KIRMIZI ODA

By yazarlola

131K 7.3K 4.7K

*Laris adında bir kız tesadüf sonucu yanlış girdiği linkle oyuna benzeyen bir siteye girer. Normal bir oyunda... More

Oyun
Parti
Kırmızı Oda
Karanlık
Kutu
Kesit
Avcına "Merhaba"de!
Bir Yere Mi Gidiyorsun?
Siyah Atlı Kahraman
Gerçeklik Algısı
Okula Dönüş
Veliaht
Beni özledin mi?
Kırmızı Not
00.00
İddia
Kumsal
Kaos
Azrail
Fırtına Öncesi Sessizlik
Birilerinin Canı Fena Yanacak
Sipariş
Siz tanışıyor musunuz?
Şef
Elektrik Kesintisi
Kaza
Süperwoman
Yeni Yıl Kutlaması
Dilek
Yangın Alarmı
Davetsiz Misafir
Ajan

Çarpışma

1.8K 165 93
By yazarlola

Bölüm sonu yazısını sonuna kadar okuyun tatlılarım

Uraz'ın teklifiyle onun arkadaş grubu ile takılmak için kumsalda yürüyorduk. Yürürken bir yandan arayıp hala aynı yerde olup olmadıklarını teyit etmek istemişti. Aynı yerde değillerdi ama yakınlardaydılar. Biz de attıkları konuma ilerliyorduk. Konumun bizi getirdiği yer bir karaoke bardı. Şarkı söylemeyi severdim. Burayı da bu sebeple  şimdiden sevmiştim. Beraber içeri girdiğimizde ben Uraz'ın bir adım gerisinde yürüyerek onu takip ediyorken kolunu belime dolayıp beni yanından yürüterek yürüyüşümüze de yön verdi. Gülümsiyerek baktıktan sonra arkadaşlarını görmesiyle sol elini kaldırıp selam verdi. Birkaç adımda yanlarına varmıştık.

"Hey çocuklar sizi yeni arkadaşımla tanıştırıyım."diyerek beni gösterdi.

"Laris." dedim hepsine hitaben. Uraz'la beraber toplam 4 erkek ve 3 kızdan oluşan bir gruptu. Hepsiyle kısaca selamlaşmanın ardından herkes kendi halinde takılmaya geri dönmüştü.

"Sevdin mi bakalım bizimkileri?" Uraz bana doğru eğilmişti. Ortamdaki müzik sesinden dolayı biraz da bağırır gibi konuşuyordu.

"Tatlı insanlara benziyorlar." demekle yetindim. Ne de olsa Uraz başta olmak üzere hepsini yeni yeni tanıyordum.

"Şarkı söylemeye ne dersin?" teklifini memnuniyetle kabul etmiştim. Beraber piste çıkmış söyleyeceğimiz şarkıyı seçmeye çalışıyorduk.

Charli XCX - Break The Rules

Seçtiğimiz şarkıyı söylerken enerjik melodisiyle herkes coşmaya başlamıştı. Uraz'ın arkadaşları pistin hemen önünde mükemmel denebilecek derecedeki dans figürleriyle ortamı yakıp kavuruyorlardı. Gerçek anlamda çok iyilerdi.

Söylediğimiz her bir kelimeyi hissederek söylüyorduk:

Electric lights

Blow my mind

But I feel alright

Elektrik ışıkları

Beni kendimden geçir

Ama iyi hissediyorum

 And never stop, it's how we ride

Comin' up until we die

Ve asla durma, bu nasıl bindiğimiz

Ölene kadar ortaya çıkıyor

 You catch my eye

If you wanna fly

I'm so alive

Gözüme çarpıyorsun

Eğer uçmak istiyorsan

Ben çok canlıyım

...

Şarkı bittiğinde nefes nefeseydik. Halimize gülerek pistten indik alkış ve ıslıklar eşliğinde. Elimize içecek bir şeyler alıp fondip yaparcasına diklemiştik. Fazlasıyla efor sarfettiğimiz için bir hayli susamıştık da.

"Cidden mükemmel dans ediyorsunuz." dedim hepsine hitaben.
Hepsi gülümsedi.

"Dünya çapında yarışmalara girmek için çabalıyoruz zaten." Uraz'ın verdiği cevabı destekler niteliğinde onayladıklarında gözlerim irice açıldı.

"Bu tek kelimeyle mükemmel bir şey."

"Millet geç kalıyoruz. Saatin farkında olan var mı?" Zack konuştuğunda herkes saatine bakmıştı.

"Sen de bizimle gelmek ister misin Laris?" diye devam etmişti cümlesine.

"Nereye?" meraklanmıştım.

"Yarışları sever misin?" kurduğu cümleyle gözlerimin parladığına emindin.

"Yarış mı? Yarış pistinin tozunu dumana katarım."

"Baya iddialı ha? Sevdim bunu, hadi gidelim millet."  hep beraber çıkışa yöneldiğimizde Uraz hesabı ödeyerek geriden bizi yakalamıştı. Hepsinin motoru vardı Uraz'ın dışında. Karşımda duran muazzamlığa bakarken ağzım açık kalmıştı. Karşımda bir:

"Chevrolet Camaro 1LE" Marka siyah renk yarış arabası harikası duruyordu.

"Bu bu bu..." cümlemi tamamlayacak doğru kelimeleri bulamıyordum.

"Mükemmel?" gülerek verdiği cevapla yanıt verdim.

"Tam olarak kalıp bulmuş hali."

"Gel hadi binelim. Geç kalıyoruz." ikiletmeden başımla onayladım. İçi de en az dışı kadar muazzamdı. A'dan Z'ye mükemmeldi her bir detayı. Kesinlikle dudak uçuklatan cinslerdendi. Gaza basmasıyla daha da heycanlanırken bu bebeğe hayran olmamak elde değildi. Yarış alanına geldiğimizde neredeyse tüm yarış arabaları yerine geçmişti.

