Yaşıyoruz İnadına | GAY

Od TwoFacedHearts

2.1M 120K 76.5K

🔞/ Argo, cinsellik içerir "Bazen yanlış tren seni doğru istasyona götürür. " ➷Eşcinsel karakterlerin olduğu... Více

I.
II.
III.
IV.
V.
VI.
VII.
VIII.
IX.
X.
XI.
XII.
XIII.
XIV.
XV.
XVI.
XVII.
XVIII.
XIX.
XX.
XXI.
XXIII.
XXIV.
XXV.
XXVI.
XXVII.
XXVIII.
XXIX.
XXX.
XXXI.
XXXII.
XXXIII.
XXXIV.
XXXV.
XXXVI.
XXXVII.
XXXVIII.
XXXIX.
XL.
XLI.
XLII.
XLIII.
XLIV.
XLV.
XLVI.
DUYURU (kerem ve umut)
XLVII.
XLVIII.
XLIX.
PİS ADAM WATTY
L.
LI.
LII.
LIII.
LIV.
LV.
LVI.
LVII.
LVIII.
LVIV.
LX
LXI.
LXII.
LXIII.
LXIV.
LXV.
LXVI.
LXVII.
LXVIII.
LXIV.
LXV.
FİNAL 1.1
FİNAL1.2

XXII.

39.2K 2K 1.2K
Od TwoFacedHearts


İçime en sinmeyen bölüm oldu galiba kısa olmasın diye uğraştım o yüzden mi acaba ahshshsh iyi okumalar 💜

*Jin- epiphany bana çok iyi gelen bir şarkı. Kendimi kötü hissettiğimde dinlerim ve size de tavsiye ederim. Sözleri sizi motive ediyor ✌

(DÜZENLENDİ.)

"Albümlere mi bakıyorsun? "

Umut irkilerek bana dönerken gülümsedim. Yatağa oturup baktığı resimleri elime aldım.

"Bebekken ayrı bir tatlıydı. "

"Bana göre sen onun için baba gibisin. "

Umut iç çekerek arkasına yaslandı. Bir hafta olacaktı ve Işık neredeyse hiç yüzüne bakmamıştı. Aralarını nasıl düzelteceğim hakkında bir fikrim yoktu.

"Bana düşkün olması seni sevmediği anlamına gelmiyor. Biliyorsun değil mi? "

"Bok ettim her şeyi. "

Dolu gözleriyle konuşurken bütün pişmanlığını gözler önüne seriyordu.

"Çocuklar kolay unutmaz ama o seni sevmese bu kadar içerlenmezdi biliyorsun. Gönlünü alman için sana yardım etmeyeceğim. Çünkü bu sefer abarttın. Bir dahakine, eğer bana sinirliysen, sinirini benden çıkar. Etrafına zarar verme. Anlaşıldı mı? "

Kafasını salladı sadece. Diyecek çok şeyi var gibi duruyordu. Zorlamayı sevmezdim. O yüzden yanından kalkıp sakince kapıya yürüdüm. Beklenti dolu sesi kulaklarıma dolduğunda yutkundum:

"Gerçekten söyleyeceğin bir şeyin yok mu? "

Yüzümü ondan tarafa çevirip patlamaya hazır duruşuna baktım. Bir şeyler biliyordu. Artık emindim.

"Hayır yok. "

Yarım yamalak güldü.

"Pekâlâ."

Kahverengi saçlarını geriye yatırıp, yorganı üzerine çekti. Sırtını dönüp yatarken derin bir of çektim. Işık'ın odasına gidip açılan üzerini örtüp, yastığını düzelttim. Cebimde titreyen telefonu çıkartığımda Şükrünün aradığını gördüm. Saat gece yarısını çoktan geçmişken aramasına şaşırmıştım.

"Onur...sizin oradaki parka gelebilir misin? "

"Kötü bir şey mi oldu? Korkutma beni bu saatte."

"Yok oğlum ya.Bir bok yedim uyuyamıyorum. "

" Üzerine yine bir şey almadın dimi? "

"Açıkcası götüm donuyor. "

"Bir kerede şaşırt beni. Bekle geliyorum. "

"Cansın."

