atlayarak inesim geldi. Aşağı kata inip kapıdan çıkacağımız sırada Kaan'la karşılaştık. Yanından geçip gideceğimiz sırada bana seslendi.

Kaan, "Yasemin." deyince ona doğru döndüm.

"Efendim Kaan bey." dedim

Kaan, "kaç haftadır seni göremedim. Başına bişey geldi sandım." dediğinde Gurur yine ağzının içinden saydırmaya başlamıştı.

"Okul bitince yazlık evinde kalmıştım."dedim ama ben niye hesap veriyorum her önüme gelene.

(Kaan Altun)

"Hımm."dedi daha konuşacaktı ki, Gurur'un seslenmesiyle devamı getiremeden, "Görüşürüz." dediğinde Gurur'un ettiği küfürü eminim duymuştur. Çünkü gözleri Gurur'a kayınca arkasını dönüp asansöre doğru ilerledi. Bizde binadan çıkarak araca doğru ilerledik. Ayşe ön tarafı açıp bindiğinde bende arka tarafı açıp içine bindim. Gurur sürücü koltuğuna oturduğunda arabayı çalıştırıp birlikte yola çıktık.

"Önce nereye uğrayacaktın?" dediğinde aynadan bana bakarak sormuştu, ama ismimle hitap etmemişti. Hoş pekte onun ağzından ismimi duymamıştım.

"Mezarlığa." diye direk cevap verdim.

Ayşe, "Yasemin hava kararmak üzere. Yarın gitsek olmaz mı." dediğinde şuna korkuyorum desene dedim içimden.

"Ayşe, birgün hepimizin gideceği yer orası, kısaca şuna korkuyorum desene." dedim

"Ya, evet Yasemin korkuyorum. Sen korkmuyor musun?" dediğinde oturduğu yerden bana baktığında kaşlarımı yukarı kaldırıp cevap verdim. "Hımmm demek korkmuyorsun." deyince başımı aşağı yukarı salladım.

"Evet, korkmuyorum."dedim. Neden aynadan beni sürekli izliyor bu manyak. Biraz daha pencere tarafına yaslanarak göz göze gelmemeye çalıştım. Hava biraz aydınlıktı.

Ayşe, "Yasemin nerden aklına düştü mezarlığa gitmek?" diye soru sorduğunda cevap bekleyen gözlere baktım.

"Ben duştayken Hakan aramıştı. Bende tekrar onu aradığımda nerde olduğu sordum. Esma ve ailesi onu merak ettiğini söylecektim ki telefonu yüzüme kapattı. O yüzden gidiyorum."

"Mezarlıkta ne işi var, onu anlamadım."

"Ayşe sana sonra anlatırım. Biraz sabretmen gerekiyor." diye cevap verdim.

Mezarlığa yaklaştığımızda arabayı park edip araçtan indik. Ayşe'nin yanıma gelip koluma girmesiyle birlikte mezarlığın içinden yürümeye başladık. Etrafa bakmamaya çalışarak ablamın olduğu mezara doğru yürümemiz on beş dakika sürmüştü. Ablamın mezarının önünde durduğumuz da Hakan mermer taşının üzerine ellerini bastırıp,dizlerini yere koymuş öylece oturuyordu. Üstü başı dağınık halde oturan Hakan'ın yanına vardığımda bende dizlerimi çöküp oturdum.

"Hakan." diye seslendim ama o kadar dalıp gitmişti ki yanına oturduğumu bile farketmemişti. Ayşe abisinin yanında bizi beklemeye başlamıştı. Ellerimi omuzuna koyup yavaşça vurduğumda başını benden tarafı dönderip bana baktı.

"Yasemin." diyebildi. "Ne işin var senin burda?" dediğinde tamamen yönünü benden tarafa dönmüştü.

"Hakan ne zamandır buradasın? Ailen seni merak edip duruyorlar. Esma sürekli seninle aramızda geçenleri sorup duruyor." dedim ama beni dinliyor gibi de durmuyordu. Çok dalgın duruyordu.