"Bak ne diyeceğim."

"Hı?" dedim, arabayı süzmeye devam ederken.

"Yarışa katılmak ister misin?"

"Ama arabam burada değil."

"Biliyorum. Bu bebekle yarışmak isteyip istemediğini soruyorum zaten?" gözlerim irileşip ona aval aval bakarken, güldü.

"Zaman daralıyor yalnız."

"Sen ciddisin!" omuz silkmekle yetindi.

"Evet."

"Arabadan kısa süreliğine inmeni isteyeceğim o halde. Tozu dumana katmam gereken bir yarış pisti var." Gülerek konuşarak arabadan indi.

"Hay hay." Pencereyi açmış yarış alanına giderken ardımdan bağırdı.

"Bebeğime dikkat et." sevinçle kahkaha atmama engel olamazken aşırı heycanlıydım. Pisteki yerimi alırken bayrağın inmesini heyecanla bekliyordum ve bayrak indiğinde kalbim tekledi. Araba adeta bir çita gibi ileri atıldığında sevinçle bağırdım.

"İşte benim kızım." sahiplenmemek elde değilken direksiyonu daha bir kendimden emin halde kavradım. Tek tek arabaları sollarken en önde ilerleyen arabaya yetişmiştim bile. Zemin adeta su gibi akıp giderken kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyordum. Sanki uçuyordum! Yanımdaki arabanın korna sesini uğultu olarak duysamda ona doğru bakmadan edememiştim. Bakışlarımız kesiştiğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü adeta.

 
"Raporun falan var, değil mi?" dediğini anın verdiği etkiyle tam olarak kavrayamazken sorusuna soruyla karşılık verdim.

"Ne raporu?" yüzündeki alaylı gülümseyiş mümkünmüş gibi daha da genişlerken konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

"Deli raporu."

Geçmiş tüm çıplaklığıyla şimşek etkisiyle beynimde canlanırken ne hissedeceğimi bilemiyordum.

"Şuan adını bile bilmediğin bir kızı evine mi götürüyorsun bana mı öyle geliyor?" dedim gülerken.

"Evet tam olarak öyle yapıyorum. Ve tam da az önce kendisinin adını bile bilmediği bir erkeğe eve gitme fikrini yönelttiği gibi."elimi tutan eline bakarken cevap vermek yerine sırıttım.

Yaptığımız yarış ve ardından onu avcuma alışım. En tehlikeli görevimdi o.

"Bir yere mi gidiyorsun?"

Ona yakalanışım ve Arez'in beni kurtarışı.

Arez...

Yüzündeki sinsi ifadeyi görmemle hızımı arttırmıştım. Nasıl bir şanstı bu? Hem beni kurtaracak biri de yoktu artık!

O yoktu.

O da çok geçmeden hızını yükseltip bana yetiştiğinde direksiyonu bana doğru kırmıştı. Soldan bana vurduğunda sarsılmıştım.

"Lanet olsun." boğuk seslere rağmen kahkasını duyabiliyordum. Asıl onun deli raporuna ihtiyacı vardı!Tekrar aynısını yaptığında son anda daha da gaza yüklenmiş ve kaçınmıştım olası çarpışmadan ama altındaki araba en az benim şu an kullanmakta olduğum araba kadar hızlıydı. Bana yetişmesi hiç uzun sürmüyordu. Anın baskısı yüzünden mantıklı düşünemiyordum.

Ne yapacaktım?

Belikide böyle bir anda yapılacak en son şey olsa da Deniz'i ararken buldum kendimi. Telefonumu çıkardım.

"Siri Deniz'i ara" Telefona uzun süre bakamazdım. Çok hızlı gidiyordum ve bir saniye bile hayatıma maal olabilirdi. Hoparlere alıp açmasını bekledim. Telefon çaldı... Ve çaldı ama açmadı. Açmadı...

Yekta.

"Siri Yekta'yı ara." birisinin beni bu durumdan kurtarmasını istiyordum. Biliyordum bu en aptalca düşünceydi ama düşünemiyordum! Bir darbe daha almamla direksiyonun hakimiyetini kaybetmiştim. Yoldan hızla çıkarken çarpamanın etkisiyle gözlerimi sıkıca yummak dışında bir şey yapamamıştım.

Çarpmamla hava yastığının açıldığını hayal meyal hatırlarken bilincimin kapanmasına saniyeler kala son duyduğum cümle:

"Seni kurtaracak bir Arez'in de yok artık sevgili Laris."ti.

Merhaba tatlılarımm

15.08.2019' tarihinde "Kırmızı Oda" adlı bu hikayemi yayımlamıştım. Ve bu günlere kadar geldik.

96K okundu. Ve okunmaya da devam ediliyor. Bu muazzam bir şey.

Çok daha güzel günleri ve daha yüksek okunmaları görebileceğimizi biliyorum. Her birinizi seviyorum

İyi ki varsınız ve benimlesinizBir sonra ki bölüm muazzam olacak bunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Sizin desteğinizi görmek beni aşırı motive ediyor

Arez'i özledik öyle değil mi?

O zaman benden size mükemmel bir haber Arez'le buluşmak istiyorsanız bu bölümde desteğinizle burayı toza dumana katın tatlılarım.

Bir sonraki bölüm Arez sizlerle olacak

Sizi özlediğini bilmenizi isterim.

Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, sizleri seviyorum

Continue Reading

You'll Also Like

6.1M 197K 99
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
413K 25K 46
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
191K 9.4K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
355K 22.8K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...