child's portrait

249 48 88
                                    

Gözlerimi boynumda gezinen dudaklarla açmıştım. Uykumdan uyandırılmayı sevmediğim için yüzümü buruşturdum.

"Ben çıkıyorum sevgilim." dedikten sonra dudaklarımın üstüne ufak bir öpücük kondurdu Sam.

"Akşam görüşürüz."

"Görüşürüz." O gittikten sonra bir müddet daha yattım. Daha fazla uyuyamayacağımı anladığımda kalktım ve güzelce gerindim. Yataktan kalkıp rutin işlerimi hallettikten sonra evde kimsenin olmamasının rahatlığıyla üstümdekilerle aşağı indim ve kendime kahve yaptım.

Bir şeyler atıştırıp biraz sosyal medyada takıldım.

On gün önceki partiden sonra çok fazla konuşulmuştuk. Bayan Styles bizimle fotoğraf paylaşmıştı ve çok fazla beğeni almıştı. Açıkçası yorumlar biraz kırıcıydı.

Başarı ile oraya gelen insanların yanında sönük kalıyormuşum. Evliliğim olmasa hiçmişim. Hadi ama! Herkes kıçını bir şirketin koltuğuna koyup yönetmek zorunda değil.

Her neyse. Yediklerimi kaldırdıktan sonra biraz hava almak ve bir şeyler çizmek için bahçeye çıktım. Saçımı bileğimdeki tokayla gelişigüzel bağladım ve birkaç saçma hareketle vücudumu esnettim.

Hava çok güzeldi. Açık havada bir şeyler çizmek ciddi anlamda beni gevşetiyordu.

Dün başladığım tuvale doğru yürüdüm. Renkleri ayarladıktan sonra kaldığım yerden devam ettim. Rüyamda gördüğüm erkek çocuğunu çiziyordum. Garipti ancak yüzünü en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordum. Bana birini anımsatıyordu. Her neyse.

Çocuğun portresine devam ederken saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Keşke telefonumu yanıma alsaydım. Ya da Sara'yı çağırsaydım. Çünkü şu an kapıyı biri çalmışsa muhtemelen duymamıştım veya duymayacaktım.

O sırada evin bahçeye giden kapısının açıldığını fark ettim. Sam ve Harry'nin buraya yaklaştığını gördüm. Siktir, bok gibi görünüyorum.

"Dorothea? Neden telefonuna bakmıyorsun?" Sam direkt azarlamaya başladığında yanımızda Harry olmasından dolayı biraz sinirlendim.

"Yukarıda kalmış." diye kısa bir açıklama yaptım. Kollarımı göğsümde birleştirdim çünkü üzerimde iç çamaşırım yoktu ve bu oldukça rahatsız hissettiriyordu.

"Hoş geldin Harry bu arada." Yüzündeki saçma gülüşle beni incelerken "Hoş buldum." dedi.

Sam yanıma yaklaşıp çizdiğim şeyi inceledi. Ardından bana dönüp baş parmağıyla yanağımı okşadı. "Bir dahakine telefonunu yanına alırsan sevinirim." Başımı salladım.

Tüm bu süreçte Harry gözlerini bizden ayırmamıştı. Sonra da gelip çizdiğim şeyi incelemişti. "Bu işte gerçekten iyisin, değil mi?"

Ağzımı açıp cevap vereceğim sırada benim yerime Sam konuştu. "Hala öğreniyor."

Yüzüm düştü. Neden sadece siktiğimin arkadaşına beni övmüyordu ki?

"Müsait olduğun bir gün diğer eserlerini de görmek isterim." Bu sefer Sam'in konuşmasına izin vermeden direkt "Olur." dedim.

"Artık gitsek iyi olur Harry. Yoksa toplantıyı kaçıracağız. Sen de temizlen Dorothea." Harry başını salladı. Sam dudağıma öpücük bıraktıktan sonra "Görüşürüz." deyip gittiler.

Pekala, bu garipti ve oldukça keyif kaçırıcıydı. Boyaları kaldırıp eve geçtim. Üst kata çıkıp odaya, ardından da duşa girdim. Uzun bir duştan sonraysa üstüme düzgün bir şeyler giydim ve akşam yemeği yapması için Sara'yı aradım. On dakikaya geleceğini söylemişti.

Normalde yemek yapardım ancak şu an Sam için yemek yapabilecek motivasyona sahip değildim.