Üzerime montumu giydim. Beremi kafamdan geçerirken onun içinde kalın bir hırka ve atkı almıştım. Anahtarımı ve telefonumu da alıp evden çıktım. Yakın olan parka gelmem beş dakikamı almıştı. Ve gördüğüm manzara beni şaşırmamıştı. Gecenin soğuğunda kıçını bile yere koyamamış dolanıp duruyordu. Yanına yaklaştım. Beni gördüğünde dudaklarını büzdü. Atkıyı boynuna atarken hırkayı da suratına attım.

"Mert nasıl saldı seni böyle acaba. "

Verdiklerimi giyerken konuştu:

"Eve gelmedi. "

"Nasıl? Mert mi? "

Mert eve bir kere gelmemezlik yapmamış adamdı. Garip bir şekilde yaşadıkları o eve çok bağlıydı. Soğuk banka oturduğumuz da titredim. O da titrek bir nefes aldı.

"Söyledim."

"Neyi söyledin? "

"Onur,onu sevdiğimi söyledim. "

Ağzım beş karış ona bakarken gözünden bir yaş aktı. İyi gözükmüyordu.

"Başından anlat."

"Sürekli neyim olduğunu sorup duruyordu. Ben gözüne gözükmedikçe, gözünü daha çok üzerimde tutar oldu. Ben zaten ona dokunmamak için kendimi yiyip bitiriyorken sürekli burnumun dibine girip durdu. Dün akşam da aynısını yaptı. Bende açtım ağzımı yumdum gözümü. "

"Ne yaptın? "

"Of beni bu kadar iyi tanıma be çocuk."

"Söyle."

"Öptüm."

"ÖPTÜN MÜ? "

Kafasını salladı. Pişman gibi durmuyordu.

"Öptüm. Garip olan karşılık vermesiydi. Tanıdığım Mert o an yüzüme yumruğu geçirirdi. Tahminimce önceden anladı ona karşı bir şeyler hissettiğimi. "

"Anlamış olsa bile öpmene müsaade edecek bir adam değil. "

"Pişman oldu galiba. Kalktığımda evde yoktu, bütün gün telefonu kapalıydı. Eve de gelmedi. "

Hıçkırıkları artarken konuşmaya devam etti:

"Çok seviyorum Onur. Çocukluk aşkımdı. Büyüyünce hafifler bu duygu sandım. Giderek daha çok arttı. Onu kaybetmemek için yanında arkadaşıymış gibi durabildim. Keşke bozmasaydım. Gerizekalıyım. "

Onu kendime çekip, sıkıca sarıldım. Yıllardır tahmin ettiğimin gerçek olması, onun canının bu kadar yanıyor oluşu benimde canımı yakmıştı.

"Boşver. İyi ki söyledin. Kendini düşünmenin zamanı gelmişti. Mert seni yarı yolda bırakmaz. Böyle gitmez. Ona zaman ver. Her şey düzelecek. "

"Ya bir daha göremezsem onu? Hayal kırıklığına uğrattım."

"Arkadaş olarak olsa dahi onun için değerlisin. O da seni kaybetmek istemez. Yüzleşmeniz iyi oldu. Kavga etmemek için gelmemiştir eve. "

Tam o anda çalan telefonu cebimden çıkartıp aldım.

"Mert arıyor. "

Gözlerinin içi parlarken açmam için bekledi.

"Efendim."

"Uyuyor muydun? "

"Yok hayır. Bir şey mi oldu? "

"Hiç Şükrüyle konuşmamışsın gibi soruyorsun ya... "

"Herkes müneccim boku falan mı yiyor? Konuşmadan anlaşıyoruz. "

"Ona söyle endişelenmesin. Kavga etmemek için uzaklaştım. Sindirmem gerekiyor bazı şeyleri. "

"Bütün gün çok kötüydü. "

"Çok ağladı mı? "

"Ağladı."

Sessiz kaldı. Anıl gibi olmadıktan sonra karşı tarafa da saygı duyuyordum. Eğer Mert bu işin sonunda arkadaştan öteye gidemezse onu suçlamazdım.

"Yüzleşebilecek gibi hissetmiyorum. İlk defa bir şeyden bu denli korkuyorum. Onu kaybedersem yaşayamam. "

Konuşmaları duyan Şükrü, ağlamasını durdurmak için elini yüzüne kapattı.