"YAREN'im burda tek başına yatıyor. O bensiz burda geceleri korkar." diye cevap verdi. "Gece gündüz onu bekliyorum."dedi ve sarılıp ağlamaya başlayınca bende ağlamaya başladım. Arkadan Ayşe'nin ne konuştuğunu bile algılayamıyordum.

"Hakan, lütfen hadi kalk gidelim. Annen sana ulaşamayınca kötü oldular. Bak ablam yalnız değil, annem babam yanında onun lütfen." dediğimde hıçkırıklarıma hakim olamadım. "Asıl burda yalnızım olan benim anlıyor musun?" bana daha sımsıkı sarıldı.

"Yasemin..." diyebildi. Sanki konuşacağı cümleler boğazına dizilmiş çıkaramıyordu.
"Ben çok özür dilerim senden, Senin hayatını mahvettim ben." dedi

Hakan'dan yavaşça ayrıldığımda bulanıklaşan gözlerimle ona baktım. "Hakan, olan oldu. Hiçbişeyi değiştiremeyiz. Zamanı geri alamayız. Olmuşla ölmüşe çare yok." diyebildim

"Sana Alaz'ı getireyim diyorum. Herşeyi anlatırım. Yine eskisi gibi olursunuz." dediğinde başımı iki yana salladım.

"Biz artık eskisi gibi olamayız. Boşu boşuna bana onu getireceğim deyip tekrarlama lütfen. Beni ayıran senin yaptıkların değil, bana inanmamış olması. Eğer o düğün günü bana inansaydı, işte o zaman eskisi gibi olabilirdik." dedim "Anlıyor musun beni?" diyerek ayağa kalktım. Hakan oturduğu yerden bana bakmaya devam edince elimi uzattım.

"Hadi kalk gidelim. Ablam burda yalnız değil. Aileni düşün, bundan sonraki hayatını düşün." dedim ve elimi tutarak ayağa kalktığında güçlükle duruyordu. Şu bir kaç günde bir insan bu hale gelebilir miydi. Çok kötü görünüyordu. Elimi bıraktığında son kez mezara baktı. Ayrılmak istemiyordu.

"Hakan lütfen. İnan bana burda kalmayı en çok dileyen benim ama, "Bende devamını getiremedim. Tekrar bende tarafa döndüğünde sarsak adımlar atarak yürümeye çalıştı. Bende arkamı dönüp yürüyeceğim sırada Ayşe yanıma gelerek boynuma sımsıkı sarıldı. Ağlayarak bana seslendi.

"Yasemin yalnız değilsin bizler varız. Sen benim arkadaşım değil kardeşten ötesin. Bir daha sakın bu cümleyi kurma." deyip ağlamaya devam etti. Bende ona sımsıkı sarıldım. Ne kadar birbirimize bu şekilde sarılıp kalmıştık bilmiyorum ama Gurur'un seslenmesiyle birbirimizden ayrıldık. Gurur'un sesi de boğuk ve fısıltılı bir şekilde çıkmıştı. Kendini sıkıyordu.

Yavaş adımlarla mezarlığın içinden yürümeye başladık. Hava karar gibi olmuştu. Etrafa bakmamaya çalıştım, ama yinede gözüm kaymıştı. Aracın yanına geldiğimizde yönümü Hakan'a döndüm. "Hakan araban nerde?" diye sorduğumda bana zar zor cevap vermişti.

"Arabam burda yok." diyebildi. Olsada bu şekilde süremezdi.

Ben tekrar konuşacağım sırada Gurur araya girdi, "Arabaya geç önce seni eve bırakalım." deyince Gurur'a baktım. Kaşlarıyla araca binmemizi işaret etti. Ayşe ön tarafa geçip oturduğunda bende arka tarafı açarak önce ben bindim sonra peşimden Hakan bindi. Aracı çalıştırıp yola çıktık. Aracın içindeki sesisizliği bozan Ayşe'nin telefonu olmuştu.