Salona geçip televizyonu açtım. Haber kanallarında oyalanarak vakit geçirmeye çalıştım. Sara dediği gibi on dakika sonra geldi. Özel olarak istediğim bir şey olup olmadığını sorunca Sam'in sevdiği yemeklerden birini söyledim.

O mutfağa geçerken ben televizyonu karıştırmaya devam ettim. Bir süre sonra uykuya dalmıştım. Beni uyandıran şey ise Sam'in beni dürtmesi olmuştu. Ev karanlıktı. Sadece baş ucumdaki abajur aydınlatıyordu olduğumuz yeri.

"Kaç saattir yatıyorsun sen? Gece uyuyamayacaksın." dedi alnıma bir öpücük kondururken. Dediklerini takmayıp "Ne zaman geldin?" dedim.

"Çok olmadı."

Salonun öbür ucundaki kurulu masaya baktım. Sara halletmiş olmalıydı. "Sara nerede? Gitmiş mi?" Yerimden doğruldum. "Ben yolladım." Başımı salladım.

Ortam nedensizce gergin gibiydi. Rahatsız hissediyordum.

"Aç mısın?" dedim masaya doğru ilerlerken. "Şirkette yedim." Arkamdan gelen adımlarını hissettim. Kollarını belime sarıp vücudunu bana yasladı.

"Bir daha bahçeye o şekilde çıkma." Bir elini belimden çekip saçlarımı bir yanda topladı ve parmaklarını boynumda gezdirdi. Sert bir şekilde yutkunmakla yetindim.

"Ben...geleceğinizi bilmiyordum."

"Telefonun yanında olsaydı bilirdin." Boynuna öpücükler bırakırken tepkisiz kaldım. "O kadar güzelsin ki Dorothea, canım yanıyor." Beni kendine çevirdi ve yüzümü inceledi. Her nedense gözlerim yanıyordu.

"Sam.."

Arkamızdaki koltuğa ilerleyip o işini bitirene kadar başka bir şey söylemedim. Duş almaya gittiğindeyse ağladım. Onu sevmeyi istedim ama en çok geçmişe dönüp onunla evlenmemeyi istedim.

Bir sene beş ay. Bu kadar süre insanın pişman olmasına yetiyordu.

Beni düşüncelerimden ayıran şey Sam'in telefon sesi oldu. İlk başta duymamalıktan gelsem de çalmaya devam edince kimin aradığına baktım. Harry Styles.

Açsa mıydım? Sam kızar mıydı acaba? Siktir edip açtım.

"Harry?"

"Dorothea?"

"Şey...Sam duşta. Çıktığında seni aramasını söylerim."

"Söylersen sevinirim."

Ne diyeceğimi bilemedim.

"Bu arada bugün için kusura bakma. Uygun olmayan bir zamanda geldik. Yine de çalışmanı görmek güzeldi." Görmese bile gülümsedim.

"Sorun yok ve teşekkürler. Beğenmen beni mutlu etti."

"Çok güzel bir çocuktu. Tanıdığın biri mi?"

"Hayır. Ya da bilmiyorum, belki daha önce görmüşümdür ama hatırlamıyorumdur."

"Anlıyorum."

Bir süre sessiz kaldık. Sessizliği ben bozdum.

"Ben Sam'e aradığını iletirim Harry. İyi akşamlar."

"İyi akşamlar Dorothea."

Telefonu kapatıp geri yerine koydum. Yere saçılmış kıyafetlerimi üstüme geçirip masayı topladım. Toplarken bir şeyler atıştırmıştım.

O sırada Sam aşağı indi.

"Harry aradı seni."

"Açtın mı?" Başımı salladım. "Ne diyor?"

"Bana, sana diyeceği şeyle ilgili bir şey söylemedi." Telefonunu alıp bahçeye çıktı. Ben ise odama gittim. Üstümü değiştirip telefonumu elime aldım.

Sosyal medyaya girip arama yerine Harry Styles yazdım. Çok fazla fotoğrafı yoktu. Tek başına ve karısıyla çekildiği fotoğraflara baktım. Güzellerdi ama tek başına daha güzeldi.

Daha fazla bakmayıp hesabından çıktım. Kapattığım esnada tanımadığım bir numaradan mesaj geldi.

+446373...: Eserlerinle ilgilenmeyi çok isterim. İyi geceler Dorothea. -Harry Styles

Merhabalaar, yazdığım bölümü hemen atayım dedim, malum vizeler başlıyor iki hafta falan zor yazarım :(

sınır 30+ oy

false art | styles Where stories live. Discover now