"İstediğin zaman olsun. Yanlış kararlar vermediğinden emin ol. "

Telefonu kapattıktan bir süre sonrasına kadar daha Şükrüyle oturup dertleştik. Parmak uçlarım artık uyuşmaya başlarken sarılıp veda ettik. Eve doğru giderken bu gece telefonum üçüncü kez çaldı. Bu sefer gördüğüm isim kalbimin hızını değiştirmişti. Cevaplayıp konuşmasını bekledim:

"Gecenin köründe, elin adamıyla dışarıda ne işin var? "

Sorguya mı çekiyordu beni? Ne amaçla yaptığı çok açık olsa da umut radarlarım açılmıştı yine.

"Elin adamı dediğin kaç yıllık dostum Bars. "

"Benim içim hâlâ elin adamı Onur. Ne konuştunuz? "

"Hani artık benden şüphelenmiyordun. Yalancı. "

"Şüphelendiğimden değil. "

"Neyden? "

Sessiz kaldı. Sessiz kalışına umutlanmam kalbimin kulaklarımda atışından daha kötüydü. Evimin olduğu sokağa girdiğimde konuştu:

"Siktir et...Bere yakışmış. "

Şaşırarak etrafıma bakındım. Evin az ilerisindeki arabasını görmüştüm.

"Ne işin var burada? "

"Yolumun üstüydü desem inanacak mısın? "

Güldüm. O da gülerken evi es geçip arabasına yürüdüm. Kapıyı açtığımda gözlerine bakmamı engelleyen tek şey de ortadan kalkmıştı. Sıcak arabaya kendimi bıraktığımda ne kadar üşümüş olduğumu farkına varmıştım. Bana bakan yüzüne döndüm. Uykulu gözüküyordu.

"Dışarıya çıktığımı nereden öğrendin?"

Burnunun ucuna dokunurken bu refleksi neden yaptığını düşündüm.

"Adamlarım söyledi. "

"Cidden mi? Önceki gün ateşkes yaratan cümleler kurup ertesi gün böyle mi geliyorsun karşıma!? "

Muhtemelen mora çalan dudaklarıma bakıp sırıttı.

"Bana bağırmana sinirlenmek istiyorum ama şu bereyle hiç mümkün değil. "

Ellerini yanaklarıma koyup iki yana salladı kafamı.

Dudağıma bir öpücük kondururken bayılmamak için ekstra çabalar sarf ediyordum.

"İlk tanıdığım adamla aynı kişi misin?"

Kaşlarını çattı. Evet aynı kişiydi. Bu bakışlar bir başkasında olamazdı.

"O ne demek? "

"Düşmanın olmak çok yorucu. İki insan gibi anlaşınca daha huzurlu. "

Gözlerimin içine bakmaya devam etti. Dudaklarıma eğileceği sırada kafamı geri çektim. Kalbim bana bir şeyleri bu kadar net anlatırken kendimi ona sunmak istemiyordum. Bu aptal duygu benim korkumdu. Sinirlenmedi ama reddedilmenin verdiği bir afallama vardı yüzünde. Sanki benim gibi onun da aklı karışmış gibiydi.

"Imm...yorgun olmalısın. Gitsem iyi olur. "

"Git."

Yüzüne son kez bakıp indim arabadan. Eve girene kadar orada durdu. Eve girip kendimi banyoya attım. Küveti sıcak suyla doldurup içine girdiğimde aklımda tek cümle dönüyordu:

"Galiba ondan hoşlanmaya başlıyorum. "


**


"Bütün gece otuz bir çekip uykusuz mu kaldın minik şey? "

"İğrençsin. Sadece uyuyamadım. "

"İltifat sayıyorum. "

Şükrü eline aldığı tepsiyle siparişleri alırken ben de saati kontrol ettim. Prestij'e gitmek istemiyordum. Depresyona girmiş gibi hissediyordum. Kendime itiraf ettiğimden beri çok şey değişmişti. Yani yaklaşık 12 saattir falan değişmişti.

"Bakar mısınız? "

"Ha? Buyrun? "

"Kaç defadır sesleniyorum. "

Karşımda kırmızı kabanlı bir kız duruyordu.

"Çok pardon duymamışım. Ne istemiştiniz? "

"Seni."

Dediğiyle aramızda bir kaç saniye soğuk rüzgarlar esti. Ne demişti o?

"Ah şöyle vereyim. "

Elime bir kartvizit tıkıştırdı.

"Ben Pastel Ajansın genel menejeri Gül Yıldız. Acaba bizimle manken olarak çalışmayı düşünür müsün? "

Parmağımı kendime döndürüp ben mi, işareti yaptım. O sırada elimden kart çekildi. Şükrü karta benden hevesli bakıyordu.