"Efendim anne?"
..... "Tamam anne birlikte geliyoruz. Bizim gelmemiz bir saati bulur." deyip telefonu kapattı. Hakan'ların evinin önünde durduğumuzda hep birlikte araçtan indik. Hakan'a yaklaşıp ileri işaret edip biraz ileriye geçtiğimizde, onun duyacağı şekilde konuştum.

"Hakan, Esma sana; seninle ne konuştuğumuzu illaki soracaktır. Benim senden yardım istediğimi biliyor. Sende ona göre konuşursan sevinirim." dediğimde Hakan'ın gözleri arkaya kaydı. Bende arkaya baktığımda Gurur tam arkamdaydı. Ayşe aracın yanında bizi bekliyordu. "Eğer Esma'ya herşeyi anlatırsan seni asla affetmem bilesin. Bunu hissedersem eğer mezarın başına benim için gelmek zorunda kalırsın. Ona göre konuş."dedim sertçe yutkundu. Gurur'un arkamdaki gerilişini hissettim.

"Tamam. Söz veriyorum." diyebildi. Tekrar bana sarılmasını beklemiyordum. "Çok özür dilerim. Sen belki beni affedeceksin ama ben kendimi asla affetmeyeceğim." dedi sesi boğuk çıkmıştı.

"Hadi içeri gir, şimdi ailen bizi görmeden gidelim, birde onlara açıklama yapmak zorunda kalmayalım." dediğimde başını tamam dercesine salladı. Arkamı aniden döndüğümde Gurur'un sert göğsüne çarpmıştım. Niye çekilmemişti ki bu. Göz göze geldiğimizde kaşlarını çatıp durmuştu.

Bu manyak ikide bir niye kaşını çatıyor.

Aracın içine bindiğimizde tekrar Hakan'ın olduğu tarafa baktım. Zile basmıştı. Kapı açılacağı zaman aracı hareket ettirip yola çıktık. Yol boyunca hiç konuşmamıştık.

Serra teyzelere yaklaşacağımız sırada Gurur'un telefonu çalmaya başladı.

Telefonu açıp karşıyı dinledikten sonra,"Yarım saat sonra gelirim." deyip kapattı. Bir bayanın sesi geliyordu. Herhalde sevgilisi bekliyordur.

Evin önünde durduğumuzda araçtan inerek Ayşe'nin peşine takıldım. Dış kapı açıldığında bahçeden geçerek eve girdik. Bizi ilk karşılayan Serra teyze olmuştu. Gelip bana sarıldı.

Serra, "Yasemin hoşgeldin, nasılsın kızım?" diye hitap etmişti. Önceden Bebeğim diye sesleniyordu. Bu son yaşadıklarımdan sonra hep kızım diye hitap ediyordu. Ayşe çok şanslıydı böyle bir annesi olduğu için. Gelip bana sarıldı.

"Teşekkür ederim Serra teyzem, siz nasılsınız?" diye sorduğumda gülümseyerek cevap verdi. Fikret amcada bana selam verip, "Hoşgeldin kızım." dedi. Onunda bana ilk defa kızım dediğini duydum.

Serra, "Hadi içeri geçelim yemek soğudu."

Gurur, "Anne benim dışarda işlerim var. Odamdan bişey alıp çıkacağım.Dışarda yiyeceğim. İşim geç sürebilir, Yarın gelirim." deyip bana son kez baktıktan sonra üst kata odasına çıktı.

Ne işi olacak, kızla buluşmaya gidiyor, niye kafaya taktım, banane nereye giderse gitsin.

Yemek masasına oturduğumuzda, kaç çeşit yemek vardı. Bir orduya yetecek kadardı. Çok acıkmıştım. Yemeği yedikten çayımızı içmek bahçedeki kamelyanın içine oturduk.

Serra, "Kızım kendini toparlayana kadar bir kaç gün bende kal. Evde yalnız kalmana gönlüm razı olmuyor." deyince içtenlikle söylüyordu. Ailemden sonra bana en yakın bu aile olmuştu. Adı amcam vardı ama bunlar kadar üzerime düşmemişti.

