PAYİDAR ERVAH

By serap078

33.2K 4.5K 5.7K

Askerdi onlar, herkes gibi. Türk doğan herkes asker değil miydi zaten. Onlar bu lafı fiile döken yegâne insan... More

-1-ŞEHİT-
~ KARAKTERLER 1 ~
-2-UZAKLAŞTIRMA-
~KARAKTERLER 2~
-3-KÜÇÜK HANIM MIŞŞŞ?-
~KARAKTERLER 3~
~KARAKTERLER 4~
-5-ASIL SEN KİMSİN LAN-
-6- SON EĞİTİM-
-7-Işıl Melek Özgen 🌿
-8- PENÇE TİMİ 🇹🇷
-9- ANKA-
-10- ŞEHİTLER ÖLMEZ🇹🇷
-11- HERŞEY VATAN İÇİN-
-12-VATAN SAĞOLSUN KOMUTAN
-13- İNTİKAM VAKTİ-
-14- CAN! CAN! CAN!
-15-KORUYAMADIM💔
Bir bölüm değildir

-4-ZORLU EĞİTİMLER-

2.2K 361 474
By serap078

Yazım yanlışları varsa özür dilerim.iyi okumalar,vote ve yorum vermeyi unutmayın.

Bizde dağlara taşlara yazardık...
Biz Türk olduğumuzu kalbimize yazdık...

Eğitime başlayalı iki hafta olmuştu. Askerler çok yol kat etmiş. Yarbay daha bir ay dolmadan askerlerin bu kadar iyi olmasından dolayı hem bizimle hem onlarla gurur duyan bir konuşma yapmıştı. Tabi bunu askerler bilmiyordu.

Bugün güven atışı yaptıracaktım bakalım ne kadar geliştirmişler.

Beni gören askerler hızla sıraya girip esas duruşa geçti. Sona yaklaşıyorduk. Herkes birbirine alışmıştı ve son eğitimler gerçekten çok zordu.

-"Günaydın asker" diye bağırdım.

-"Sağol".

-"Nasılsınız"

-"SAĞOL."

-"Bugün birbirinize olan güveninizi ölçeçeksiniz . Bugünkü eğitiminizin adı GÜVEN ATIŞI.

(GÜVEN ATIŞI- iki asker karşı karşıya gelir birinin kafasında kitaplarla beklerken diğerinin elinde iki tane şarjörleri dolu silah bulunur. Tüm kurşunlar bitene kadar kitaplara ateş eder. Daha sonra geri döner silahlarını değiştirir ve bacak arasından baş aşağı bir şekilde şarjörler boşalana kadar tekrar ateş etmeye başlar.
Bu eğitimde ölenler olabilmektedir. Ölenler eğitimsiz diye geçer ve bu eğitimde kaç kişinin öldüğü hiç bir zaman söylenmez. )

Askerlerle poligana ilerlerken hepsinin içinde bir korku olduğunu biliyordum. Ya başaracaklardı , yada başaramayacaklardı ...

karşımda duran subaylara baktım. On beş tane birbirinden harika insana. Eğitimden sonra yollarımızın kesişip kesişmeyeceğini bilmiyordum. Ama eğittiğim askerlerle göreve çıkmak istiyordum. Bu her eğitmenin hayalidir. Onlarla gurur duymak.

SUBAYLAR;

ASLI ERDİNÇ.
RÜYA EKİN.
GÜVEN SAMYELİ.
POLAT CAN.
SILA GÜLER.
PARS ŞİMŞEK.
YUSUF ÇAYLAK.
METE SOYLU.
RÜZGAR ÖZDEMİR.
ŞAHİN ŞEN.
TUĞRA DEMİR.
MELEK SU.
ESRA AKBULUT.
AHMET GÜN.
BULUT KAYA.

Her birinin gözleri şehadet şerbetini içmek için parlıyordu. Vatan aşkıyla çakmak çakmaktı. Önceden hazırladığım sıranın bulunduğu A4 kağıdı elime alıp tekrar büyük bir ciddiyetle ağzımdan çıkacak sözü bekleyen askerlere baktım.