"Yüzün çok güzel. Fiziğin de çok zarif. Araçtırabilirsin güvenilir bir şirketiz."

Ben reddedeceğim sırada Şükrü lafa girdi hevesle:

"Teşekkürler biz sizi arayacağız. "

Kız mesajı alıp gülerek yoluna devam etti. Şükrü beni kendine çevirip alnıma bir öpücük kondurdu.

"Bu günün geleceğini biliyordum. Sen Onur Karam, sonunda KEŞFEDİLDİN."

Kafasına bir tane geçirdim kendine gelmesi için.

"Kafandan ne geçiyorsa hemen at o düşünceyi. "

"Oğlum zengin olacaksın. Köşeyi döneceksin işte kaçırma bu fırsatı! "

"Şükrü, siktir git depresyonunu yaşa!"

Dudak büküp kartviziti montumun cebine koydu. Kesinlikle öyle toplarda işim olmazdı. Kadının dedikleri aklıma düştü. Yüzün güzel ,fiziğin zarif demişti. Acaba Bars da böyle düşünüyor muydu? Acaba o benim hakkımda düşünüyor muydu?

**
Hayatımda hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyordum. Sığınağın kapısından girip tanımadığım bir kızı Bars'a sarılırken gördüğüm andan beri kan akışımın hızlandığını hissediyordum. Kıskançlık etmem için çok erkendi biliyordum ama bunu saf salak bünyeme anlatmak pek mümkün değildi. Yüzü bana dönük olan Bars beni gördüğü an kızı kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Kız bırakmazken ayaklarım istem dışı yanlarına ilerledi.

"Bölüyorum ama çekilir misin artık!?"

Kız yüzünü dönerken moralim daha çok bozuldu. Baya güzeldi. Çok güzeldi.

"Sen de kimsin? "

'Azrailin' diyip kekolaşmak isterdim eğer Bars bana sus bakışları atmasaydı.

"Onur ben... Burada çalışıyorum. Siz nesi oluyorsunuz Barsın?"

Kız bakır saçlarını savurup havalı bir gülüş attı.

"Selin ben... Bars'ın nişanlısıyım. "

"NİŞANLISI MI?"

Sinirden kafamdan dumanlar çıktığına eminken Bars'ın sinirli sesi araya girdi:

"Kes saçmalamayı. Sana söyledim. Canını yakmadan çık git. "

"Yeliz Hanım her şeyi planlıyor bebeğim."

Bars'a bakarak güldüm. Sinirlerim bozulmuştu.

"Bebeğim..."

Mırıldanmamı duymuştu. Kıskandığımı anladığı için mi sırıtıyordu bilmiyordum ama şu an onu görmek istemiyordum.

"Hadi ama sırf görücü randevuya gelmedin diye buraya kadar gelmek zorunda kaldım. O kadın tam bir cadı. Benim de başımı yakacak. En azından göstermelik bir fotoğrafımız olsaydı. "

"Kendin mi gidersin güvenlik mi çağırayım? "

"BEN ÇAĞIRIRIM! "

Ani bağırışıma kız irkilirken Bars gülmesini saklamaya çalışmadı bile.

"Garipsiniz... "

Bars'a yaklaşıp dudağına kısa bir öpücük kondurduğunda şokla bakakaldım. Kız gülerek çıkıp giderken ben sinirden alev atıyordum. Bars'a baktığımda yüzünün bembeyaz olduğunu gördüm. Bir anda atan rengiyle telaşlanıp yanına ilerkeyeceğim sırada elini kaldırıp durdurdu.

"Bars..."

Ağzını tutup banyoya ilerlediğinde hızla peşinden gittim. Endişeden gözlerim dolmuştu. Lavaboya eğilip kusmaya başladığında alnından tutup yardımcı oldum. Sırtına destek oldum. Kusması bitsede defalarca öğürmesi kalbimin korkuyla kasılmasına neden oldu. Kendini toparlayıp doğrulduğunda musluğu açıp yüzüne su vurdum.

"İyi misin? "

Kafasını salladı ama gözlerini açmamıştı. Destek olarak onu koltuğa kadar götürdüm. Yüzü yeni yeni kendine geliyordu. Gözlerini aralayıp direkt dibinde olan bana baktı.

"Bir şeyim yok endişelenme."

"Nasıl endişelenmem?Birden..."