"Teşekkür ederim Serra teyzem. Bilmiyorum sizede rahatsızlık vermek istemiyorum." dedim

"Ne rahatsızlığı kızım. Sende benim bir kızım sayılırsın demiyorum, kızımsın." dedi bu sözleri beni çok mutlu etmişti. Gözüm sürekli dış kapıya kayıyordu.

Kim bilir hangi kızı becermek için gitmişti. Niye düşünüyorum ben onu.

Yarım saat kadar daha sohbet ettikten sonra, benim için ayarladıkları odaya çıktım. Üzerimdekileri çıkartıp evden getirdiğim gecelikleri giyindim. Kapım tıklatıldığında Ayşe seslendi. "Yasemin müsaitsen gelebilir miyim?" dedi kapıya doğru ilerleyip kilitlediğim kapıyı açtım.

Ayşe'de sıfır kol, diz üstü geceliklerini giyinip gelmişti. Gündüzden beridir ne kadar merak ettiğini biliyorum. "Gel hadi gel meraktan ölmeden herşeyi anlatacağım." dediğimde ellerini birbirine çarpıp sevinmişti.

"Önce hangisinden başlayacağım bilmiyorum, ama istersen sapık olayından başlayım. Sapığın kim olduğunu öğrendim." dediğimde gözlerini açarak ellerini ağzına götürdü.

"Kim Yasemin?" diye sorduğunda merakı gitgide artmıştı.

"Hakan'dı" dediğimde iki elinide ağzına götürüp şoke olmuştu.

"Bizim bildiğimiz Hakan mı?" dediğinde başımı aşağı yukarı sallayarak cevap verdim.

"Ee peki sapığın o olduğunu nasıl öğrendin." deyince derince içime nefes çektikten sonra anlatmaya başladım.

"Abinin sayesinde öğrendim. Düğün günü buraya geldiğimizde abin dışarıya çıkmıştı. Hatırlıyorsun değil mi ?" diye sorduğumda,

"Evet bizi eve bıraktıktan sonra çıkıp gitmişti." dedi

"Evet abin döküman listesiyle gelip gösterdi. Ne zaman ve hangi tarihlerde ve hangi konumdan attığına dair hepsini gösterdi. Duyunca bende şok oldum, konduramadım ama herşeyi yapan Hakan'mış diğer adıyla YİĞİT."

"O zaman Esma'da bu işindeydi desene."deyince başımı hayır dercesine salladım.

"Esma bilmiyor. Onun hiçbir şeyden haberi yokmuş." dedim başladım anlatmaya...
.....
.....
.....

Hakan'la aramızda geçen olan biteni anlatmıştım.Başarı da sormuştu onla nasıl tanıştığımızı da anlattım.
.....
.....
.....

Ayşe, "Desene Alaz'la sen Hakan'ın oyununa geldiniz. Ee o zaman bu durumda Alaz'da suçsuz." dedi

"Evet suçu yok onun, tek suçu bana inanmamış olması. Onu asla affetmeyeceğim." dedim içim sızlamıştı. Saate baktığımızda epey geç olmuştu. Ayşe bana sarılıp ayağa kalktı.

"Yasemin senin durumda ben olsaydım ne yapardım bilmiyorum. Hakan mı Yiğit mi her ne haltsa çekeceği günü görsün" dedi

"Ayşe sakın kimseye söyleme diğer çocuklara da söyleme sakın ve özellikle de Esma'ya."dediğimde cevap vermek yerine başını salladı. Odadan çıktığında hemen kapıyı kilitledim. Belli olmaz bu sefer kim gelip yatardı yanıma Allah bilir.

Aradan bir buçuk saat geçmişti. Hala gözlerime uyku girmemişti. Gözümü kapattığım anda mezarlık gözümün önüne geliyordu. Yatağın yanındaki gece lambasını hiç kapatmadım, sürekli yanıyordu. Öte döndüm beri döndüm, uykum yok olup uçup gitmişti. Birinin kapıyı açmaya çalıştığında yerimden sıçradım. Kapıdan Ayşe'nin seslenmesiyle sesimi hiç çıkarmadm.
Daha fazla vurmadan kapıdan ayrılmıştı.