-"İlk eşleşme: AHMET- ŞAHİN. Ahmet ilk sıra senin. Bugün bu sınavı geçerseniz yarın görevlerde kullandığımız silah ve araçlarla ilgili size küçük bir ders verebilirim. Ona göre kusursuz olmaya bakın gençler.

"Gençler mi yavrum sen kaç modeldin" diyen iç sesimi kulak ardı edip bana heyecanla bakan askerlerime döndüm yeniden.

Ahmet silahlarını kontrol ederken Şahin de dediğim yere geçmiş kafasının üstüne koyduğu kitaplarla Ahmet'e bakıyordu.

Ahmet ona söylediğim gibi harfiylen uygulayıp kazasız belasız yerini Şahin'e devretti. Şahin de Ahmet gibi harika bir iş çıkartıp yerine geçti.

Sonra sırasıyla; PARS ve SIla, ASLI ve BULUT, RÜYA ve POLAT, GÜVEN ve METE, YUSUF ve MELEK, RÜZGAR ve ESRA da harika bir iş çıkartıp kazasız belasız yerlerine geçti. Grup on beş kişi olduğu için sadece TUĞRA kalmıştı.

Bir süre Tuğra' ya bakıp silahlarını almasını söyledim. Şaşkın a baksa da dediğimi yapıp silahları alıp kontrol etti. Kitapları başımda sabitleyip ellerimi arkamda birleştirdim. Sakin e TUĞRA 'ya bakarken karşısındakinin ben olmamdan dolayı elleri hafif titrese de sakinliğini koruyordu.

"İnşallah seni vurmaz kız"diye yine nerden çıktığını anlamadığım iç sesime kafa göz dalasım vardı. Sonuçta herkesin başına bela olan bir iç sesi vardır değil mi?

-"SAKİN OL ASKER ŞUAN BENİM CANIM SANA EMANET " diye bağırdım.

Heyecanını yenmesi gerekiyordu. Yoksa o kurşunun bir yerime isabet etmesi olanaktı. Derin bir nefes alıp arkadaşlarının yaptığı gibi yavaşça silahları ateşlemeye başladığında banada yaklaşmaya başladı.

Şarjörler bitince değiştirip bacak arasından ateş etmeye başladı. Kurşunları saymaya başladım.

-"NOLUYOR BURDA" diye kükreyen binbaşıyla Tuğra 'nın irkilmesi ve omzuma saplanan kurşunla iç sesimi dışa vurmak zorunda kaldım refleksle.

-"ANANIN AMAAA..."

/*/*/*//*/*/*/*//*/*/*/*/*/*/

Omzuma saplanan kurşun çıkarılmış her ihtimale karşı ağrı kesici yapılmıştı. Şimdi bir elim de çay bir elim cebimde karşımda ki askerlere bakıyordum. Tuğra ise bana değil önüne bakıyor başını yerden kaldırmıyordu. Halbuki o da suçsuz olduğunu biliyordu. İzdanbut ansızın gelip öyle bağırmasaydı. Harikaydı. O yüzden arkadaşlarından farkı olmaksızın o da eğitimden geçmişti.

Nedense Tuğra 'ya baktıkça aklıma her akşam yatmadan önce düzenli bir şekilde konuştuğum ama iki gecedir ulaşamadığım Can geliyordu.

-" Bugün dinlenin yarın sabah içtimadan sonra silahlar ile ilgili bilgileri alacaksınız. " arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

Üç yıldır eğitim alıyorlardı. Bordo bereli olmak hiç kolay değildi. Aldıkları eğitimler zor , inanç , sabır ve cesaret isteyen bir meslekti. Yeri geldiğinde vatanın için aileni bile yok saymalıydın. Vazgeçmen gerekirse vazgeçmeliydi. Duygularından arınmalıydın .

Televizyonlar da söylenildiği gibi değildi burası. Aileye hasret yaşamak zorundaydın. Çoğu aile sahibi bile olmazdı. Arkadaşları kardeş komutanlarını abi ,abla bazen anne , baba yerine koyarlardı. Kıymet bilmez insanlar için canlarını ortaya koyanlardık biz. Aldıkları parayı haketmeleri lazım diyen embesil diyen insanlardan bile daha az alıyorduk belki de .