"Çalışma masamın üzerinde hap kutusu var onu getirir misin? "

Dediğini yapıp su ile birlikte ilaçları ona verdim. O içerken, ben onu izliyordum.

"Öptü diye mi oldu böyle? "

Kafasını salladı ağırca. Bu durum onun da hoşuna gitmiyordu.

"Bu kadar ciddi olacağını düşünmemiştim. "

"Ben de senin kıskanç biri olduğunu hiç düşünmemiştim. "

"KISKANMADIM."

Güldü ama kısa sürdü.

"Sadece bende böyle olmaman çok garip. "

"Benim için mucizesin. "

Sesli dile getirmeyi kendisi de beklemiyor olacak ki sonrasında gözlerini kaçırmıştı. Elimi kendime yelpaze yaparken kapı açıldı. İçeriye telaşla giren Kerem'e baktık.

"Bars, bir baksanıza. "

İkimize hitaben konuşmasına şaşırdım. Genelde beni görmezdi. Onun ardından bara yürüdük. Yaklaştıkça artık bağırış sesleri kulağıma yabancı gelmiyordu. Nitekim ortalığı birbirine katan Yasemini görmek sıçtığımı sıvadığımı gözüme sokuyordu. Arkasındaki Umutla göz göze geldiğimde başını olumsuz anlamda iki yana salladı.Elçinin sesini duydum.

"Yasemin bir dinle-"

"ÇEK ELİNİ! "

Koşarak yanlarına gittim. Beni gördüğü gibi bu sefer sinirini bana yöneltti.

"Sen ne haltlar karıştırıyorsun? Duyduklarım doğru mu? "

Bars arkamda hissederken gelen korumalara mekanı boşatmasını söylüyordu.

"Yasemin..."

"Ne Yasemin ne!? Sahipsiz mi sandınız siz Onur'u? Sen nasıl seni hastanelik yapan bir adamla burada olursun?"

Nereden öğrendiğini bilmiyordum ama arkasında Umut'un olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Sakin ol....anlatacağım ilk önce sakinleş. "

Öfkeyle 'hah'ladı. Bars'a baktığımda çenesinin kasıldığını gördüm. Ne düşünüyordu?

"Abi sana sordum. Sen yalan söyleyemezsin. Sakladığın bir şeyler olduğu çok açıktı. Mert abi öğrense ne olurdu hiç düşündün mü? "

Bars sinirle ona adım atacakken önüne geçtim. Gözlerine bakıp kafamı hayır anlamında salladım. Ona bir şey yaparsa bütün ilerlediğimiz yolu mahvederdi. Bu onun haddi değildi.Mekan boşalırken Elçin bugünün sözcüsü olarak lafa girdi:

"Oturalım. Öyle konuşalım. Sarp sende sakinleş. "

Keremin yanında gördüğüm çocuk bana öfkeli bakışlar atıyordu. İkizi olduğunu biliyordum. Hepimiz bir masaya oturduk. Bars sigarasını yakarken gözü bendeydi. İlk günkü siniri hissediyordum. Kendime ondan hoşlandığımı itiraf ettikten sonra bu bakışlar canımı daha çok yakmaya başlamıştı.

"Onur bana neler olduğunu anlat. Hemen. "

Barsın tehditleri kafamda dönerken gözlerim doldu. Benim gerginliğimin aksine o rahatça kafasını salladı. Cidden bana güveniyor muydu yoksa aklında bir plan mı vardı?

"Önce ne öğrendiğini söyle bana. "

Yasemin başını ovuşturdu. Bana bile ilk defa bu kadar sinirliydi.

"Senin nasıl dayak yediğini, bir piç(!)olduğunu, Bars olmasa çoktan ölmüş olacağını duydum Onur. Bunları duymak nasıl hissettirdi bana biliyor musun? "

Ağlamaya başlamasıyla benim de gözümden bir yaş aktı.

"Ben seni gözümden sakınırken bunlar gelmiş canını yakıyor. Nasıl sakin kalırım? "

"Haklı sebepleri vardı. "

Hayretle baktı.

"Haklı sebepleri mi vardı? SEN İYİ MİSİN ONUR!?"

"Bağırıp durma ona. "

Barsın sakin ama keskin sesi yankılandı.