Tekrar saate baktığımda 02.30 gösteriyordu. Gözümü kapattığımda sanki mezar karşımdaydı. Yerimden doğrulup Ayşe'nin yanına gitmek için kilitlediğim kapıyı açıp sessizce çıktıktan sonra Ayşe'nin kapısının önünde durduğumda kapısı yarı aralıklı duruyordu. Yavaşça kapıyı tıklatıp içeriye girdim.

"Ayşe orda mısın?" diye fısıltılı halde seslendim. Cevap gelmeyince yatağa doğru ilerledim ama yatak boştu. Acaba banyoya mı girdi diye döneceğim sırada sırtımı nereye çarpmıştın. Arkamda birinin olduğunu anladığım anda tam çığlık atacaktım ki, arkamdaki bir eliyle ağzımı kapattı, diğer elini göğüs hizama getirip kendine doğru çekip kulağıma doğru fısıldadı. Ama titremelerim artmıştı.

"Ştt. Korkma benim." dediğinde Gurur tam arkamdaydı. Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. "Şimdi elimi çekeceğim bağırma sakın tamam." diye tekrar konuşunca yine başımı aşağı yukarı salladım. İri elini ağzımdan çekip diğer elinin üstüne koydu ve çenesini omuzuma yasladı.

Ben titremeye devam ediyordum. "Ayşe annemin yanında yatıyor. Galiba oda senin gibi çok korkmuş." deyince yutkundum.

"B-Ben korkmuyorum. Korktuğumu da nerden çıkardın, sadece Ayşe'ye bişey sormak için geldim." dedim ama tabiki de korkuyordum.

"Hımm, hala titriyorsun ama." dedi. Ilık nefesi üst üste yutkunmama sebep oldu.

"Sen aniden arkamdasın yani sana çarpınca, öylesine korktum." diyerek saçmalamıştım, ellerimi ellerinin üstüne koyarak çekilmesini sağladım. Beni serbest bırakınca önüme döndüm. Önüme döndüğümde yüzündeki muzip ifadesiyle tekrar konuştu.

"Korkmuyorsun yani." dedi üzerinde beyaz tişört ve altında siyah eşofmanı vardı.

"Hayır korkmuyorum. Size iyi geceler." deyip yanından ayrıldım. Benim için ayarlanan odaya sinirle geçip kapıyı kapattıktan sonra yatağın üzerine oturdum. Niye kendimi kandırıyorum korkudan öleceğim. Allah seni bildiği gibi yapsın Hakan, hayatım da bana milyonlarca para teklif etselerdi o mezarlığa akşam girmezdim.

Dizlerimi kendime doğru çekip kollarımı bacaklarımın etrafından sarıp çenemi diz kapaklarıma dayadım. Ablam yada annem olsaydı onlara sarılsaydım korkum kalmazdı. Gözümden bir damla yaş geldiğinde elimle silecektim ki Gurur benden önce davranıp sildi.
Ben kapıyı kilitlememiş miydim?
Sinirle unuttum.
Hem bu hangi ara yanıma geldi. Ben niye duymadım.

"Ağlama."dedi sanırım neden ağladığımı anlamıştı."korktuğunu biliyorum." deyip arkasını döneceği anda elini tuttum.

"Nereye?" dedim.

"Mutfaktan su alıp geleceğim." deyince elini bırakmadan bende ayağa kalktım. Elini bırakıp kolunu sıkıca tuttum.

"B-bende geliyorum." dedim sesim titriyordu. Kolunu nasıl tutuyorsam durdu ve bana doğru eğilip konuştu.

"Tırnaklarını koluma geçirme. Senin için iyi şeyler olmaz."deyince ne demek istediğini anlamadım.