Arkamızdan şehit olursak eğer sosyal medyaya resimlerimiz konur "sizi unutmayacağız " denir iki güne adımız hatırlanmazdı. Sonuçta biz bu vatanın isimsiz kahramanlarıydık.

İki üç milletvekili kürsüye çıkar kanımızın yerde kalmayacağını söyler durur ama kanımızın hakkını şerefsizleri geberterek yine arkadaşlarımız alırdı. Kimse bilmezdi ama. Şehit ailelerine tokilerden evler hediye edilirdi. Sanki yok olan bir eşyaymış gibi.
Yada askeri lojmanda kalan eşimiz, ailemiz biz toprağa konduktan bir iki ay içinde çıkarılırdı evden. Bu muydu asker emanetine sahip çıkma şekli . Gecemiz gündüzümüz olmazdı. Dağ taş demeden vatanın bir karış toprağını korurduk. Yeri gelir devrem dediğimiz insanı kollarımızda ebediyete uğurlardık.

Bazen dost bildiklerimizin kollarında Peygamberimize (Sav.) komşu olurduk gül kokuları arasında. Bazen bir mayına basar paramparça olur tabuta konacak bir bedenimiz olmazdı. Ama kimse bunu bilmezdi. Sevdiklerimiz tabutumuzu taşır evimizin önü bizi tanıyan tanımayanla dolar. Bizim için göz yaşı dökülürdü. Ama en çok anaların yüreği yanardı. Acaba annem yaşasaydı o da asker anneleri gibi bekler miydi beni korku ve ümitle. Düşüne düşüne Atatürk büstünün önüne gelmiştim yine.

-"Dalgınsın zebani". Koluma dokunan elle kendime geldim.

"Sana dalmama mı ister misin " diyen iç sesimle bir beşlik çakıp yanıma ne zaman geldiğini fark etmediğim binbaşıya baktım aşağıdan. 1.78 olabilirdim ama adam uzun napayım . Başımı kaldırmam gerekiyor bakmak için yani.
"2 metre var mıdır acaba?" bir susmasın ve kızım.

-sus be sanki sana diyorum"derinbir nefes alıp tekrar önüme döndüm.

-" Farkında değilim komutanım. "

-"Belli, ne geldiğimi ne de o kadar seslenme mi duydun. Seni bu kadar düşüncelere boğan şeyi merak ettim doğrusu zebani. "

-" Önemli bir şey değil komutanım"

" Seninle düşüncelerimi paylaşmam izdanbut de git işine oğlimmm" diyen iç sesim karşımda olsaydı alnından öpmüştüm.

-"Öyle olsun yüzbaşı". dedikten sonra bir süre daha yanımda durup gitti. Elimde sıcaklığını kaybetmiş çaya bir bakış atıp döktüm. Ben soğuk çay sevmem ki içeyim.

Yavaşça odamın yolunu tutarken aklımda hâlâ Can vardı. Nerdeydi bu çocuk.

/)/)/)/)/(/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)
Can' dan
-"Komutanım mühimatımız bitmek üzere"

Telsizden gelen sesle gözlerimi yüzbaşı Bahar'a çevirdim. Dişlerini sıkmış gördüğü her piçi tek kurşunla bazen iki bazen ise üç piçi tek kurşunla indiriyordu. Bu konuda Çiler'le yarışacak kadar iyiydi.

Çiler ne yapıyordu acaba ?

"Sanane lan şimdi Çiler'den götüne kurşun sıkıyorlar sen ne düşünüyorsun salak"diye beni azarlayan iç sesime sabır çekip gördüklerimi tek kurşunla indirmeye devam ediyordum.

-"Sıkın dişinizi az daha aslanlarım. Destek ekip beş on dakikaya burada olacak. Az daha gayret.

-"sanki doğum yaptırıyor aq" diyen iç sesime bu sefer güldüm. Az daha gayret nedir yahu?

Bana ters ters bakan yüzbaşıyla hızla önüme dönüp ateş etmeye devam ettim. Çok geçmeden destek ekip gelmiş yaralarına müdahale edilmiş teröristler etkisiz hale getirilmişti.

İki gündür arazideydik. Ansızın alınan bir karar olduğu için Çiler' e haber verememiştim. Kesin meraktan ölmüştür şimdi. Sekiz saatten fazladır ise çatışmadaydık. Her birimiz yorulmuştuk. Berbat durumdaydık. Gözlerim az ilerde komondolarla konuşan yüzbaşı BAHAR ÇİÇEK EROĞLU'na kaydığında Çiler 'in esmer versiyonu karşımdaymış gibi hissediyordum. Bölgeyi komondolarla teslim edip karakola gitmek için harekete geçtik.

Ansızın omzunda bir sızı hissedince elim istemsiz acıyı hisettiğim yere gitti ama bişey yoktu. İçime kötü bir his çöreklendirğin de

" Acaba Çiler? "diye korkumu belli eden iç sesimi susturdum. Ona birşey olmazdı. O korurdu kendini. Yinede karakola adım atar atmaz Çiler' i arayacağım kesindi. Yorgun askerler odalarına giderken yüzbaşının bana bakıp ilerlemesiyle mecrubi peşinden ilerledim. Kesin azarlayacaktı beni.

Odaya girip kapıyı açık bırakmasıyla derin bir nefes alıp bende peşinden girip esas duruşa geçtim. Ne kadar kardeşim dediğim insanın dostu olsa da yanında hep tetikte olmamı söyleyen bir iç sesim vardı. Belki de bana öyle olmalı düşündüren yüzündeki gülüşün arkasında olan ölümün gerçek yüzüydü. Çok değişik bir kadındı. Pek konuşmaz ,ya emir verir yada ansızın bizi içtima yaptırırdı.

Çiler gibi çok düzenli ve disiplinliydi. Belki de Çiler gibi oda bize alışma süresindeydi bilmiyorum .Yada kısa süre sonra ayrılacağı için arayı soğuk tutup alışmak istemiyordu. Ahhh Çiler çilekli turtam nasılsa özledim seni bir bilsen.

-"Yarın askerlere küçük bir sınav yapacağım. Haberin olsun. "

" Ne sınavı be çocuk muyuz biz?" diyen iç sesime beşlik çakıp . Komutanıma merak ve şaşkınlıkla baktım.

-"Ne sınavı komutanım"

-"Yarın görürsün , bilmem gerek kısmı biliyorsun zaten "diyip beni resmen eliyle kış kışladı. Tavuk muyum lan ben. Kış kış de birde.

Odadan çıktıktan sonra odama gidip hemen Çiler' i aramaya başladım . Ama telefonu açmıyordu. Hat bir süreden sonra meşgule düşünce tekrar aradım. Asla telefonunu açmamazlık yapmazdı. Kesin birşey olmuştu.

"Saat gecenin biri mal" diyen iç sesime göz devirip tekrar aradım. O telefon açılacak başka yolu yok. Telefon tekrar meşgule düşecek iken duyduğum sesle derin bir nefes koyverdim.

/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/)/

Odaya girmemle telefonumun sesinin kulaklarıma dolması bir oldu. Gecenin birinde kim arardı beni. Ben elime alana kadar kapanan telefona bakma gereği duymadan üstümü değiştirmeye başladım. Saçlarımı taramaya başladığımda tekrar çalan telefona bir bakış atıp yatağıma ilerlemeye başladım.

"Serseri üsteğmen arıyor..."

Can'ın aradığı görünce kapanmak üzere olan telefonu hızla açıp kulağıma dayadım.

-"Alo" diğer taraftan duyduğum derin nefes ile telaşa kapıldığını anladım canım yaa.

-"Nerdesin lan sen" diye kükreyen öküze ben az önce canım demiştim değil mi halt etmişim.

-"Asıl sen nerdesin lan iki gündür. "diye bende bağırınca sesi bir anda kesildi. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp kapattı mı diye baktığımda hala hatta olduğunu görünce bende sesimi normal seviyeye getirip tekrar konuştum.

-"Can iyi misin ? Nerdeydi iki gündür? Ne kadar merak ettim seni haberin var mı senin? Hem-"

-"Bir sus be kızım , sakin ol be ."

-"Bağırma lan bana"

-"Asıl sen bağ-" kendimi yatağa atıp gülmeye başladım.

-"Can biz ne yapıyoruz kardeşim" demem ile onunda gülmesi bir oldu.

-"Tamam sakinim Çiler'im , emin ol bende bilmiyorum. Sevgili arkadaşın ansızın araziye çıkardı bizi o yüzden iki gündür yoktum ."

-"Yaralanan var mı, sen yaralandın mı? Cevap versene oğlum ?"diye nefes almadan ve nefes almasına izin vermesine izin vermeden sorularımı sıraladığım da. Bir süre sessiz kalmayı seçince içime bir korku çöreklendi.

-"Bir kaç sıyrık mühim birşey yok Çiler "

"Ne demek sıyrık. O evlatlar bize emanetti"

-"Ne saçmalıyorsun sen Can. Bir kaç sıyrık ne-"sözümü kesip beni bam teli den vurdu hıyar.

-"Seni özledim abla, hepimiz çok özledik. Laf aramızda arkadaşın pek mendebur suratlı be. Bize kök söktürüyor, iki haftadır. Gel artık. " Bahar' ın onlara kötü davranmayacağını yada eziyet derecesinde içtima yaptırmayacağını bilsem de böyle masum masum kısık sesle bir hoş olmuştum. Bende onları çok özlemiştim.

-"Bende seni ,sizi, oraları herşeyi özledim kardeşim . Şu iki haftada biter göz açıp kapayıncaya kadar inşallah sonra yanınızdayım." Ben nerden bileyim hayatın bizim için planları olduğu. Yoksa böyle emin cümleler kurar mıydım hiç.

-"İyisin değil mi ? Yaralanma falan olması imkansız ama oralarda sen bela mıknatısı gibi bişeysin mübarek"

Bu çocuk beni benden iyi tanıyor arkadaş. Yalan söylesem anlar. Susam öğrenene kadar beni rahat bırakmaz. Geçiştirsem eninde sonunda öğrenecek o zaman başımı daha çok ağrıyor.

-"Eğitim sırasında omuzumdan vuruldum bugün. Önemli bir sorun yok ama. İy-" bu kadar konuşturması mucize zaten.

-"NE DİYORSUN SEN ÇİLER?"

"Ne bağırıyorsun ses telleri ile ip atladığımın çoçuğu"diyen iç sesim ile sen nasıl bir manyak oldun acaba diye düşünmeden edemedim. İç sesim benden de manyak arkadaş.

-"Yorgunum Can benim yatmam lazım, seni seviyorum kardeşim. Allah rahatlık versin" diyip konuşmasına fırsat vermeden telefonu önce yüzüne sonra da tamamen kapattım.

Telefonu açtığımda kesinlikle canımı okuyacaktı. Yarın müsait olduğum bir arada Bahar 'ı aramayı aklıma not ederek yatağımın baş ucunda ki gece lambasını kapatıp başımı yastığa koymam ile uykunun güzel olduğu kadar huzursuz kollarına kendimi bıraktım.

Başımın tepesinden gelen fısır fısır seslerle gözlerimi açamadan yüzüme boşaltılar buz gibi suyla yataktan fırlamam bir oldu. Karşımda bana gülmekten ağrıyan karınlarını tutan ve onların aksine dudağının sadece bir kenarı alayla kıvrılmış duran benim gibi görevli sevgili eğitim hocalarını görmemle öfkenin etrafımı sarması bir oldu.

Diğerleri hala gülerken binbaşı izdanbut arkasını dönüp kapıyı açtı odadan çıkmadan önce hâlâ gülmeye devam eden üçlüye sonra da bana bakıp emir verip gitti.

Hâlâ gülmeye devam eden üçlüyü odanın ortasında bırakıp hızla dolaptan kamuflajlarımı alıp banyoya girdim. Duş alacak vaktim yoktu. Hemen üstümü değiştirip saçımı sıkıca toplayıp geri odaya döndüğümde odada bir adet Ekin ve Çağla yüzbaşı bulunmaktaydı.

-" Hazırsanız çıkalım komutanım. " Aynı rütbede olmamıza rağmen bana karşı olan saygısından dolayı istemsizce Ekin' e karşı bir sempati duymaya başlamıştım.

Aslında güzel kızdı. 24 yaşında kızıl saçları, yeşil gözleri ve beyaz teniyle gerçekten çok güzeldi. Can' a da yakışırdı valla. Ayy ben bunların arasını yapsam mı acaba. Bunu sonra düşünmeye karar vererek ben önde hanımlar arkamda bahçeye doğru ilerlemeye başladık.

