false art | styles

By garygoodspeeds

1.8K 294 811

"Sıradan değilsin, dikkat çekmek için doğdun." More

child's portrait
dinner invitation
secret place
sick but cute
clandestine meetings
longing stares

star of the night

477 56 202
By garygoodspeeds

"Hazırsan çıkalım Dorothea." Aşağı kattan seslenen eşime yüksek sesle yanıt verdim. "Beş dakika daha ver bana!" Makyajımın son dokunuşlarını da yaptıktan sonra güzel kokulu, pahalı parfümlerimden birini üstüme bocaladım.

Topuklularımı ayağıma geçirip çantamı elime aldım ve hızlı adımlarla aşağı indim. Düşmemeye dikkat etmiştim. Topuklu ayakkabıyla yürümeyi pek beceremiyordum maalesef. Siktir edin. Giymeyi de sevmezdim zaten.

Sam beni görünce kocaman gülümsedi. Ben de gülümsemeye çalıştım. İsteksiz bir gülümsemeydi. Çünkü eşimin ortağının karısının, bizim için verdiği bu davete onlarca zengin ve havalı insanın geleceğini biliyordum. Onlara tahammülüm olmadığını da.

"Hadi ama. Asma suratını." Elimi tutup beni kendine çekti ve boynumu öptü. "Çok kalmayacağız. Söz veriyorum." Başımı salladım. "En fazla iki saat. Anlaştık mı?"

Onaylarcasına elimi sıktı ve beraber evden çıktık. Arabaya doğru ilerlerken şoförümüze kendisinin kullanacağını, eve gidebileceğini söyledi. Şoför teşekkür ettikten sonra kapımı açtı ve hızlı adımlarla uzaklaştı. Sam arabayı çalıştırıp sürerken güzel bir şarkı açıp mırıldanmaya başladım. O ise yol boyu bir bana, bir de yola bakıp gülümsedi.

"Çok güzelsin." dedi gideceğimiz yere yaklaşırken. "Siyah takımın içindeyken sen de fena gözükmüyorsun." Geldiğimizde mekanın büyüklüğü veya yerdeki kırmızı halı gözüme batmadı. Zaten şatafat sevdiklerini biliyordum.

Sam anahtarı valeye verdikten sonra kapım açıldı ve arabadan indim. Kameramanları bizden uzak tutmaları işime gelmişti ancak hala patlayan flaşlar gözümü acıtıyordu. Kocam, elini belime koydu ve beni içeri yönlendirdi.

Yeterince uzaklaşınca kendime geldim ve üstümü düzelttim. "Bu konu hakkında konuşmalıydım. Kameraları  sevmediğini biliyorum."

Bu kadar düşünceli olması canımı yakıyordu.

"Sorun yok Sam. Onlar böyle seviyorsa, böyle olsun." Karşılanıp bizim için rezerve edilen masaya geçtik. İçerisi henüz kalabalık sayılmazdı. Masadaki kokteyllerden birini elime aldım.

"Bu gece çok içmek yok."

Sam'in görmeyeceği bir şekilde göz devirdim. İçmek istersen içerdim. Ona soracak değildim.

"Sen içmezsin." diye mırıldandım. Bana cevap vermediği için duyup duymadığını anlamadım. Elimdeki kokteylle konukların içeri girişini izledim. Ara sıra çok tanımadığım insanlar gelip bize selam veriyordu. Sam'in şirket dostları falandır herhalde.

Yaklaşık yarım saat geçtikten sonra Sam'in ortaklarını buraya doğru yürürken gördüm. Daha önce onları canlı bir şekilde görmemiştim. Sadece gazetelerden ve magazin programlarından tanıyordum.

Bay ve Bayan Styles'ın kendinden emin güler yüzlü yürüyüşü içimi titretti. Acaba ben de yürürken böyle görünüyor muydum? Yoksa Sam'in gölgesi gibi mi duruyordum?

"İşte geliyorlar." diye fısıldadı Sam kulağıma doğru. İstemsizce gergin hissettim. Karşıma başarılarla dolu iki insan gelince hep böyle hissederdim.

"İşte partimizin yıldız konukları!" Bayan Styles neşeli bir giriş yapınca kendimi gülümsemek için zorladım. "Hoş geldiniz!"

"Hoş bulduk Cassandra." Sam arkadaşıymışçasına konuştu. Bay Styles'la da selamlaştıklarında sıra bana geldi. "Merhaba." dedim yüzümdeki gergin gülümsemeyle.

"Merhaba Dorothea." dedi Cassandra. Aniden bana sarılınca şaşırdım ancak karşılık verdim. Güzel olduğu kadar cana yakındı da.

Geri çekilince Bay Styles elini uzattı. "Tanıştığıma memnun oldum Dorothea." Tokalaşırken hiç olmadığım kadar sıcaklamış hissettim. Yeşil gözleri baştan aşağı beni süzdüğünde elini bırakmak istemedim. Ancak içten gülümseyerek "Ben de memnun oldum Bay Styles." dedim elini bırakırken.