"Ne demek istiyorsun?" dediğimde başını iki yana salladı. "Yürü hadi yürü."deyince daha da sormadım. Birlikte karanlık merdivenlerden inerek mutfağa geçtiğimizde ışığı yaktı. Işık gözlerimi alınca gözlerimi kırpıştırdım. Kolunu bıraktığımda, Gurur lavabonun önüne geçerek önce bardağa suyu doldurup bana uzattığında parmaklarımız birbirine temas edince elinden hızlıca alarak suyu içtim. Dikkatlice baktığımda banyo yaptığı için saçları ıslak ve dağılmış haldeydi, ama görüntüsünden ödün vermiyordu.

Oldukça yakışıklıydı ve çok çekiciydi. Evet her kız buna aşık olabilirdi ama ben asla.

Suyumu içtikten sonra bardağı masaya koyacağım sırada, "yanına al, korktuğunda içersin." dedi Gurur da sürahiyi yarı yere kadar doldurduktan sonra çıkalım diye kaşıyla işaret etti. Mutfağın kapısından çıkacağım sırada ışık kapanınca olduğum yerde kaldım. Kımıldayamadım. Gurur arkadan bana değmeden çenesini omuzuma tekrar koydu.

"Korkma ben yanındayım."dedi kışkırtcı sesiyle. Yanıma geçtiğinde bardağı sağ elime alıp, diğer elimle koluna girdim. Yavaşça merdivenlerden çıkarak kendi odasına doğru yürüyeceği sırada durdum.

"Ben kendi odama geçerim."dedim

"Ha korkmuyorsun. Tamam sen kendi odana geç." diye dalga mı geçiyordu bu manyak herif. Güler gibi çıkmıştı sesi. Elindeki sürahiyi alıp kendi odama geçtim. Bu gecede uyumayı vereyim ne olacak. Yarın kendi evime geçip gündüzünde uyurum artık. Sürahiyi ve bardağı komidinin üzerine bıraktıktan sonra kendi kendime konuşmaya devam ederken arkamı döndüğümde Gurur'a çarptım. Hayalet gibi ortalıkta geziyordu. Yine bağıracaktım ki eliyle ağzımı kapattı.

"Korkma... ben yanındayım."dedi az önce ne konuştuğumu duymuştu. "Ben şu koltukta yatarım sen yatağa gir uyu." dedi başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. Elini çektiğinde arkasını dönüp koltuğa oturduğunda uzandı. Bende yatağın içine girip yastıklara sarıldım. Yüzümü yastığa iyice gömdüm. Gözümü kapatınca yine aynı mezarlığı görüyordum. Gurur'a belli etmeyeye çalışsamda ne kadar başarılı olmuştum bilmiyorum.

Yan tarafım çökünce bir elini koltuk altlarımdan geçirip diğer eliyle de belimden tutarak kendisine doğru çekip göğsüne yasladı, başını boynuma gömdü.

"Korkuyorsun... yanındayım... şimdi rahatça sende bende uyuyalım. Ha bu arada Ayşe'ye söylemişsin, hastanede kaldığın süre boyunca, geceleri senin yanında yatan bendim."dediğinde irkildim. 

"Neden gelip yattın?" diye sordum. Nefesini içine çekip tekrar konuştu.

"Geceleri çok deli yatıyorsun. Bunu biliyorsundur." dediğinde araya girdim.

"Hiçte bile."diyerek üste çıkmaya çalıştım. Evet deli yatıyordum.

"Kanıtım var." deyince ,

"N-nasıl kanıtın var." diyerek bir elini belimden çekip komidinin üzerindeki kendi telefonunu alarak açtı ve bana gösterdi.

"Al bak nasıl yattığına." deyince bende şok oldum. Tamam deli gibi yatıyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Kafam ve ayaklarım yatağın iki tarafından sarkıyordu. Demir kısımları sadece yastık konulan yerdeydi. Sesimi daha çıkarmadım. "Alaz iti bırak yanında yatmayı sana yaklaşamaz." dedi

"Neden öyle konuşuyorsun?" diye sorduğumda cevabını vermedi. Bende sormadım tekrardan. Yataktan doğrulup kalkacağım sırada belimden tuttu.

"Nereye?" diye sorduğunda,

"Kapıyı kilitleyeceğim. Annen bizi bu şekilde görürse yanlış anlar." dedim belimden tutarak tekrar yatırdı. "Ben kapıyı kilitledim."dedi. Ben niye duymadım. Uzanıp biraz daha öylece duvara bakınırken artık gözümü daha fazla açık tutamadım. Gurur'un fısıltılı halinde söylediklerini bile algılayamadım. "Yalnız değilsin. Her zaman yanında olacağım..." Kesin Alaz'a saydırıyordur.

🔗

Gurur'dan devam...

Annemlerin evine yaklaştığımız sırada telefon çalınca, arayan kişinin Özgür'ün sözleşmeli evlilik olarak ayarladığı kadınlardan biriydi. Buluşup şartları konuşacaktık. Telefonu kapattıktan sonra araçtan inerek kapıdan geçip eve girdiğimizde kendi odama geçtim, sözleşmeli evrakı alıp evden ayrıldım.

Buluşacağımız mekana geldiğimizde kız çoktan gelmişti. Burdan bile belliydi ne olduğu. Selam verip masaya oturduktan sonra kadının bakışları tiksindiriciydi.

Sikeyim Özgür senin bulduğun kadını.

"Merhaba ben Ayda."diyerek elini uzattı. Elini tutmayınca geri çekti bozuntuya vermeden. "Özgür sizden bahset-"

"Ne yemek istersin siparişleri verelim." dediğimde uzun kırmızı ojeli tırnaklarıyla masaya ritimli bir şekilde vurmaya başladı. Garson gelince kendi yiyeceği yemeği sipariş etmişti. Bana sorunca canım istememişti. Garsona elimle işaret ettikten sonra yanımızdan ayrıldı.

Elimdeki sözleşmeli evrakı uzattığımda önüne çekip okumaya başladı. Başını kaldırıp bana cilveli haliyle gülümseyerek cevap verdi.

"Sözleşmeyi kabul ediyorum ama bir şartım olacak." dediğinde kaşımı kaldırıp baktım.

"Ne istiyorsun. Para az mı geldi?" diye sorduğumda başını iki yana salladı.

"Sözleşme bitene kadar benimle birlikte yatacaksın." deyince kan beynime sıçradı. Önünde ki dosyayı alıp, ayağa kalktım, oturan kızın yanına vardığımda kulağına doğru eğilip iki elimi de masaya bastırdım.

"Yangınını git başka pezevenkler söndürsün. Bir daha karşıma çıkma. Şimdi siktir git. Nerden geldiysen oraya."dediğimde sinirle ayağa kalkıp çantasını alıp gitti.

Telefonu elime alıp Özgür'ün numarasını aradım. "Ulan senin ayarladığın kadını sikeyim. Nerden buldun. Şimdi nerdesin?dedim ve bir sinirle telefonu kapattım. Garson yemeği getirdiğinde masaya parasını bırakıp, ordan ayrıldım.

Önce Özgür'ün yanına uğradım. Onunla sohbet ettikten sonra tekrar yola çıktım. Eve geldiğimde saat epey geç olmuştu. Sözde kendi evimde kalacaktım ama vazgeçip annemlerin evine geldim. Kendi odama geçerek üzerimdekilerden kurtulup direk banyoya girdim. Yaklaşık on beş dakika süren banyonun ardından havluyu belime sarıp çıktım.

Üzerimi giyindikten sonra mutfağa geçeceğim sırada Ayşe'nin odasından çıktığını gördüm. Diğer odanın kapısını bir kez tıklattığında fısıltılı halinde Yasemin'e seslendiğini duydum. Ses gelmeyince uyuduğunu anlayıp bir üst kata çıkarak annemin yanına gittiğini anladım. Korkmuştu.

Yasemin den ses çıkmayınca çoktan uyuduğunu anlayıp kendi odama geçtim. Uykum gelmemişti. Bir aydan beri bulduğumuz bütün kadınların istekleri genelde aynıydı.laptopu açarak tekrar göz gezdirdim.

Kapı kiliti sesi duyduğumda ayağa kalkıp kapının önüne gelerek kapıyı sessizce açtım. Karşıya baktığımda Yasemin'in Ayşe'nin odasına doğru yürüyüp kapıyı tıklattığını gördüm. Belli ki oda Ayşe gibi çok korkmuş uyuyamamıştı. Ayşe'nin odasına girdiğinde bende peşinden girdim. Geldiğimi duyamayacak kadar korkmuştu. Arkasına döneceği sırada bana çarpınca bağıracağını anlayıp avucumla ağzını kapattım. Titriyordu.

Her ne kadar korkmuyorum desede korkuyordu. Mutfaktan suyu alıp yukarı çıktığımızda kendi odama götüreceğim sırada itiraz edince sürahi alıp kaldığı odaya geçti. Benim peşinden geldiğimi duyamayacak kadar korkuyordu. Kapıyı kilitleyip arkasından ilerledim. Kendine kendine konuşması gülmemi sağladı. Sürahi bıraktıktan sonra arkasını döndüğünde çığlık atacağı sırada avucumla ağzını kapattım. Dudakları yanıyordu resmen.. siktir ne düşünüyorum ben böyle.

Koltuğa uzandığımda, kızın korkusu geçmemişti. Titrediğini burdan bile hissediyordum. Uzandığım yerden kalkarak kızın yanına yattığımda benden tarafa çekerek yüzümü boynuna gömdüm. Bu kadar güzel kokmak zorunda mıydın?

Uykuya daldığında duymayacağını bildiğim için fısıldadım. "Yalnız değilsin. Her zaman yanında olacağım. Daima."

🔗

Uzaktan mıydı yakından mıydı telefon sesi geliyordu. Rüyamda mı çalıyordu. Anlayamadım. Gurur'un ettiği küfürler bile rüyalarıma girmeye başladı.

Fısıltılı konuşsada uykum kaçmıştı. Gurur, "Bu saate ne arıyorsun?" dediğinde saatine baktığını anladım. "Bu seferki bulduğun kız aynı olmasın. Bu da diğerleri gibi şartı aynı olmasın. Ben gelene kadar kıza anlat. Özellikle de iki ay sonra boşanacağımızı söyle." dedi ve telefonu kapattı. "Siktiklerim hepte bu kızla uyurken arıyorlar."diye homurdanarak konuştu.

Demek ki daha bulamamış sözleşmeli olarak evlenecek kişiyi. Başımı kaldırdığımda yüzüne baktım. Elimi göğsünden çekerek doğrulmaya çalıştım. Ne diye ikidir bu adama ya sarılmış halde ya da üzerinde uyanıyordum.

Oturur pozisyona geçtiğimde Gurur'da doğrulup oturdu.

"Geçti mi korkun?" diye sorduğunda yanaklarımın kızardığına eminim. Ben onun sorusuna cevap vermeden başka birşeyi sordum.

"Konuştuklarını duydum. Eğer hala teklifin geçerliyse seninle sözleşmeli olarak evleneceğim." dediğimde kaşlarını yukarı kaldırdı. Sanırım ne söylediğimi anlamadı. Tekrar sordum.

"Teklifin halen geçerliyse seninle evleneceğim."

🔗

Bölüm sonu...

Continue Reading

You'll Also Like

Violetta By cordolorem

General Fiction

7.9K 320 3
📍Hikayede yoğun cinsellik içerecektir. Rahatsız olacakların okumamasını öneririm. "Violetta... Benim güzel çiçeğim. Seni öldüreceğim."
30.3K 822 11
"Senin gibi olmak istiyorum." "Benim gibi olabilirsin," "ama..." "Benim gibi değil, yalnızca benim olursun." "Ve eğer benim cennetime girmek istiyors...
Cassalini By cordolorem

General Fiction

743K 21.3K 41
📍Hikayede sıkça yetişkin içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacaklarının okumamasını tavsiye ederim. ✔️ TAMAMLANDI. Lorenzo Cassalini, ürkütücü bir zek...
5.5K 392 13
Sadi ve Songül'ün hikayesi .... Hoca ve öğrenci arasında keçen aşk masalı...