Rütbelere göre askerler arka arkaya durmuş yarbay' ın gelmesini bekliyorlardı sanırım. Hızla yerlerinize geçmemiz ile yarbay 'ın da sinirli bir şekilde binadan çıkıp bize yaklaşmaya başlaması bir oldu.

Herkes esas duruşa geçerken yarbay 'ın gözleri hepimizin üstünde dolanıyor sonra sinirle burun kemerini sıkıp derin derin nefes alıyordu.

-"Bordo bereli eğitimi alan askerlere üç yıldır aldıkları çoğunu yeniden bu iki hafta içinde kendi eğitim düzeninizi aksatmadan vereceksiniz. ANLAŞILDI MI ASKER?." sonunda kükremesi ile içim titremişti. Ne olmuştu da böyle sinirliydi bu adam.

-"ANLAŞILDI KOMUTANIM"herkesin eli kaşının üstünde asker selamı verirken emin bir şekilde bağırmıştık.

Yarbay geldiği hızla geri binaya girip kaybolduğun da binbaşı eğitmenler hariç herkesi geri görevlerine göndermişti.

-"YÜZBAŞI POYRAZ askerlerin üç yıldır gördüğü tüm eğitimlerin listesini ve ezberini istiyorum"

"Ezber derken bebek . Niye ezber yani ? " İç sesim yine haklı bir konu üzerine gelip durduğunda kaşlarımı çatıp binbaşı' ya bakmaya başladım. Bir süre sonra hareket etmediğimi fark etmiş olacak ki bana döndü. Çatık kaşlarıyla.

-"Burda durarak yapılan eğitimleri ezbeleyemezsin asker"

"Hadi canım dalga geçiyorsun"iç sesime kıs kıs gülsem de dışım bir beton kadar ifadesiz ve soğuktu eminim.

-"Komutanım pardon da neden ezberliyorum , sözlüye mi kaldıracaksınız beni?" dediğimde arkada ki üçlü yine gülmeye başladı .

-"yarım saatin var asker" diyip yanımdan geçti gitti izdanbut.

'senin gök gözlerini oyar eline veririm oğlum, kimsin lan sen çarkına tükürdüğüm...diye izdanbut'un arkasından saydıran iç sesimi tebrik edip bordoların üç yıllık eğitimleri için açılan dosyayı alıp göz atmaya başladım. Şerefsiz komutanım da olsa yaaa. Yarım saat ne. Kısaca aldıkları eğitimleri listeleyip göz gezdirdim. Hepsini sormaz ise yırtamam kolay olacaktı.

Dosyayı hazırlayıp binbaşının odasına gitmek için iki kat çıkmam gerekiyordu. Merdivenleri yavaş yavaş çıkarken hala vakti zamanında gördüğüm fakat ekstradan eklenen eğitimleri kontrol ediyordum.

Köşeyi dönmemle kapısının önünde bir askere emir veren binbaşı görmem bir oldu. İyi adamdı hoş adamdı ama uyuzdu gıcıktı. Derin bir nefes alıp ilerlemeye başladım. Gözleri bana değince yanında ki askeri gönderip odaya girdi ama kapıyı kapatmadı. Arkasından odaya girip kapıyı kapattım. Dosyayı masaya koyup esas duruşa geçtim. Önüne koyduğum dosyayı açma gereği duymadan koltuğuna oturup gözlerini üstümde dolaştırmaya başladı. Gerilmiştim. Tüm kaslarım ağrımaya başlamıştı artık. Ellerini masanın üstünde birleştirdi önce sonra serserilere özgü olan piç gülüşünü yüzüne yerleştirdi.

'piç gibi gülüyor lan bu' sus be.

-"Dosyada yazan tüm eğitimleri saymaya başla yüzbaşı"...

- Bölümü nasıl buldunuz?
- oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
-yazım yanlışları vs olduysa kusura bakmayın.
Diğer bölümde görüşmek üzere 🤗

Continue Reading

You'll Also Like

549K 20.2K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
4.4M 123K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
1.1M 41.3K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
1.1M 16K 39
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...