Tanıştığıma memnun oldum Dorothea.

Dorothea.

Başımı iki yana sallayarak eşimin yanına geçtim.

Onlar Cassandra ile iş konuşmaya başlamışlardı bile. Dediklerinden hiçbir şey anlamadım. Anlamak da istemiyordum. Masadaki kokteylimi elime aldım. Bardağı elimde döndürürken çaktırmadan Bay Styles'a baktım. Sam ve eşi ile bir şeyler konuşuyordu.

Onlara katılmak isterdim sanırım. Ama boktan bir şirket hakkında konuştuklarını biliyordum. Bu konu beni aşardı.

Kısık çalan müzik eşliğinde çantamı aldım ve terasa çıkmak için yürüdüm. Sam'e haber vermemiştim ancak nereye gittiğimi tahmin edebilir diye umuyordum.

Asansörle çıktıktan sonra kimsenin burada olmadığını görmek beni memnun etti. Çantamdan rahatça sigaramı çıkardım ve ucunu yaktım. Dumanı içime çekerken gerginliğimin azaldığını hissettim. Demirlere yaslanıp şehrin ışıklarına baktım. Aşağıda hala kameramanlar vardı. Bu sıcak havada beklemelerine üzüldüm.

"İçtiğini bilmiyordum." Bay Styles'ın sesini duyunca arkamı döndüm. Bir anda sesini duymak beni ürkütmüştü. Aynı zamanda konuşmak istemesi beni çok az heycanlandırmıştı.

"Belki beni daha yarım saattir tanıdığınız içindir." Anlamamazlıktan gelerek kaşlarını kaldırdı. "Bu nasıl mümkün olabilir?" Güldüm ve sigarayı uzattım ancak almadı.

"İçmiyorsanız neden buradasınız?" Aptal Dorothea, adam nereye gideceğini sana soracak değildi ya? Onun partisiydi. İstediği yere giderdi.

"Gecenin yıldızı buraya gelince merak ettim." Kaşlarımı kaldırdım. Ardından ekledi. "Sadece şaka yapıyorum. Hava almak için gelmiştim." Sigarayı söndürüp köşedeki çöp kutusuna attım.

Üstündeki siyah takımı ile arkadan bile çok iyi gözüküyordu. Saçlarını fönlettirdiği belliydi ama aynı zamanda doğal duruyordu.

Gecenin yıldızı terasta demirlere yaslanmış yıldızları izliyordu.

Yanına geçip ben de gökyüzüne baktım. "Kaç yaşındasın Dorothea?" Düşünmüş gibi yaptım. "Yirmi üç." Onun kaç yaşında olduğunu bilmiyordum. Sormayacaktım da. "Peki meşguliyetin nedir?"

"Resim yaparım." Çok iyi olduğumu iddia etmiyordum ancak okulunu okumuştum.

"Ressam mısın yani?" Başımı salladım. "Sanırım?" Bana döndü. "Sam ile çok farklı gözüküyorsunuz." Anlamamışçasına baktım. Yarım saattir tanıdığım insan nasıl olur da bu kanıya varırdı?

"Yanlış anlama. Sam'i üç yıldır tanıyorum. Sadece hayatının aşkını daha resmi bir insan hayal ederdim." Resmi? Güldüm. "Ciddi ceo'lar ressamlara aşık olamaz mı yani anlamadım?" dedim şakayla.

Sam otuz altı yaşındaydı. Evet, kimse hayatının aşkını bende bulacağını sanmazdı. Bulmamıştı belki de. Bilemezdik.

"Oluyorlarmış demek ki." dedi omuz silkerken.

"Anlıyorum Bay Styles."

"Bana Harry diyebilirsin."

Harry.

Harry Styles.

"Harry." Gamzeleri çıkana dek gülümsedi. "Dorothea."

---

"Kötü veya güzel olan her şeyin bir bedeli vardır benim güzel Dorothea'm. Ben, seni kazanmamın bedelini seni kaybetmekle ödedim. Şimdi sıra sende."

Harry Styles

Dorothea Rochelle



Merhaba!! Uzun zamandır düşündüğüm kurgumu yayınlayayım dedim. Bölümler çok uzun olmayacak ama sık bölüm atmaya çalışacağım. Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Görüşmek üzere😭💖

Continue Reading

You'll Also Like

25.7K 3.4K 65
Hep aynı yıldıza bakarsan yolunu asla kaybetmezsin...
169K 7K 35
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
39.7K 2.1K 40
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
104K 3K 65
Aşk güzeldir. Onun yanı sıra felakettir. Evet, felaket. En büyük felaket aşk... Baktığın her yönde onun yüzü vardır. Deli olmamak elde değildir. Ama...