"Söylemesini ben engelledim bir derdin varsa bana konuş. "

Arkadaşları da dahil hepimiz beni savunmasına şaşırırken Yasemin korkusuzca konuştu:

"Gerekirse sıra sana da gelir. Arkadaşımla konuşuyorum. Sana sormayacağım. "

Bars sinirle masaya vurdu. Kerem omzuna dokunup 'sakin ol' tarzı şeyler söylerken lafa girdim:

"Üsküdar'da bulduğum bir iş vardı.Hani hep söylediğim. Orası aslında bana yazılım değil hackerlık yaptırmış. Girdiğim her kod Barsın hastanesinden birinin canına mâl olmuş. "

Anlattığım şeyleri şokla dinledi.

"Onlardan biri de Elçin ve Sarp'ın babaannesiydi... "

Adamların elinden kaçmam, Hakan'ı bıçaklamam ve Bars'ın bu yüzden olan öfkesini anlatırken sadece Işıkla olan tehditlerini ve şu anki ilişkimizi atlamıştım. Bunlar benim için ulu orta söyleyemeyeceğim şeylerdi.

"Hatamın farkında olduğum için kendim kalmak istedim. Kalıp sistemi tekrar kendine getirmek istedim. "

Uzun bir süre yorum yapmadı. Umut başından beri sessizliğini koruyorken beni dinledikten sonra konuşma ihtiyacı hissetmiş olmalıydı:

"Oluşan can kayıpları için üzgünüm. Ama benim abim bunları bilerek yapacak bir insan değil. Ben o gün hastaneye nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Trafik kazası mı? Canımdan can gitti o gece. Ne olacak bilmiyorum ama abimin canını daha fazla yakmanıza izin vermeyeceğim."

Bars, Umut'u sakinlikle dinledi. Ben ağlamamaya çalışmaktan konuşamazken benim yerime o konuştu:

"Bulunduğum yerde yediğim kazıkları tatlı dille çözemezsin. Neden biliyor musun?"

"... "

"Ölürsün. Eğer ki onlar gibi kumar oynamazsan kimse gözünün yaşına bakmaz bu mecrada. Güven kavramı yoktur bu mekanlarda. Onur'u ilk tanıdığım zamanla şu an arasında farklar var. Onu tanımaya başladık hepimiz. Yani canı daha fazla yanmayacak. Ama bu kadar. Onu buradan alamazsınız. O burada kalacak. "

İtiraz kabul etmeyen tavrı ve otoritesi Yasemini ikilemde bıraktı. Bars'ın şu an onlara karşı hiç bir güç kullanmadığının farkındaydım.

"Şaka gibisiniz! "

Bars son kez bana bakıp sığınağa doğru gitti. Onun ardından gitme istediğimi bastırıp çıkışa doğru ilerleyen ikilinin ardından baktım.

"Onlarla git. Bars şu an çok sinirlidir. Sana patlar. "

Elçinin kafamla onaylarken gittiği yerden hızlı adımlarla geri dönen Bars ile korkuyla ayağa kalktım. Hedefi direkt bendeyken biliğimi tutup beni koridora doğru çekiştirdi. Galiba dayak yiyecektim. Bizi personel odasına soktu. Gözlerimi kapatıp gelecek darbeyi beklerken bana sarılan bedenin ağırlığı gözlerini açmama sebep oldu.


Sarılışına karşılık verdiğimde boynuma doğru derin nefesler bıraktı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Elinin titreyişine şahit oldum.

"Bağırmak istiyorsan bağır."

Kafasını iki yana sallayıp boynuma daha çok sokuldu. Dudaklarını sürterken gözlerimi kırpıştırdım. Benden ayrılıp kızarmış gözlerini kaçırdı.

"Git."

"İyi misin? "

Onaylandı. İçim el vermeyerek oradan ayrıldığımda onu bu denli sarsanın ne olduğunu merak ediyordum.

Atıp atmamak arasında büyük arada kaldım silip tekrar yazasım falan var öyle içime sinmedi ki sjdjsjjd artık siz söyleyin olmasıyda diğer bölüm daha fazla özen gösteririm 💜 Mutlu kalınn 😻

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

5.5K 216 6
Aradan 1 sene geçmiş... Poyraz istediğini almış, şampiyon olmuş. Batuhan kariyerinde iyi bir basamak atlamış, yeni sezonda reyting rekorları kıran bi...
275K 28.8K 14
[TAMAMLANDI] Tımarhane konulu bir kurgudur...
8.2K 364 33
Beğendiğim dizi ve filmleri öneriyorum.
1M 59.9K 58
Yüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan